Jimin"Jimin ben...
Ben cidden üzgünüm""Sorun değil hyung anlıyorum"
Ağlıyordum yaşlar gözlerimden gömleğime düşüyordu. Ancak suratımda bir gülümseme vardı. Çok fazla anlama gelen bir gülümseme.
"Jimin bak seni cidden sevdim yıllardır birlikteyiz ama birşeyler yanlış hissettiriyor. Jungkook beni kendine çekiyor b-ben.
Bilmiyorum daha önce hiç ayrılık konuşması yapmadım."Şişen gözlerim ve hala suratımda duran tebessümle şevkatle baktım ona. Ayakta karşımda duruyordu. Elimi saçlarına çıkarıp birkaç kere okşadım özleyecektim. Hemde çok.
"Yoongi."
Gözleri ağlamaktan kızaran burnumdayken hiç silmedim tebessümümü
"Ayrılsakta. Bekleyeceğim seni. Yanlış anlama hiçbir şekilde rahatsız etmeyeceğim. Yurtdışına çıkmanı istememiştim. Biliyordum çünkü."
Elimi yanağına indirdim ve yanağını da okşadım
"Hiç gelmesen de bekleyeceğim seni"
"Jimin yapma bunu lütfen. Kendine acı çektirme kötü hissedeceğim zaten hissediyorum lütfen hayatına devam et lütfen."
"Hyung beni vazgeçiremezsin git hadi senden cevap bekliyor değil mi?"
O olmasada ben onun gözlerinde kaybolmuşken başkasına bakamazdım.
"J-jimin-"
"Hyung son bir isteğim var yalnızca"
"Ne istiyorsun jimin. İste ancak lütfen devam et hayatına belki başkasını bulursun mutlu olurs-"
Yeniden kestim sözünü
"Belki dönmezsin hyung. Ben beklerim ama sen gelmezsin belki. Dönmezsen diye son bir kere öpebilir miyim seni. Hoşçakal demek için."
Yutkunduğunu gördüm. Neden yutkundu. Ona yaklaştığımda kafasını salladı yalnızca. Daha da yaklaştım. Dudaklarımı onunkilere bastırdım ve geri çekildim. Geri çekilirken daha fazlasını beklemiş gibi dudakları benimle geldi. Ancak bittiğini anlayınca geri çekildi.
"Bekleyeceğim hyung sen ne dersen de"
Tekrar birşey söylemeye çalıştığında yalnızca gülümseyip içeri çekildim. Ve daha sonrasında kapının kapanma sesi geldi kulaklarıma.
Gitti.