İlk duyduğumda çocuktum ve çok etkilenmiştim bu duyduklarımdan. Hiçbir ses kaybolmuyormuş aslında; hepsi dalga dalga uzaya akıyormuş yani o bilinmez sonsuzluğa karışıyormuş. O halde uzayın piknik sepeti, sözcüklerimizle doluydu. Her ses bir anı duyarlılığıyla saklanıyor demek. Demek ki annemin bizi yemeğe çağıran o tatlı sesi, uyumadan önce söylediği ninniler, hayatta beni gülümseten o kurumuş dudaklarından çıkan "seni seviyorum"... Babamın "prenses" demesi, kahvaltı masasında annemin kızmasından sonra duyulan kahkahası... Bu sayede sonsuza kadar yaşayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOŞLUK
Short StoryMiray 17 yaşında, gülen yüzlü bir kızdır. Hayat ona öyle oyunlar oynamış ki onu ve ailesini ayırmıştı.Gözlerindeki ışık sönük, bedeni dinç ama ruhu hafif ve yorgun.