Autumn killed the summer with the softest kiss | Snames [AU]

way down we go

Severus Snape asla flörtöz biri olamamıştı.

Peki şimdi ağzından çıkan bu sözler, çapkın bakışlar, kaçamak dokunuşlar ona mı aitti? Kendi benliğini ne zaman kaybetmişti? Kendisi de bilmiyordu ama bu acıyı hissetmemenin tek yolu buysa kendisini değiştirebilirdi.

"Neden bu kadar üzgünsün?" dedi Theodore, Severus'un yanağını okşarken. "Gülümsemene sinmiş bu hüzün niye?"

Bir şey diyemedi Severus, ağzı açılmadı. Sadece bakışlarını kaldırdı ve Theo'nun omzunun üstünden kendilerinden biraz geride duran  sevgilisiyle flörtleşen James'e baktı. Bu sırada bakışları onun bakışlarıyla karşılaştı ve Severus'un kalbi yeniden aşkla çarptı.

Alayla gülümsedi James ona ve sevgilisinin elinden tutarak Severus'un yanına sürükledi.

"Tek gecelik ilişkilere mi başladın, Bay yağlı saç?" dedi ve kahkaha attı. Sonra Theo'ya döndü. "İğrenç kokuyor ve pisliğin teki. Onunla yatmak istediğine emin misin?"

Theo şaşkınlıkla James'e baktı. Neden böyleydi? Severus onu bu kadar severken o neden bu kadar kötü davranıyordu? Sonra anladı. Bakışlarının altında yatan anlamdan, karanlıkta fark edilmiyor sandığı gözlerine dolmuş yaşlardan anladı.

James, Severus'u seviyordu ve kaybetmek istemiyordu.

Sinsice gülümsedi Theodore. Onları bir araya getirmek için kendini kullandırtacak olsa bile yapacaktı. Bu yüzden Severus'un belinden kavradı ve burnunu saçlarına yaslayıp kokladı. Severus şaşkınlık ve korkuyla boynuna tutunmuştu Theo'nun. Severus'un saçları tarçın gibi kokuyordu ve Theo kokladıkça koklamak istiyordu.

"Çok güzel kokuyor." dedi çenesinden tutup başını kaldırdı ve alt dudağını ıssırdı. "Öpmek için sabırsızlanıyorum."

James dehşetle onlara baktı. Kalbi ilk defa korkuyla çarptı.

"Bana gidip bir şeyler içmeye ne dersin?" dedi Theodore.

"Olur." dedi Severus gülerek.

Aşık olabilirdi ama aptal değildi. James onu deli gibi kıskanıyordu. Söylediği bütün o kötü sözlere ve inkâr etmesine rağmen hâlâ Severus'u seviyordu.