O sabah,seni son görüşüm olduğunu bilemezdim hyung.
Her sabah olduğu gibi her zamanki yerimizde buluşmuştuk okula gitmek için.Genelde erken kalkmayı sevmezdin,sırf okula beraber gidelim diye ikimiz de aynı saatte kalkıyorduk.
Sessizce yürümeye başladık.Sabahın körü olduğu için etrafta 2-3 araba sesinden başka bir ses de duyulmuyordu zaten.
"Jimin sana bir şey soracağım."
"Hmhm?"
"Bizim sınıftaki şu Chanmi,,"
"Ee?"
"Güzel kız değil mi?"
"Nereden çıktı şimdi bu?" Dedim yolun ortasında durup ona sinirle bakarak.
"Hiç,sadece sordum."
"Sen de biliyorsun değil mi.."
"Jimin Oppa!Oppa evlen benimle!Seni seviyorum Oppa!"
Chanmi'nin taklidini yaptığında seni pataklamıştım.
"Komik değil.Kız benle kafayı bozmuş!Onu kibarca reddettim ama anlamıyor ki!Bildiği tek şey 'Jimin Oppa'."
Sen kahkahalarla gülerken,ben senin o güzel gülüşünden gözlerimi alamadım.Dayanamayıp bende sırıtmaya başladım.
"Gülme.Hyung gülme yah!"
"Kız gece senin fotoğraflarınla uyuyormuş."
"Bunu nerden öğrendin?"
"Sınıf grubundan."
Derin bir nefes verdim ve yürümeye devam ettim.
"İşte insan bu kadar yakışıklı olunca.." dedim ellerimi ceplerime sokarak.
"Hey,burada yakışıklı olan biri varsa o da benim."
"Tamam,belki sende biraz yakışıklı olabilirsin."
"Peşimde binlerce kız koşuyor Jimin-ah,emin ol senden daha yakışıklıyım."
"Umarım beni bırakıp başka kızlara gitmezsin!"
"Immm aslında birileri var.." dedin çeneni sıvazlayarak.
Bu hallerin hoşuma gidiyordu.
"Kim?Ne?Senin sevgilin mi var!"
"Var gibi..hoşlandığım biri var."
"Neden bana söylemedin?" Dedim yüzümü asarak.Ümidimi kesmeme ramak kalmıştı.
"Başlarda pek öyle değildi,yani arkadaş olarak görüyordum ama şimdi..sanırım ondan hoşlanıyorum."
"Ne bekliyorsun o zaman,git açıl." Dedim isteksizce.
"Beni reddetmesinden korkuyorum."
Alayla gülümsedim.
"Seni kim reddedebilir?Yüce Min Yoongi,afet gibisin."
Bana şaşkınca baktığında hemen önüme döndüm.
"Yani kızlar,seni seviyor anlamında."
Bir süre cevap vermedin,sessizce yürümeye devam ettik yine.Ardından,kalp atışlarımı hızlandıracak,ellerimin titremesine sebep olacak o cümleyi söyledin.
"O kişi sensin Jimin."
Yavaşça başımı sana döndürdüğümde,sanki duymamışım gibi tekrar ettin güzel sözlerini.
"O kişi sensin."
"B-ben ben ne-"
"Bak,biliyorum bu biraz garip ama,senden hoşlanıyorum."
Şaşkın yüz ifademin üzerinde yavaşça kıvrılan dudaklarıma baktığında boynuna atladım.Kollarını sıkıca bana sardığında gülümsemem daha da genişlemişti.Özlem duyduğum kokun tekrar yanımdaydı.Başımı omzuna yaslarken mırıldanırcasına konuştum.
"Seni seviyorum."
Kalp atışlarımın hızlandığını hissedebiliyordum.
"Bende seni seviyorum Jimin."
Saçlarımı okşadığında gülümsedim.Bana huzur veriyordun.
"Ama şimdi okula gitmeliyiz,geç kalacağız." Dedin yüzümü avuçlarının arasına alarak.
"Ah,peki."
Yürürken artık nasıl konuşacağımızı,bana nasıl davranacağını hayal ediyordum.Heyecanım hala geçmemişti ve geçmeyecekti de.Soğuk elin ondan daha minik olan elimi avucunun içine aldığında ürpermiştim.Yüz yüze baktığımızdaysa utanarak başımı çevirmiştim.Gülümsedin.
"Utandın mı?"
"Y-yani biraz."
"Alışmalısın."
"Alıştırırsın."
Okulun kapısı göründüğünde ellerimizi ayırdın.
"Ahh siktir,resim çantamı unuttum.Hoca bugün not verecekti."
"Hadi gidip alalım o zaman."
"Sen yorulma boşuna,ben gidip alırım şimdi."
"İyi peki,dikkatli ol ama."
"Tamaam!"
Hızla geriye doğru koşmaya başladın.Bense arkamı dönüp yürümeye başladım.Keşke dönmeseydim.Bir iki saniye sonra gelen ani fren sesiyle irkildim ve arkamı döndüm.Yerde yatan cansız bedeninle karşılaştım.
O an,kalbim sanki atmayı bırakmış,tüm yaşam enerjim çekilmişti.Olduğum yerde dona kalmıştım.Birkaç kişinin bağırışıyla kendime geldim ve tüm hızımla yanına koştum."Yoongi,Hyung,Hyung uyan!Aç gözlerini!Hadi!"
Seni sarsmama rağmen uyanmadın hyung.
Gözyaşlarım,sel olup beyaz tişörtünü ıslatırken,neden bana gülümseyip 'iyiyim' diyemiyordun?
"Yalvarırım beni yalnız bırakma hyung,yalvarırım!"
Sen benim bu koca evrendeki tek yaşama sebebimsin hyung,beni yalnız bırakma.
Etrafımıza okuldan,çevreden onlarca insan doluştu.Onların bağırışlarını duyabilecek kadar güçlü değildim.Görüntün gözümün önünde sallanırken gözlerimi kapattım ve kendime gelmeye çalıştım.Doğru ya,beni kan tutardı.Beyaz tişörtünü kirleten koyu kırmızı lekeleri nasıl görmezden gelebilirdim?
Gözlerim direnmeme rağmen yavaşça kapandığında,yanına düşmüştüm sanırım.Bu bayılmanın sayesinde yanına gelebilmek için içimden dua ediyordum.
Belki de ölmedin hyung?Eğer hala yaşıyorsan,sana son bir şey söyleyeceğim.
Ben Park Jimin, Min Yoongi'yi sonsuza dek seveceğime yemin ederim.
SON.
