•4•

2.1K 186 54
                                    

Siyah saçlı pasör turuncu saçlı takım arkadaşının ne söylemek istediğini anlamamıştı.'En çok da onun hakkında endişelenmek' mi? Neden onun hakkında enlişelenmesi gerekiyordu ki?

"Ne demek istiyorsun?" diye sordu siyah saçlı pasör.

Turuncu saçlı genç ne dediğinin farkına vardı ve yere baktı. "Boşver" diyip çantasını yerden alırken takım arkadaşının sorusunu geçiştirmeye çalıştı.

Olabildiğince hızlı bir şekilde klüp odasını terk etmek istiyordu turuncu saçlı genç. Kapıya doğru hızlı adımlarla (adeta koşarcasına) yürüdü ve kapıyı açtı.

Turuncu saçlı gencin kapıyı açmasıyla öksürmesi bir oldu. Pasör takım arkadaşı hemen gencin yanına gitti. Eline çok şiddetli bir şekilde öksüren takım arkadaşı hakkında enlişelenmişti.

Pasör, "Hinata, iyi misin? Noldu?" diye telaşla sorarken turuncu saçlı gencin öksürdüğü elindeki birkaç kan damlasını farketti.

Turuncu saçlı genç elindeki birkaç kan damlasını takım arkadaşının farkettiğini anlayınca hemen elini arkadaşından saklamaya çalıştı.

Turuncu saçlı genç,"Bırak beni, ben iyiyim" diyerek klüp odasının kapısını arkasından kapatarak odayı terk etti.

Siyah saçlı pasör turuncu saçlı gencin elinle kan gördüğünden fazlasıyla emindi ve klüp odasından çıkan arkadaşının arkasından koşmak için son hızda dışarı çıktı.

Ama her nasıl olduysa pasör turuncu saçlı gence yetişememişti. Etrafına bakındı ama onu göremedi.

/ / / /

Yaklaşık 15 dakika sonra siyah saçlı pasör Karasuno Lisesinin 2. spor salonuna geri döndü.

Bütün gözler onun üzerindeydi. Takım kaptanı pasöre doğru yürüdü ve elini pasörün omzuna koydu.

"İyi misin?"

Pasör takım kaptanının ne demek istediğini anlamamıştı.

"Nasıl yani?" diye sordu.

"Kötü görünüyorsun, Hinata ile olan konuşman iyi gitmedi mi yoksa?"

"Ah şey..evet sayılır, kaçtı.." diye cevap verdi pasör.

"Kaçmasaydı tuhaf olurdu zaten.." dedi koyu yeşil saçlı bir 1. yıl öğrencisi.

"Nasıl yani?" diye sordu kel kafalı bir 2. yıl öğrencisi.

"Ah şey..yani, ben olsam ben de kaçardım. Sonuçta başkalarının bilmesini istemediğim bir sırrım var ve onlar bu konuyu kurcalıyorlar onların öğrenmemesi için yapılabilecek en mantıklı şey onlardan kaçmak olurdu" dedi aynı koyu yeşil saçlı 1. yıl öğrencisi.

Spor salonu aniden sessizleşti ve bir süre sessiz kaldı.

"Demek...bizden birşey saklıyor.." dedi takım kaptanı

"Bu zaten çok belli değil miydi?"

"Ne olduğunu öğrenmeliyiz, ne kadar salakça, garip yada iğrenç olursa olsun!!!"

"İşin içinde kan varsa bilmek istediğimden emin değilim" dedi siyah saçlı pasör.

Herkes pasöre doğru baktı. Kimse neden böyle dediğini anlamamıştı.

İçlerinden biri, "Kan mı? Kanın bu konuyla ne alakası var?"

"Ah şey, Hinata klüp odasından çıkarken şiddetli bir şekilde öksürdü. Ağzını kapattığı elinde biraz kan gördüğümden eminim..." dedi siyah saçlı pasör.

Kel kafalı 2. yıl öğrencisi siyah saçlı pasörün yakasını tutup kendine doğru çekti.

"BUNU NEDEN BİZE DAHA ERKEN SÖYLEMEDİN?!" diye bağırdı.

"Ş-Şey ben unuttum" dedi siyah saçlı pasör.

"Tanaka, biraz sakin ol" dedi Karasuno Erkekler Voleyball takımının yedekteki pasörü.

"Sakin olmak mı?! Nasıl sakin olabilirim ki?! Hinata bu gün zaten hiç iyi görünmüyordü, ya bir yerde yığılıp kaldıysa?!"

"Tanaka haklı, bence onun eve gittiğinden emin olmalıyız" dedi takım kaptanı

Takımın yarısı çok sevdikleri o havuç kafayı bulmak için spor salonundan koşarak çıktı.

2 gruba ayrıldılar, 1. grup Hinata'nın evine gitti, 2. grup ise okulun yakınlarına baktılar.

/ / / /

Yaklaşık yarım saat sonra 2 takım da okulun önünde buluştular.

"Onu buldunuz mu?" diye sordu takım kaptanı 1. gruba.

"Hayır, kardeşi eve hiç gelmediğini söyledi" dedi gri saçlı pasör.

"Ah, nereye gitti bu çocuk?!"

{Son Uçuşum}=={Haikyuu Türkçe Fanfic}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin