Ertesi gün bütün cesurları toplayıp topluluksuzların yanına gittik.
Çok açtık. Hemen yemekhaneye indik Yemek yerken bir ses duydum. Hemen sesin olduğu yere gittim. İnanmıyorum. Cristina, Marlene ve Lynn'in kardeşi Hector çatıya çıkmışlar. Atlayacaklar. Tori'yle göz göze geldik.Hemen çatıya çıktık. Üçü de ayni şeyi söylüyordu.
-Hain Tris Prior Bilgelige teslim edilmek zorunda. Yoksa her gün daha fazla ölüm yaşanacak. Tris Prior'ı teslim edin.Yoksa daha fazla ölüm yaşanacak...
Tori Hector i yakaladi, dusmesine engel oldu. Ben de Cristina'nin elini yakaladim. Ama Marlene'i yakalayamadik. O düşüp öldü.Tori bana yardim etti. Cristina'yi çekip kurtardık. Evelyn bizi bir vericiyle kontrol ettiklerini ve eğer o verici çıkarılmaya calisilirsa öleceğimizi söyledi. Topluluksuzların hepsi bağırmaya başladı.
-Onu teslim etmeliyiz. Yoksa hepimiz ölücez.
Cesurlar ise tam tersini söyledi. Ordan ayrıldım. Arkamdan Tobias da geldi. Tobias bana:
+Sakın aklından geçeni yapma.
-Benim yüzümden masum insanlar ölmemeli.
+Beni düşün, ben sensiz yapamam, gitmeyecegine söz ver
-Tamam
Uyumuştuk. Sabaha karşı Topluluksuzlardan ayrıldım.Tobias a söz vermiştim.Ama gitmeliydim. Benim yüzümden biri daha ölemezdi. Buna izin veremezdim.Bilgeligin kapisindan gecer gecmez beni yakaladılar. Beni boş bir odaya götürdüler. Uyumuşum. Uyandigimda Peter beni almaya geldi, ne beklenirdi zaten ondan, bizi yine satmıştı. Beni yerimden kaldırdı ve baska bir odaya götürdü, odanın tam ortasında bir kutu vardı. Peter:
+Bu kutuyu açmanı istiyorum. Bunu sadece bir uyumsuz açabilir. Ama maalesef şimdiye kadar deneyenlerin hepsi öldü. dedi suratinda igrenc bir gülümseme vardı.
