Umutlar Başka Bahara ( Kalijah-Klaroline )

15

Bu bölüm Katherine ağırlıklıdır, iyi okumalar...

Yine siyah gökyüzü, yine mavi sular. Mavinin insanları rahatlattığı söylenir, değil mi?

Benim hissettiğim tek şeyse acı. Mavi sadece bana acı çektiriyor. Boğazıma dolan sular, nefes almak için çırpınışlarım. Herşey acımı acıtıyor. Kalbim sıkışırken görebildiğim tek şey ise benimle aynı durumda olan Caroline. Ama o benim kadar acı çekmiyor.

O sadece boğuluyor. Suyun dibinde boğuluyor. Ama ben, ben her nefes almaya calışmamda boğazımdan jilet geçiyor.

Canım yanıyor, ama yapabilecek hiçbir şey yok. Hiç kimse yok...

-Katarina? Iyi misin.

Sesler duyuyorum ama hiçbir tepki veremiyorum. Tepki değil, ses bile çıkaramıyorum. Sanki vücudumun kontrolü bende değil. Ve o sırada üstüme gelen gölge...

-Aaa!

-Şşt. Tamam, geçti. Geçti. Yaşıyorsun. İyisin.

Ve Yine aynı kabus. Caroline gittiğinden beri hep aynı kabusu görüyorum. Belki boğulmamın sonucu bu, ama kabuslar bile canımı yakıyor.

Ve Elijah, her anımda yanımda. Yanımda ve bana destek oluyor.

-Katarina? Iyi misin?

Bogazimdaki acıyla konuşmak yerine sadece kafamı sağa sola salladim.

Ben 500 yıl boyunca Klaus'tan kacmistim. Ama o zaman bile böyle canım yanmamisti. Şimdi ise bi kac boğulma yüzünden bu haldeydim.

Ah, ben Katherine Pierce'im. Ben hayatta kalır, acı çektiririm. Acı çekmem...

-Eli-Elijah?

-Efendim Katarina?

- Beni yalnız bırakır mısın?

Emin olmadığını belirten bakışlar attı bana. Ardından hafifçe kafasini sallayip kapıdan çıktı.

Tamam şimdi rahatlamam lazımdı. Sacmalamayın tabiki de yoga yapmıyacağım.

Odadaki duşa girip sıcak suyun beni rahatlatmasına izin verdim. Sudan nefret ediyorum mu demiştim?  sıcak su nefret edilemeyecek kadar güzel.

Duştan çıkıp aynanın önüne geçtim. Her zamanki bendim. Sadece biraz zayıflamış gibiydim. Havluyla saçlarımı biraz kuruttum. Ardından  Dolaptan çıkardığım mor tişört ve siyah kot pantolonumu üstüme giydim.

Aynanın önüne tekrar geçip her zaman ki makyajimi yaptım ve aynada tekrar kendime aşık oldum.

Tamam. Şimdi ilk olarak bir şeyler yiyeceğim. Ardından dışarı çıkıp hava alacağım. Evet, en mantıklı şey bu.

Odadan çıkıp aşağı indim. Mutfakta ise bir adet barbi Klaus vardı. Aman ne güzel!

-Ooo. Sürtük görsel ikiz aramıza dönmeye karar vermiş

-Oo. Sarışın köken kilo mu almış?

Evet, tamamen benden izinsiz dökülen bu sözler Rebekah'ı sinirlendirmişti. Şöyle ki insanlar bana laf sokmaya çalışınca istemeden bile onlara laf sokuyorum. (Bikaz sen Katherine'sin)

Rebekah bana sinirli gözlerle bakarken tek yaptığım şey göz devirmekti. Ardından mutfak dolabından bir kan torbası aldım.

Normalde damardan içmeyi sevsemde suanda çok bitkindim.

Kanı hızlıca bitirip torbayı çöpe attım. Ardından dışarı çıktım. Rebekah hiçbir şey söylememişti. Bence de soylememeliydi.

İlk başta bahçe de duran Elijah"ı gördüm. Yanına gidip gitmemek arasında kalınca gitmeyi seçtim.