Kendall Kaltak Jenner

52 4 0
                                    

Sabah saat  8.00' di yanımda bağıran yani alarm gibi öten Eleanor'un sesiyle uyanmak pek normal olmasa gerek.Yatakta hafifçe doğruldum.

-Ne var El! Ne İstiyorsun daha saat sabah 8.00.

Gözlerimi kapadım ama onun bana bakan pörtlek gözlerini hissedince kalkmak zorunda kaldım.

-Hey uyan Dee bugüne erkenden başlamak istiyorum çünkü çocukların provalarını izlemeye gidicez bak şimdi ben odadan çıkıyorum

-Asıl mesele belli oldu.Tamam peki.

-Sen süper bir arkadaşsın saol

-Ahh biraz daha sıkarsan nefes alamıyacağım.

Sonunda beni sıkmayı bıraktı bende bu sayede nefes alabilmiş oldum.Neyse yerde duran hotelin hediyesi olan terlikleri ayağıma geçirdim parmaklarımı içinde oynattım ama çok rahatsızdı.Hiçbir terlik benim pofuduk yumuşacık ve ayağını sıcacık tutan terliklerim gibi olamazdı ama haline şükretmek gerek.Ayağa kalktım ve duvarın köşesinde duran valizimi açtım tabi ne giyeceğime karar veremeyince az ötede duranpencereyi açtım.Hava çok soğuk deildi -sabah saati olmasına rağmen- en sonunda üzerime bir elbise geçirdim aslında şeker bir elbiseysi beyaz renkte.Aslında başka bir elbise giyecektim -daha mini- ama babamın yasakları sayesinde bunu giyebildim.Bu elbiseyle uyumlu olabilcek küçük bordo renk çantamı omzuma geçirdim.Hotel odamıza verilen makyaj masasının önüne geçtim.Bize 2 tane masa verilişti çünkü 1 tanesinin bize yetmeyeceğini anlamıştım -hele yanımda Eleanor gibi biri varken.Sandelyeye oturdum ve orda duran makyaj malzemesinde far ruj rimel çıkardım zaten ben genelde çok makyaj yapan bir insan deildim ama yinede yanımda makyaj yapan El'i gördüm ve bende çok çok çok çok hafif bir makyaj yaptım.Saçımı at kuyruğu yaptım ve işte hazırım.

-Hey hadi Dee çıkmamız lazım!!!!

-Tamam geliyorum.

Ayağıma babetlerimi geçirdim ve koşa koşa odadan  çıktım.El ile merdivenleri inip otelin lobisine ulaştık.Otelden dışarı çıktığımızda bir araba bizi karşıladı ve yemek yiyeceğimiz alana götürdü.Arabadan indiğimizde bir restorant a geldiğimizi anladım.Yaklaşık birkaç dakika sonra ikimizin omleti de geldi.Bir süre sonra ikimizde yemeklerimizi bitirmiş tıkabasa doymuştuk.

-Dee şşşş-şuradaki dükkana gitmem lazım süper bir elbise var.

Kafamı çevirdiğimde gözlerim yerinde çıkıcak gibi oldu -sonuçta ikimizde moda okuluna gidiyoruz bu anormal deil-masaya paraları fırlattık ve koşmaya başladık dükkanın önüne geldiğimizde bizi deli sanmasınlar diye yavaşladık.Dükkana girdiğimizde ikimizde reyonlara doğru fırladık.Ben elimde 1 elbiseyle kabine girdim.Üstümü çıkardım ve aman tanrım çok kilo almış Manchaster'a döndüğümde spor yapmam gerek.Neyse üzerime elbiseyi geçirdim yaka kısmı dantelli toz pembe bir elbise giydim.Kabinden çıkmamla El'in ağzının yere kadar düşmesi bir oldu.

-Dee s-sen -ç-ççok güzelsin.

-Emin misin?

-Gerçekten bu elbiseyi alman gerek senden başkasının üzerinde düşünemiyorum.

-Ama El babamı biliyorsun hayatta bu elbiseyi almama izin vermez.

-Aması falan yok sen almıyorsan ben sana alıyorum.Şimdi çıkar şu elbiseyi üzerinden.

Elbiseyi üzerimden çıkardım ve kabinden çıktım.El yanıma koştu ve elbiseyi elimden kapıp kasaya koştu ve parasını ödedi.

-Hayırlı Olsun Daisy 

dedi ve poşeti elime tutuşturdu.

-Çok teşekkürler Eleanor sen olmasaydın ne yapardım ben 

Love Is Not A GameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin