Gün Batmadan

Yanıcaz!

"Çok fazla içmedin mi Fatih? Diye sordu Mehmet. En vefalı kuzenimin benim fazlasıyla cesur ve bir o kadarda kurşunun önüne atlayacak kadar beni kardeşini koruyacak kadar mertti. Tabi her ne kadar da mert ya da cesur olsa biz böyleydik işte ikimizde birbirimizi kurtarmak için deli delice kurşunların önüne atlıyordu. Karnındaki kurşun yarası da Mehmet kardeşimi isabet edeceği Son hamlede onun önüne geçip kurşunun adresini şaşırtmıştım.

Biz böyleydik işte kardeşlik böyleydi iki kuzenden öteydik biz iki can yoldaşı iki kardeş gibiydik. O yüzden kuşun açtığı basit bir delik bize işlemiyordu. Ve daha fazlasıyla bedenimizi açılan kuşun yaralarının kalbi yakınlığını ölçerek gülüyorduk.

"Yeter! Fatih çok içtin. Deyip elimden kadeh bardağını almasıyla narkozun sersemliği de kafamı kaldırıp tek gözümü kısarak kardeşime baktım;

"Karışma bana "taslarken elimden çekti kadehi elinden alıp barda fondiplediğimde viskinin sert değil yüzümü buruşturup barda masaya vurup "doldur"diye tasladığım da ben bile zor duyuyordum kendi sesimi. Şu anda narkozun etkisi viskinin vermiş olduğu sersemlik ile kafamı zor kaldırıyordum. Ben saat ve önce kuşunun bedenimden çıkarırken acı acı bağırışlarımın arasında ayağa kalkar kalkmaz bara gideceğimi Mehmet'e söylesem de ona bu fikrin saçma gelmiş ve her zamanki gibi yine benim peşime takılmıştı.

"Sakin ol kuzen"deyip omuzuma vurduğunda tebessüm ederek viski bardağımı elime alıp oturdum tabur eden bir site oynayan insanlara baktım çok geçmeden yanımda hissettiğim hareketle kafamı çevirip baktım nedense bu duruma şaşırmamıştım ne zaman kafa dinlemek istesem başta Mehmet yanımda bitiyor ve hemen onun takiben de Berk bitiyordu.

"Bugün de ölmediğime göre daha ne kadar içeceksin kardeşim biraz hızlı gidiyorsun ve daha sabah bedeninde canlı canlı kuşun çıkarttık lan! Nedir bu bu akşam alkol komasına sokup kendini mi geberticem."dediğinde kısa bir süre sessizlik hakkımı kullandım herkeze arkasında Mehmet başlamadan elimdeki viski bardağını fondipleyip masaya vurup barmene kafamla doldurmasını istedim.

"Belki ölmek istiyorumdur."karşılığını verdiğimde iki beylerin gözleri kocaman açılmıştı. Yüzüklerindeki şaşkınlığı ister istemez tebessüm ederken dolu olan viskimden bir yudum aldım.

"Beyler bu benim son gecemmiş gibi eğlenmek istiyorum? Diye yüksek sesle konuştuğumda onlar sadece başlarını sallayarak beni onaylamışlardı. Tekrardan arkami dönüp piste gürültülü müziğin etkisinde dans eden insanlara bakmaya başladık. Bana uyum sağlayan iki kardeşimle göz ucuyla bakmayı da ihmal etmemiştim. Bu gece benim için masum bir gece değildi.

Saatler hızlı geçerken etraf tamamiyle hareketlenmeye kalabalık artmaya başlamıştı. Etrafımızda dolanan kızlar pek ilgimi çekmese de biz kimden, votkaya votkadan da Tekila'ya seviyeyiatlamıştık. Kendi kendime gül gülsemde ölmediğim için bugün şanslıydım açıkçası. Piste oynayanları kafamı çevirdiğimde deliler gibi dans eden kızın Cardin olup olmadığını bir an çıkartmaya çalışıyordum. Gözlerini kısarak dans eden kıza baktığımda onun gibi gerçekten kardan olduğuna emin olup yanımda dağılan berkin koluna girdim.

"Lan oğlum kardelen burada! Dedim sert bir şekilde.

Berk yanındaki kızı it ekleyip kendine çekidüzen verirken ister istemez kahkaha atmıştım. Kardan her ne kadar cazgır olsa da belki sırf onun azıyla uğraşmamak için hata yapmamaya çalışıyordu.

"Nerede lan."deyip tabur eden indi ben de inip kafamda deliler gibi dans eden Kardelen'in gösterdiğimde berk bakışlarıyla Karadenizli mi almıştı bile , Kaderdelen yanındaki esmer güzel kızarla dans etse de karşısındaki kız oldukça sakin dans ediyordu.