Okula vardım o güzel deniz kokusu burnuma doldu. Belki de en sakinleştirici şeydi bu deniz kokusu. Okulun kapısından koşarak girdim, sevinçle sınıfıma gittim. Yağmur gene pusuda bekliyordu, bu sefer yapacanayacaktı busefer onu görmüştüm , bu sefer avcı av olacaktı. Merdivenlerden çıktım atladığını duyduğumda kenara kaydım, onu havada yakalayıp çevirmeye başladım. Sen benim üstüme atlarsın de mi diyerek kızıyomuş gibi yaptım ama kahkahalarıma engel olamıyodum, tamam dur nolur dur artık diyinceye kadar çevirdim. Aferin uslu kız diyip bıraktım yere, yanağıma önce bi öpücük kondurdu sonra tokatı patlattı "Üstüne kusacaktım be!! Aptal!!" Diye kızmaya başladı, tamam sakin ol evlat, hep sen mi eğleneceksin dedim. Sınıfa gittik, yanımdaki yerine kuruldu tabi hemen. Sohbet ederken yanımıza birinin geldiğini duymuştum. Garipseyip kafamı kaldırdım ve ziyaretçiye baktım, şaşırmıştım çünkü bizim yanımıza kimse gelmezdi. Kafamı kaldırdığımda Ceren'i gördüğümde şaşkınlığım 10 kat arttı. Kekeleyerek "gü-günaydın " dedim. Bu halime Yağmur kahkahayı bastı gıcık kız. Ceren de bana günaydın dedi. Ceren'in bizim sınıfta ne işi olduğunu merak ettim çünkü o yan sınıftaydı.ben:
-Ceren dün için gerçekten çok özür dilerim, gerçekten çok üzgünüm, dedim. Onun gülümsemesi rahatlattı, çünkü kızdığını düşünüp korkmuştum. O ise sadece" ben de bunun için geldim zaten" dedi. Kendimi affettirebileceğimi söyledi, tabi öğle yemeğinde ona eşlik edersem. Bu teklifini seve seve kabul ettim tabiki. Kapıdan içeriye birisi seslendi, Ceren'in arkadaşıydı sanırım çünkü "Cereeeen hoca girdi hadiiii" diye sınıfta bağırdı. Ceren de benim kaçmam lazım, öğle arası sakın ekme beni diyip gitti. Yağmur'u unutmuştum, taaki kafama vurup "Len yenge yapmışın söylemiyosun" diyinceye kadar. Bazen cidden bu kızdan nefret ediyorum. Lanet çocuk ne yengesi altı üstü yemek ısmarlayıp borcumu ödemiş olucam bi daha benimle muhattap bile olmaz benimle. Yağmur "Niye olmasın senden iyisini mi bulacak??" Dedi. Benimse tepkim benden iyileri kronolojik olarak mı sıralayayım yoksa isim soyisim şeklinde mi sıralayayım istersin demek oldu. Öğle arasına girdiğimizde her zamanki koşuşumdan eser yoktu, zil çaldığında sımıftan çıktım ve sınıflarının kapısının önünde Ceren'i beklemeye başladım. Ceren de zaten çabuk geldi. Basit bi selamlaşmadan sonra açlıktan ölüyorum dedi. Ben de tamam o zaman hadi gidelim dedim. Yemekhaneye doğru gitmeye başladı bense omzuna dokunup "Yemekhanede yersek ben borcumu ödüyemem, olmaz. Öğle arası uzun seni burger king'e götüreyim dedim. Yüzüne kocaman bi gülümseme yerleştirip e harfini uzatarak çok tatlı bi şekilde peeeeki dedi. Burger King yakındaydı, yüz metre kadar yürüdük, garip bi şekilde yürümekten mutlu gibiydi, o zengin züppeler gibi 5 metre yürümeye üşenip, her yere arabayla motorla giden tiplerden değildi. Bu yüzden onu çok sevdiğimi düşünüyodum. Bi dakika?? Ben Ceren'i seviyor muyum, sadece çarpıştık, fazlasını beklememeliyim. Burger King'e vardığımızda ona ne istediğini sordum o ise sadece salata menüsü almak istediğini söyledi, ben de tabiki olmaz öyle iş dedim, güzelce bi menü alacaksın böyle doyurucu bi tane dedim. İyi öyle olsun, dedi Ceren. Kendime double whooper, Ceren'e de bi tane chicken royal söyledim çünkü olmadığını söyledi. Oturduk yemeğe başladık, her zamankinin aksine sakin ve yavaş bi şekilde yemek yedik, bi yanda da sohbet ediyorduk. Babasının vefat ettiğini öğrendim, üzülmüş duruyordu. Teselli etmeye çalıştım, biraz konuşturdum onu ama kendimden bahsetmedim çünkü bahsedersem bana acıyacağını ya da benden tiksineceğini düşünüyodum. Yemeğimizi bitirdiğimizde birer tane milkshake aldık ve elimizde milkshakelerle yürümeye başladık, bi yandan içiyor bi yandan da sohbet ediyorduk. Okula vardığımızda bahçede oturmaya başladık, sürekli konuşuyordu, baya konuşkan bi insandı bu belliydi. Zilin çalmasına yakın "Benim sınıfa gitmem lazım, görüşürüz" diyip gitti. Ben de kendi sınıfıma gittim. Yağmur sıramızda oturuyordu, kafası sıradaydı. Bacağına tekme atıp noldu sana ufaklık dedim. Kafasını kaldırdı, gözleri kırmızıydı. Neye uğradığımı şaşırdım.
