* 23 *

6.7K 536 89
                                    

Uzun zaman sonra ilk kez kahvaltımı istekle yaptım. Eh, hasta olmadığımı öğrenmiştim. Ailem beni destekliyordu. Hatta annem kahvaltı boyunca bana Jisoo hakkında taktik bile vermişti. Jisoo'ya çok nazikçe davranmalıymışım. Yakın bir zamanda, onu elimden kaçırmadan da açılmalıymışım.

Sırıtarak gitmiştim okula. Koridorlardan geçerken öğrencilerin benim hakkımda konuştuklarını duyuyordum. Ne utanmazlar, ben önlerinden geçerken bile seslerini alçaltmadılar.

Yoongjun serserisi beni terk etmiş sözde. O yüzden psikolojim alt üst olmuş, sırıtıp duruyormuşum. Peh. Hiçbirini umursamayacaktım. Bugün mutluluğumu hiçbir şey bozmamalıydı.

Biliyor musun günlük, Jisoo ile konuşmanın bu kadar zor olacağını düşünmemiştim. Dün hem en mutlu hem de en kötü günlerimden biriydi. Ama ben güzel kısmın etkisinde o kadar çok kalmıştım ki, kötü kısmı unutmuştum. Minik bebeğimin yüzündeki mutsuz ifadeyi görünce hatırladım.

Konuşmaya korkuyordum. Ya benden nefret ediyorsa? Ama en sonunda, kelimeler kendiliğinden çıkıverdi. "Dün için...o aptal çocuk adına...özür dilerim."

"Önemi yok." Gülümsedi. Tanrım...Çok güzelsin, Kim Jisoo. O an cidden de onu sevdiğimi haykırmak istedim, günlük. Ama yapmadım. Henüz zamanı değildi.

Önemi yok demişti ama cidden de öyle miydi? Onun için endişeleniyordum. Kolunu tuttum.  "Bak, cidden üzgünüm. Ben böyle olsun istemezdim. O işe ihtiyacın var mıydı?" gibi bir şeyler geveledim.

Ama minik bebeğimin dikkati başka bir şeyde gibiydi. Dalgın görünüyordu.  "Jisoo beni dinliyor musun? Cidden üzgünüm. O işe ihtiyacın var mıydı? Eğer ihtiyacın varsa senin için  başka bir iş bulabilirim."  Tüm samimiyetimle söyledim. Fakat içime biraz endişe de yayılmıştı. Ya ona acıdığımı düşünmüşse? Bu fikri kafamdan attım. Ve Jisoo'ya odaklandım.

"Hayır. Önemli değil. Zaten yoruluyordum. Bir süre çalışmayı düşünmüyorum." 

Gülümsedim. Doğru söylediğini umut ediyordum. İhtiyacı yoksa çalışmaması çok daha iyiydi. Onu yorgun görmeye dayanamıyordum.

Derken günüm berbat oldu. "Nasılmış benim biricik kız arkadaşım?" dedi Park Jinyoung denen çocuk sınıfa girerken. Kime söylüyordu, başta anlamamıştım. Bize doğru geldiğini gördüğümde, hayatımın şokunu yaşadım, günlük.

Jisoo'ya söylemişti. O an öyle berbat hissettim ki. Sanki, tüm yaşamımın bağlı olduğu madde avuçlarımın arasındayken ben beceriksizlik edip düşürmüş gibiydim.

Görüş açım bir anlığına bir cam gibi parçalara ayrıldı. Az daha ağlayacaktım. Ama kendimi sakinleştirdim, olanları düzgünce anlamalıydım. Jinyoung ve Jisoo sarılıyordu ve Jinyoung Jisoo'ya bebeğim demişti.

Bu gerçek olamazdı! Benim dışımda kimse ona bebeğim diyemez.  Jisoo benim bebeğim.  Kim   Jisoo  benim   bebeğim. Sadece benim.

"Bu da kim? Neden sana kız arkadaşım dedi?" Jinyoung sınıftan çıktığında sordum.

"Erkek arkadaşım. Sevgili olduğumuz için bana öyle sesleniyor." 

Verdiği cevap buydu. Gördüklerimden sonra ne bekliyordum ki? Ama yine de o an kâbullenemedim günlük. Jisoo'nun bir başkasıyla beraber olduğu fikri...canımı çok fazla yakıyor.

Kendimi tutamadım ve gergince konuşmaya başladım. "Ama sen lezbiyensin! Beni kandırıyorsun değil mi!" Bir an duraksadım. Ya biseksüelse? Erkeklere de ilgi duyuyorsa? Bu düşünce beni çok korkuttu.   "Yoksa biseksüel misin?"

"Hayır. Eşcinsellik sadece bir geçici heves. Doğru olan heteroseksüellik...Düzüm ben."

Az önce hayatımın şoku demiştim, değil mi? Asıl şok buydu. Jisoo'nun böyle laflar etmesine inanamıyordum.

Dün gece öğrendiklerimi saydım ona, farkında değildim o an ne kadar aşırı tepki verdiğimin. Ona eşcinselliğin doğal olduğunu, eşcinsel birinin düz olamayacağını falan söyledim. Tabii dediğim gibi, aşırı tepki veriyordum. Neredeyse bağırarak konuşmuştum hatta.

Bunu fark edince hemen sustum.
Yanlış anlayabilirdi beni. Ya da rezil olabilirdim. Bilmiyorum aslında tam olarak neyden korktuğumu ama konuşamadım. Belki de ağlamaktan, onun önünde onu kaybettiğim için ağlamaktan korktum.

Jisoo ile hiç konuşmadık ve ben teneffüste tuvalete gittim. Ağlamak için.

Herkes Yoongjun yüzünden böyle olduğumu sandı. Ve bunun hakkında konuştular.

Oysa ben Jisoo için ağlıyordum.

I Can't Think Straight | JenSoo ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin