Profösör gözlerini yavaşca kıpraştırdı. Kısık ayarda yanan lamba etrafa loş bir görünüm veriyordu. Hareket etmeye çalıştı. Yattığı yere zımbalanmış gibiydi. Hiçbir yerini oynatamıyordu. Hafifçe kafasını kaldırıp etrafı süzmeye başladı. Burası onum laboratuvarı değildi. O sırada Tayfun Büyüküstad göründü. Bıyık altından sinsice gülüyordu. "Ooo. Sayın profösör uyanmış." dedi. Ardından kahkaha sesleri yükseldi. Yanında profösörün seçemediği başka birileri daha vardı. Profösör şaşkındı. "Tayfun." dedi. "Neler oluyor? Neden beni buraya bağladın! Çabuk kaldır beni!"
"Dur bakalım." dedi Tayfun. "Acelemiz yok."
Bir anda tüm ışıklar sonuna dek açıldı. Şimdi herşey daha netti. Burası çok geniş bir alandı. Bir laboratuvardı.
"Bak." dedi Tayfun. "İşte burası da benim laboratuvarım. Hatta ilerde sağdaki odada senden çaldığım bazı karışımlar var."
Tayfun'un yanında duran iri yarı adamlar birbirine bakıp gülüştüler.
Profösör hayretler icerisindeydi. Tayfun konuşmasını sürdürdü. "Herneyse " dedi. "Seninle ortak olmamın tek nedeni geliştirdiğin kök hücre tedavisiydi. Buna yıllarını verdiğini biliyorum. Onun için bunu bana kesinlikle satmazdın. Neyse artık bir önemi kalmadı. Çünkü o artık benim!"
Yine bir kahkaha koptu arka taraftan. Adamlar, profösörün yıkılmış halini işaret edip kahkaha koyveriyorlardi.
"Ve" dedi Tayfun. "Gözlerin açık gitmesin diye bu deneyi senin üzerinde deneyeceğim. Getirin şu kökhücre aşısını!"
"Hayır!" dedi profösör. "Bu kadarını da yapamazsın! Sen benim emeğimi çaldın! Yıllarımı, hayatımı çaldın. Bu kadarını da yapamazsın!"
Tayfun " Elveda Profösör Doktor Deniz Gürsoy " dedi. Vakit kaybetmeden iğneyi profösörün damarına bir miktar enjekte etti. Bu kök hücre embriyodan alınan bir hücreydi. Vücutta yeni tümör çıkartıyor ve ölüm riski %2 ile %9 arasında değişiyordu. Bunu bilerek yapmıştı. Profösörü ortadan kaldırıp kök hücre tedavisine konmak içindi. Ve onu kendi silahıyla vurmuştu.
Profösörün gözleri kapanmıştı. Eli yattığı yerden aşağıya sarkıyordu. "Bunu burdan alın!" diye bağırdı Büyüküstad. "Kafese kapatın da uyandığı zaman ölüşünü izleyelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKYANUSTA NEFES
Mystery / ThrillerAdımları bir öncekinden daha emin, bir o kadar ürkek. Gözlerindeki perde kalkmıştı, şimdi herşey daha net. Güneş olduğu gibi güneş, ağaçlar, deniz, ateş. Ateşe rengini veren kırmızı, aya ışığını veren güneş. Şimdi herşey daha net. Daha açık , daha l...