lavinia | 1

13 0 0
                                    


"Efendim yeni sezondan birkaç parça daha var eğer görmek isterseniz."

Hayat çok basit görünür bazılarına. Benim gibilerine. Varlıklı bir ailenin çocuğu, Amerikan bir anne Türk bir baba, istediği anında önünde olan, en iyi okullarda okutulan ben. Lavinia Luna Aytürk. Tan Aytürk ve Elizabeth Aytürk'ün kızı, ah birde Eren Matthew Aytürk'ün biricik ablası. Magazinin gözde prensesi, şımarığı. Aslında herkesin imrendiği bir hayat yaşıyorum ve emin olun hiç şikayetçi değilim.

"Evet Arda, lütfen."

Arda diğer giysileri getirmek için gözden kaybolurken telefonumu çıkarıp babamı aradım. Birkaç kez çaldıktan sonra huzur dolu sesini duydum.

"Lavinyam?"

Gülümsedim. Adımı söyleyişi bile beni mutlu etmeye yetiyordu.

"Babacım müsait misin?"

"Evet kızım. Bir sorun mu var?"

"Hayır hayır. Sadece öğle yemeği yiyelim mi birlikte diyecektim."

"Çok isterdim bebeğim. Fakat öğlen bir toplantı yemeğim var. Sana gel desem..-"

O sözünü bitirmeden ben araya girdim

"Hayır babaaa! Teklif bile etme lütfen, hoşlanmadığımı biliyorsun." ,

25 yaşıma bastığımdan beri babam beni şirketle haşır neşir ettirmeye çalışıyordu. Ama yanından bile geçmek istemiyordum. Eren'in de benden arta kalır yanı yoktu. Haftada bir değiştirdiği kız arkadaşlarıyla parti parti dolaşmak ona daha cazip geliyordu. Fazla rahat yetiştirilmiştik. Gerçekten rahata alıştım ve birden iş hayatına atılmak benim için facia olabilecek düzeyde. Tıp fakültesini bitirip mesleğini yapmayan tek insan benim herhalde.

"Tamam tamam. Akşam yemeğe eve gelin?"

Annemin yüzünü görmeye tahammülüm yoktu açıkçası.

"Belki daha sonra babacım. Akşam için arkadaşlarıma sözüm var. Eren'i bilmiyorum ama, istersen onu ara."

Külliyen yalan.

"Tamam kızım. Şimdi kapatmam gerekiyor. Seni seviyorum, görüşürüz."

"Bende seni babacım. Görüşürüz."

Ben telefonu kapattığım sırada Arda birkaç elbiseyle bana yaklaşıyordu.

"Hepsini beğeneceğinize eminim !"

*

"Hayır Lavinya! Bugün gitmemiz gerek lütfen. Bunu benim için yapmalısın nolur !"

Bir kez daha nefesimi gürültüyle verip bana yalvaran gözlerle bakan arkadaşıma çevirdim gözlerimi. Normalde asla uğramadığım babamın sahibi olduğu bara sırf bugün hoşlandığı kişi orada olacak diye benimle orada olmak istiyordu. Luna Bar'ın gitmeyi tercih ettiğim yerlerden olduğu söylenemezdi. Babam arada oraya uğrardı ve orada bulunduğum süre boyunca korumalar tarafından gözetim altında olurdum. Bana fark ettirmediklerini sanıyorlardı fakat aptal değilim.

"Ece biliyorsun sevmiyorum oraya gitmeyi."

Ellerini sinirle savurdu. Fakat yüzündeki ifade sinirden çok komikti.

"Anlamıyorum ki! Hangi insan kendinin olan bir bara gitmek istemez?"

"Ece son kararım. Gelmiyorum."

**

Birbirine karışan vücutlar, delirmişçesine dans eden kafayı bulmuş ve ölene dek içen insanlar. Luna Bar bunlardan ibaretti. Birde yüzünde tek bir duygu belirtisi göremeyeceğiniz bodyguardlar. Bütün çabalarıma rağmen beni buraya getirmeyi başaran Ece'ye kaydı gözlerim. Gözleri etrafta dolanıyordu. Muhtemelen son bir aydır kafayı taktığı adamı arıyordu. Burada olacağı bilgisini alması da kolay olmamıştı. Burç'a adamın sekreterini becertip öğrenmişti. Ha şimdi Burç kim diyorsunuz. Burç bizim üçüncümüz. 15 yıllık bir arkadaşlığımız vardı. Tabi ki yaşadığımız yer dolayısıyla arkadaş grubumuz genişti fakat birbirine bağlı kopamayan tek kişiler bizdik.

laviniaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin