Selen 'in Bakış Açısından
Annem ve babamsız geçirdiğim koskoca bir 2 gün.Şimdi diceksiniz annem ve baban öldü mü? Hayır ölmedi .Sadece ben onlarsız ayrı bir eve çıktım.Ne kadar da çok alışmışım onların tatlı tartışmalarına şimdiden çok özledim onları.Neyse artık onlarla yaşamıcağıma göre yeni hayatıma alışmam lazım.Bu evi bulmak için çok uğraştım,baya zamanımı almıştı burayı keşfetmek.Çünkü ben herşeyi kolay kolay seven bir insan değilim.Evim iki katlı kocaman bir bahçesi olan güzel bir yerdi.Bu eve ilk geldiğimde aşk olmuştumm resmen.Aaaa ben size kendimi tanıtmadım demi :D Adım Selen,20 yaşındayım,1.70 boyunda,küt kahverengi saçlarım ve kahverengi gözlerim var.Aşırı güzel değilim sıradanım ve güzel olmadığımın farkındayım ama yinede kişiliğimi seviyorum :D
Ahh işe gitmeme bir saat kalmış ve ben hala duşumu almadım.Hemen banyoya gidip küvetin içini suyla doldurdum ve elbiselerimi üzerimden çıkartıp sıcak suya kendimi bıraktım.Küvetin içine girer girmez telefonum çalmaya başladı iyikide telefonumu yanıma almışım.Telefonumun ekranına baktığımda arayanın İrem olduğunu gördüm.Hemen açma tuşuna bastım ve aramayı cevapladım.
' Mutlu musun? '
' Selen uyandın mı? '
' Evet bugün büyük gün.Kesinlikle kaçıramam. '
' Nasıl desem biraz heyecanlıyım. '
' Ne heyecanıymış? Tek demen gereken '' Evet,yaparım. '' İşte bu. '
' Evet haklısın.Beni güldürdün :D '
' Tamam görüşürüz.Şimdilik bu kadar.Hoşça kal. '
Telefonumu kapattım ve hemen en yakın arkadaşlarımdan biri olan Prenses'i aradım (aslında adı şevval ama biz ona prenses diyoruz :D )Fakat telefon 3. kez çalınmasına ramen halen açılmadı.'' kesin hala uyuyor bu kız :D ''
Duşumu aldıktan sonra Shan Shan'in yemek zamanı geldiğini hatırladım.( Shan Shan aile yadigarı olan bir Japon balığımız :D ) Yemini vermek için çekmeceyi karıştırdım fakat yem kutusu boştu Shan Shan'e yem almayı unutmuşum :((
' Shan Shan,annecik sana yem almayı yine unutmuş.İşten sonra kesinlikle alacağım.Tamam mı? '
Shan Shan'le konuşurken birden kapı açıldı.Bu evde benden başka kimse yaşamıyordu ki kesin Prenses gelmiştir diye yemin kutusunu çekmeceye koydum ve ayağa kalktım.Kollarımı havaya kaldırdım ve konuşmaya başladım
' Prenses,gel de kokla... diye cümlemi bitiremeden şaşkınca baka kaldım.
İçeri giren hiç tanımadığım,Şekilli saçları,güzel giyniş tarzı,yaklaşık 1.80 boylarında,kumral taş bir adamdı ve ben bu taş gibi adamın karşısında kollarım açık bornozlu bir şekilde duruyordum. tek kelime ile REZİLLİK .Birden panik oldum ve geri geri hareket etmeye başladım.Adam şaşırmış ve gözlerini pörtleşmiş bir şekilde bana bakıyordu.
' S-Sen Kimsin? ' ah sonunda kekeme ve cılız bir ses tonuyla olsada konuşa bilmiştim.
Adam gözlerini arkaya çevirdi ve eliyle bornozumu gösterdi.Hay aksi geri geri hareket ederken bornuzum çekmeceye takılmış ve yeri boylamıştı.Şimdi bir diğer REZİLLİK daha.Lanet olsun herşey beni mi bulurdu.
aniden kollarımı göğüslerimde birleştirdim ve tiz bir çığlık attım sanırsınız yer yerinden oynadı nasıl bir çığlıktı bu yaa adam hemen kullaklarını tıkadı.
Berkan'ın Bakış Açısından
Son model lüx arabama bindim ve eskiden yaşadığımız eve doğru yol aldım.O evin hala satılmamasına şaşıyordum. Bi yandan da evin satılmaması işime gelmişti.belki de eskiden kurduğum hayal gerçek olurdu? Ailem yeniden bir araya gelirdi.Yıllar öncesinden gitmiş annemin nerede yaşadığını bulurduk ve burada yaşasın diye onu ikna ederdik.Ben buna inanıyordum.Normal insanlar gibi bir araya gelip eski ailemiz olucağımıza inanıyordum yada inanmak istiyordum.
Antalya'ya gelme sebeplerimden birincisi bu ve ikincisi ise burdan büyük bir şirket satın almıştım.Sonunda evime vardım.Arabadan indim ve gözlüklerimi çıkardım.Bahçede ilerlerken annem babam ve benim güzel anılarımız zihnimde canlandi.Babamın beni salıncakta hızlı bir şekilde sallayısı ve annemin benim için endişelenmesi gözlerimin dolmasına neden oldu.Kafamdan bu düşünceleri attım ve bahçeye göz gezdirdim.Bahçede düzenli bir şekilde dizlimiş kırmızı ve pembe renkte güller vardı.Ben 19 yaşından beri gülleri sevmezdim.Nedenini sonra anlatırım( Kötü bir anı. ) .Güllere doğru eğildim,kırmızı bir tane gül kopardım ve parmaklarımın arasında gülü sıktım.Neyse ben eve girsem iyi olucak galiba :D
Kapıdan içeri girdim ve balıkla konuşan küt saçlara sahip güzel değil ama gideri olan bir kızla karşılaştım ve o kız benim karşımda yarı çıplak bir şekilde duruyordu.Beni gördüğünde teleşlandı ve geri geri gideyim derken bornozunu yere düşürdü.Fakat bornozunu yere düşürdüğünden haberi yoktu :D Bana kekeleyerek ' sen kimsin ' dedi kekelemesine gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve gülmemi engelledim.Hemen kafamı arkaya çevirerek elimle yere düşmüş bornozunu gösterdim.Keşke göstermez olaydım :D ellerini göğüslerinde birleştirerek cırtlak sesiyle çığlık attı.Bu çığlık evi neredeyse oynatıcak kadar yüksek seste idi.
Merhaba arkadaşlar :D ilk defa kitap yazıyorum . desteklerinizi bekliyorum. Umarım hikayemi beğenirsiniz. İlk bölüm olduğu için olaylar olmadı ilerleyen bölümlerde güzel olaylar sizi bekliyor olucak :D Şimdiden teşekkürler :D