Barış Ayaz 2 Ocak 1999 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Doğumundan 1 ay sonra babasının işi dolayısıyla Fransa'ya gitmek zorunda kaldı. 4 yıl Fransa'da yaşayan Barış , oranın iklim koşullarına alışmış, çevre edinmiş ve arkadaşlarının çok sevdiği bir çocuk haline gelmiştir. Annesi Nuray Hanım kendi halinde bir ev kadınıdır. Aslında pek ev hanımı denmez. Nuray Hanım Fransa'da az da olsa bilinen iyi bir mühendisti. Lakin Barış'ın doğumu ile birlikte tüm mühendislik hayatını geride bırakıp sadece oğlu ile ilgilenmiştir. Durum böyle olunca babası Yavuz Bey evin tek çalışanı olduğu için normal olarak biraz maddi sıkıntıya girmiştir. Bu yaşadığı maddi sıkıntı ise bir süre sonra işine yansımıştır.
Barış 5. Doğum gününde 2 Ocak tarihinde belki de hayatının en güzel doğum günü hediyesini almıştı. Çünkü ona alınan hediye uzaktan kumandalı kırmızı bir Ferrari'dir. Erkek çocukları bu hediyenin güzelliğini çok iyi bilir. Annesi tarafından alınan bu hediyeye çok sevinen Barış koşa koşa annesinin yanına gidip " Sen iyiki benim annemsin seni çok seviyorum hayatım boyunca'da sevicem " demiştir. Ama unuttuğu birşey vardır. 5. Doğum yılında bu hediyeler bu öpücükler dağıtılırken babası ortalarda yoktur. Barış hemen annesinin telefonundan babasını arar ve nerede olduğunu ne zaman gelicegini sorar. Babası Yavuz Bey ise " Oğlum şirkette biraz işlerim var onları halledip hemen gelicem. " Der. Tüm hediyeler verilir pastalar meyvesuları içilir aradan 2-3 saat geçer ama babası hâla ortalarda yoktur. Bunun üzerine annesi merak edip Yavuz Bey'i arar. Yavuz Bey telefonu açmaz ve karısının ısrarla aramasından sonra telefonunu kapatır. Aradan tam 1 gün geçtikten sonra Yavuz Bey eve gelir. Nuray Hanım çok merak ettiği için sesli bir şekilde tartışırlar kocası Yavuz Bey ile. Yavuz Bey durumu şöyle izah eder. " Hayatım üzerime gelme olanları bilmiyorsun beni bi dinle ondan sonra bağırıcaksan bağırırsın." Der.
Yavuz Bey işlerin uzun zamandır kötü gittiğini ve artık bir şirketlerinin olmadığını söyler. Nuray Hanım şaşırarak nasıl olduğunu sorar. Yavuz Bey ise çok sorulan sorulardan dolayı sinirlenir ve eşine hızlı bir şekilde tokat atar. Tüm bu olaylar yaşanırken Barış, odasında annesinin resimine sarılarak oyuyordur. Babası o olaydan sonra sinirle evden çıkacakken Barış aklına gelir ve odaya girer. Annesinin resmine sarılıp uyuduğunu gören Yavuz Bey , Barış'ın başucuna gelir ve " Oğlum, ben artık yokum. Annen sana emanet. Ona çok iyi bak olur mu ? Seni çok seviyorum." Der ve evi terk eder.