DÜZENLENDİ
3 YIL SONRAAyaklarımı hissetmiyorum artık. Kaç saattir hiç mola vermeden koşturuyorum. Sırf kabusum olan o pisliğe para götürebilmek için hem de. İşim biraz yoğun. Çalışma arkadaşlarım siparişi alır, bana söyler ben de servis yaparım. Kaç yıl oldu konuşmayalı? Üç sanırım. Kendi sesimi bile unuttum artık. Ağlarken bile sesi çıkmaz mı insanın? Canı yanarken bile tek bir ses çıkmaz mı? İşimin bitmesine daha iki saat var. Sırf o adama para yetiştirebilmek için sabah sekizde gelip gece on bire kadar çalışıyorum. Yorulsam da ne yapabilirim ki? Gücüm yetmiyor ona. Okula gitmeme izin vermesi için mecburum dediğini yapmaya. Az kaldı ama. Lise bittikten sonra kaçacağım yine. Bu kez daha uzağa. Bulamayacak beni. Para biriktiriyorum o yüzden. Ona fark ettirmeden maaşımın birazını saklıyorum. Başaracağım bu sefer, sadece bir yıl daha sabretmeliyim.
İşim bitince önlüğümü bırakıp çıktım kafeden. Hava çok soğuk değildi, hatta sıcak bile sayılırdı ama ben yine de kapüşonlu ceketimi giyip saçlarımı gizledim. Sonra da koşmaya başladım. İyi hissettiriyor koşmak. Özgür oluyorum koşarken. Evin sokağına girdiğimde yavaşladım. O eve girip o pislik adamın yüzünü görmek istemiyordum ama mecburdum. Kapıyı açıp içeri girdiğimde yine o pislik adamı ve yine onun gibi pislik arkadaşını otururken buldum. Yine kurmuşlardı içki sofrasını. O iğrenç bakışlarını üzerimde hissetmek korkutuyordu beni. Dövsündü, küfür etsindi ama o mide bulandırıcı bakışlarını çekseydi üzerimden.
"Ooo. Benim küçük kızım teşrif etti sonunda. Neredesin sen lan bu saate kadar?"
Anlamamış mıydı hala? Konuşmuyordum işte ama anlamıyordu bunu. Hazırladım kendimi. Ona cevap vermedim diye yine dövecekti beni. Ayağa kalkıp bana yaklaşmaya başladı. Dev gibiydi gözümde. Ama ben babamın kızıydım, cesurdum. Kıpırdamadım yerimden, diktim gözlerimi ona. Önce bir tokat geldi yanağıma. Yana düştü başım. Yumruklarımı sıkıp kaldırdım başımı, yine diktim gözlerimi ona.
"Lan...Dikme o şeytan gözlerini bana. Gebertirim seni."
O gece yediğim dayak ne ki? Şükür bile ediyorum kemerini çıkarmadığı için. Yanındaki arkadaşı, o pislik beni döverken sırıtarak bizi izleyip içkisini içti. Nefret ediyordum ikisinden de. Zar zor temizledim yaralarımı yattım uyudum. Sabah yine işe gitmem gerekiyordu. Okulun başlamasına da son iki gün kalmıştı. Çok şükür bitecekti tüm dertlerim. Kurtulacaktım tüm kabuslarımdan. Kafeye geldiğimde sadece Sevgi abla vardı. Sevgi abla mutfakta çalışır, çok güzel yemekler yapar. Bana da öğretti bir sürü yemek. Annemden sonra saçlarımı okşayan tek kişi Sevgi abla.
"Kuzum geldin mi? Gel hadi kahvaltı yapalım."
dedi bana yaklaşıp .Yüzümü gördüğü anda silindi yüzündeki gülümseme.
"Elleri kırılsın yine mi dövdü seni? Ah yavrum gel otur hadi bir krem sürelim."
Kağıt ve kalemimi alıp yazdım ona.
"Gerek yok Sevgi abla ben sürdüm krem. Ben bugün mutfakta çalışsam olur mu?"
"Olur kuzum olur. Gel bir şeyler ye hadi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUSKUN(TAMAMLANDI)
General Fictionİlk 4 bölüm tanıtım amaçlıdır. Hikayenin tamamı için dreame hesabıma beklerim :) linke profilimden ulaşabilirsiniz..