İlk Gün Perşembe

12 0 0
                                    


Günler böylemi geçecek artık? Sabahın ilk ışıklarıyla sensiz bir salona gidip mutfaktaki kahve kokusu
olmayacak.Sensiz bir tad alınmaz kahvaltılar.evet kafamda bir çok soru ile uyandım bu sabah erken saatlerde.pencereye yöneldim dışarıya bakayım diye,kasvetli bir perşembe günü sabahı ilk bakışta.neyse dedim kendi kendime dışarı çıkar o kasveti atarım.hızlıca dün giydiğim tişörtü giydim.cebimde son aldığım maaşım ağır apartman kapısını çarpıp günün ilk sesleri ile yürümeye başladım sanki gördüğüm herkes anlamış gibi suratıma bakıyorlardı.kimseye aldırmayıp yürümeye devam ettim.her zamanki selamlar aynı sesler mahallede.tek içten olanı mahallenin bakkalı Hulusi abi.aleyküm selam deyip daldım bakkala Hulusi abi ne o evlat hayırdır diye sorunca boşver abi demek geldi içimden.bir paket sigara isteyip yavaşça ateş almaya gelmiş gibi çıkıverdim bakkaldan.

Sigaranın dumanı rüzgara karışırken her nefeste sen aklıma geliyorsun.hiçbir plan program yapmadan otobüs durağına ilerledim.on dakika bekledikten sonra karttan gelen ditt sesine irkildim.şöförün yorgun bakışlarıyla arka taraflara doğru ilerledim.insanların arasında kendimi daha rahat hissetmek hoşuma gitmişti.dışarı çıkma fikri biraz olsun işe yaramıştı.

Cama yaslanıp senin ismin geçen dükkan tabelalarına bakıyordum.hali hazırda üç tane gördüm.kafamda bir şeyler oluşmaya başlamıştı bile Aykut abinin orda takılırım meşhur çayıyla tabi.nasıl yapıyor bilmiyorum ama içtiğim en iyi çay diyebilirim.Kitap kokusu çay kokusuyla karışmış bir dükkan hayal edin.

Kalkma abi dedim dükkana ilk adımımla.yarı takılmış gözlüklerinin üstünden gülümsemeli bir bakışla hayırsız sen nerelerdesin dedi aykut abi.sorma abi diyerek karşısına oturdum.çayı kaşla göz arasında koymuştu bile.neresinden başlayayım abi dedim.dün çekip gitti dedim.yarı takılmış gözlüklerini çıkardı birden oğlum sana kızmı yok dedi gür bir sesle.ah be abi olmazmı dedim.Tabi aklımda sadece sen vardın o konuşmayı yaparken.Aykut abiyi dinlemeyi seviyorum ikna edici bir huyu var.Başladı eski aşklarını anlatamaya sanki aramızda bir cam varmış gibi derinden geliyordu sesi.

Yaklaşık üç saatlik bir konuşmadan sonra çayın dibi gelmişti.abi bana müsadece dedim.arkadaşlarla takıldığımız mekana doğru yola koyuldum.kapıyı açtım içerde yoğun bir sigara dumanı masalarda tek tük içen insanlar bir an kendimi on beş sonrasında görmüştüm.

Duvar dibindeki masaya oturdum Muhsin abi hoş geldin oğlum yalnız mısın dedi evet abi dedim.tamam oğlum afiyet olsun dedi.masa ya ilk en sevdiğimiz mezeler geldi.tek başıma başlamak garip gelmişti.sen ilk ekmeği kapar hemencecik bandırırdın mezelere.suyun en hali rakı ile kavuşmuş boğazımdan hafifçe ilk yudum inerken radyodan çalan seven ne yapmaz şarkısı çalıyordu.hızlıca ikinci yudumu indirmiştim.mezelerin tazeliği rakının kendi has kokusu müzik Muhsin abinin mekanı tek diyebilirim.
Bir ufak bitmişti ki Çınar çıka geldi Çınar en yakın arkadaşımdır kendisi ayrıldığımızı duymuş olmalı ki nerde olduğumu tahmin etmiş.
Afiyet olsun kardeşim diyerek masadaki ikinci bardağı çevirdi koy bakalım şuna duble dedi.
Gecenin uzun olacağı belliydi.
Gözlerimi açtığımda Çınar'ın eşi Türk kahvesi yapıyordu.İç bunu dedi Sevcan.tamam dedim.
Salonda kanepe açılmış bu akşam burdasın dedi.

Sırtımdaki hafif ağrı ile kalkım.kahvaltı hazır mutfaktan mis kokular geliyordu.Sevcan dan sabah öğütleri dinliyordum ki kahvaltının lezzeti Sevcan'ı bastırıyordu.Bi ara ben sana birini bulucam dedi.Aldırış etmeden devam ettim kahvaltıma.
Muhteşem kahvaltıdan sonra dışarı attım kendimi.Vapura binip karşıya geçiyordum.
Vapurda sevgilileri izliyordum.
Şimdi nerdesin ne yapıyorsun?
Vapurdan inerken önce ben inicem telaşı içinde son adımımı karaya bastım.Denizin verdiği ferahlıkla dükkanları dolaşmaya başladım.Küçük bir kahve dükkanı gördüm biraz soluklanayım dedim.İçerisi ufak dört beş masalık oturma kapasitesi olan bir dükkan.Gördüğüm tek kişilik masaya oturdum.
Sipariş için gelen arkadaşa sade kahve siparişi verdim.

Kahvemi alıp dışarı çıktım öylece kaldırıma oturdum.İnsanları izlemeye başladım kimi biryerlere geç kalmış.Kimi alışverişte.Herkesin telaşı farklı idi.Ben ise ruh gibi ortalıkta geziyor vakit öldürüyordum.Yavaştan yürümeye başladım.
Cebimdeki telefon birden çalmaya başlamıştı.Ekrana baktığımda sen arıyordun.Panik yapmıştım terlemiş iki üç saniye içinde açıp yada açmama hakkında karar vermem gerekiyordu ki birden açıverdim.Nasılsın diye sordum seni görüyorum diye bir cevap geldi sağıma soluma baktım ve seni görmüştüm.Tek başına oturmuşsun kafede.Aklımdan acaba aynı şeyleri yapıyormuşuz gibime geldi.Hızlı adımlarla yanına gittim.Otursana dedi.Karşısındaki sandalye ye oturdum.Yüzüme baktı yapamayacağız dedi galiba.Ben yapamıyorum dedim.Masaya koyduğum elimi birden tutmuştu.Tepkim gecikmemişti evlen benimle dedim.Evlenelim dedim.Ben bile kendime şaşmıştım.Ama içimde hiç bir şüphe yoktu onunla bir ömür yaşayabilirdim.

Gözünden damlayan tek bir yaşla evet dedi.

Üç yıl sonra kapımızın zilini çaldım.Hayatımın anlamı doğru karar verdiğim insan kapıyı açtı.

Hoş geldin canım dedi....

Tolga Güler

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 11, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KASVETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin