28 Mayıs 2024Genç kadın susamışlık hissi ile saatlerce uyumuş olduğu için çapaklarının çevresine batarak acı verdiği gözlerini yarım bir şekilde araladı. Bakışları pencereye kaydığında hala gece olduğunu fark etti. Geceleri bu saatlerde nadiren uyanırdı ve su ihtiyacını giderip tekrar atardı kendini uykunun kollarına. Sabah erken saatlerde işe gittiği için erken uyuyordu. Bu yüzden uyku süresini oldukça uzun tutmaya çalışıyordu.
Yatağının yanında bulunan komodinin üzerinde gezdirdi elini üşengeç tavırlarla. Bir süre sonra eli bardağı kavradığında ağzına götürdü ve tepesine dikti. Fakat ağzına su gelmeyince gözlerini tamamen aralayıp boş bardak ile bakıştı. Gözlerini yorgunlukla devirip bacaklarını yataktan sarkıtıp kendini ayağa kaldırmaya çalıştı.
Sonunda kendine geldiğinde ayağa kalktı ve kapısını aralayıp odadan çıktı. Çıplak ayakları evin koridorunda sesler çıkarırken pekte umursamadan yürümeye devam etti.
Mutfağa geldiğinde susuzluğunu giderip tekrar odasının yolunu tuttu. Odasına birkaç adım kalmışken önünden geçtiği kapıda duraksadı. Eli kapı kulpuna gittiğinde elektrik çarpmış gibi geri çekti.
Ne olursa olsun o, onun kızıydı. Aralarında küslük olmazdı, olamazdı. Bu sefer kararlı bir şekilde kapı kulpunu indirip kahverengi, ahşap motifli ve lüks kapıyı araladı.
Yorgunluktan kısılmış gözlerini odada gezdirdiğinde, yatağında kafasına kadar çektiği pikeye sarılmış, sadece saçları görünen kızına umutsuz vakaymış gibi baktı. Yanına yaklaştı ve yastığa serpilmiş dalgalı saçlarını koklayarak öptü.
Onun için canını bile verirdi. Her şey onun güvenliği için değil miydi zaten?
En kısa zamanda kızı da anlayacaktı annesini. Şu an hiçbir şeyi bilmediği için bu asi tavırlarını göz ardı edecekti Tomris.
Başını iki yana sallayarak yüzündeki buruk gülümseme ile odadan çıktı.
Odasına girip kendini yatağına fırlattı. Bazen, zorluklarla başa çıkmaya çalışan anne olduğunu unutup çocukça davranabiliyordu. Çok geçmeden yorgunlukla savaş veren gözlerini yumdu ve uykunun kendini gelip almasını bekledi.
Genç kız, annesi odadan çıkar çıkmaz pikeyi üzerinden savurup ayağa kalktı ve kıyafetlerini düzeltti. Kumral, beline kadar uzanan dalgalı saçlarını eliyle geriye savururken bir yandan da aynadaki görüntüsüne bakıyordu.
Bordo deri eteği ve eteği ile aynı renkteki deri büstiyeri ile hazırdı.
Krem rengi, küçük ama içi geniş el çantasının içine mayo ve telefonunu koyarken fazlasıyla zaman kaybetmişti. Yatağının kenarındaki siyah deri topuklu ayakkabılarını eğilerek yerden aldı. Aynadan kendine baktı ve yüzündeki koyu makyajın bozulup bozulmadığından emin oldu. Aynadaki yansımasına son kez göz atıp gergince nefes verdi ve odadan sessizce çıktı.
Çıplak ayaklarının parmak ucunda yürürken, bir an önce evden ayrılmak ve arkadaşlarıyla buluşmaktı amacı. Yıllardır her anlarını beraber geçirdiği dostlarıyla güzel bir gece geçirip sanki hiç gitmemiş gibi sessizce eve geri gelmek istiyordu.
Bugün doğum günüydü,arkadaşlarıyla güzel bir parti vereceklerdi. Ancak annesi Tomris, ısrarla kızının evden ayrılmasını istememişti. Normalde kısıtlayıcı bir yapısı yoktu. Ancak bu gece tehlikeli bir geceydi,dışarısı güvenli değildi.
Sessizce kapıyı açıp çıplak ayağını kapıdan dışarı çıkardı. Başını arkaya çevirdi son kez. 'Sadece birkaç saat eğlenip geri geleceksin İstanbul, sakin ol!' diyerek kendini kandırmaya devam etti, annesi ile kavga ettikten sonra odasına kapanıp gecenin bu vaktine kadar yaptığı gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harabe'de Bir Gece
Teen FictionHepimiz doğru ailelerde doğmazdık. Hiçbirimiz ailemizi seçemezdik. Onu ailesi seçmişti. Belki de onsekizinci doğum gününe kadar geçen süre onun en sakin yıllarıydı. Şanslı değildi. Hiçbir şeyi bilmeden gireceklerdi hayatına. Belki de şanslıydı. Her...