lavinia | 2

5 0 0
                                    


Biraz daha bahsedeyim hayatımdan. 15 yaşıma kadar Amerika'daydık. Annem ve babam orada tanışmış ve babam oradaki şirketine daha fazla ağırlık verme kararı almış. Eh doğal olarak da 15 yılımı orada geçirdim. Amerika'daki mükemmel hayatımdan sonra İstanbul'a taşınmaktan pek hoşlanmasamda bir şekilde alışmıştım 10 yılda. Eren içinse aynı şey söylenemez tabi ki. Henüz 20 yaşında olan kardeşim hala buradan nefret ediyor ve sık sık gidip geliyordu. Arada peşinde beni sürüklemesini de saymıyorum bile. Son birkaç aydır annem ve babamla birazcık sürtüşmüş ve bende kalma kararı almıştı. İki kardeş aynı evde güzel görünüyor olabilir. Ama her sabah Erene bağırıp çağıran, küfreden kızları duymaktan gerçekten sıkılmıştım.

Vee yine aynı sabah rutinimle uyandığım bir güne daha merhaba !

"Bak dün gece eğlendik, güzeldi. Emin ol sen mükemmelsin ve benden iyilerine layıksın. Sorun sende değil, bende."

Gerizekalı kardeşim yine iş başında.

Adımlarımı sakince odasına yönelttim. Hafif aralık kapıdan içeri göz gezdirdim. Evet tahmin ettiği gibi yine erkenden uyanmış, sporunu yapmış, kızın gitmediğini görünce de yollamaya çalışıyor. Gözleri bana takıldığında yardım istercesine yalvaran bakışları beni ikna etmişti. E napayım? Kardeş sonuçta.

Başım dik şekilde içeri girdim sertçe. Çıplak vücuduna doladığı çarşafla bana bakan kıza aldırmadım bile.

"Eren neden hala burada bu?" Kızın ciyaklaması ciddi anlamda sinirimi bozmuştu.

"Pardon sen kimsin?!!" Bağırmasına rağmen umursamadım ve Eren'e bakmaya devam ettim.

"Ceyda-"

"Adım Ceren!"

"Çok üzgünüm, Ceren, gerçekten gitmelisin."

Kız daha da sinirlenmişti. Hışımla kalktı. Bende o sırada Erenin yanına yaklaşmıştım. Eşyalarını bir bir topladı ve Eren'in karşısına dikildi. Gerçekten sinir bozucu olmaya başlamıştı.

"Biliyor musun, haklısın! Sende sorun! Bende olması söz konusu bile olamaz!"

Tam elini kaldırmış Eren'e tokat atacakken kolunu tuttum. O kadar da uzun boylu değildi.

"Orda dur bakalım güzelim. Şimdi ben seni zorla attırmadan tıpış tıpış evimden defol."

Sert bakışlarım üstündeyken, ne kadar etkili olduysa kolunu hızlıca elimden kurtarıp odadan çıktı.

Çıktığı anda bakışlarım Eren'e dönmüştü bile. Alışkın olduğumuz bir durumdu sonuçta. Bir açıklama yapacağını düşünmüyordum. Ki öyle de oldu.

"Günaydın günışığım." Yüzündeki kocaman gülümsemeyle yanağımdan öptü. Evet bu da yaranma çabaları oluyor birnevi. Alıştığımız bu duruma tepkisiz kalıp sarıldım. "Günaydın Matthew. Yine mükemmel bir sabaha uyandım. Çok teşekkür ederim."

Kahkahasıyla başımın altındaki göğsü titredi. "Beni çok seviyorsun, şimdiiii kahvaltı hazır mı?" Hala başım göğsüne gömülüyken kafamı salladım. "Evet hazırlamışlardır."

"O zaman, önce kahvaltımızı yapalım, sonrada dışarı çıkarız. Kendimi affettiririm sana?" Güldüm. Kendini affettirmekten kastı birkaç saat bana katlanıp yeniden aynı şeyi tekrarlayacaktı. Kardeşimi tanıyorum. Sırtına vurup geri çekildim ve hazırlanmak için odama yöneldim.

Kendimi direk duşa attım.

**

Hızlı ama güzel bir kahvaltıdan sonra zorla da olsa Eren'i ikna etmiş ve alış verişe çıkarmıştım. Kimin arabasını alacağımız konusunda küçük bir tartışma yaşamış olsakta tabi ki benim arabamla gelmiştik.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 10, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

laviniaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin