one and last.

8.9K 579 571
                                    


şimdi gençler, bu baya eskiden yazdığım bir one shottı. başka bir hesap için yazmıştım, bütün shiplerin yazarları o hesapta tek bölümlük bir fic yazıyorlardı. öyle de yaptık fakat hesabı silmişler(?). :d tam üzüldüm derken taslaklarda bunu gördüm ve şoka uğradım. 2017 Ağustosundan kalmaymış. Bir göz attığımda gerçekten de o hesap için uğraştığım tek bölümlük ficmiş. ben de dedim ki, neden kendi hesabımda paylaşmayayım?

neyse, okumadan attım. iyi okumalar! ♥



"Lily, oraya dokunma!" elimdeki dergiyi masaya fırlatırken, vazoya patisini vurmaya çalışan kedime seslenmiştim.

Ona doğru gelmemle küçük patisini indirip, kıvrak hareketlerle bana doğru koşturmaya başlamıştı. Henüz küçük olan ve gri tüyleriyle beni kendine aşık ettiren bir kediydi Lily.

Onu bulduğumda yağmurdan kaçınmak için bir yer arıyordu. Tüyleri ıslanmış, huysuz mırıltılar bırakıyordu sessiz ve bir o kadar da karanlık sokağa. Bu yüzden onun bu iç yakan görüntüsüne daha fazla dayanamayıp, kıyafetlerimin ıslanacağını umursamadan kucağıma saklamış ve evime getirmiştim.

Onu yanıma alalı altı ay olmuştu ve bana kısa sürede çok kolay alışmıştı. Sevgiye muhtaç minik bir kediydi. Bu yüzden ona olan sevgimi hiçbir şekilde eksitmiyordum.

"Bebeğim benim." küçük bedenini kucağına alıp tekrar eski yerime yerleştim.  Koltukta biraz yayılıp yatar pozisyona geldiğimde Lily'i ellerim arasına alıp yüzüne öpücükler kondurmaya başladım. Onu öpmemi çok fazla seviyor ve fazlası için patisiyle dudaklarımı dürtüyordu her zaman. 

Şu anda da aynısını yapıp, tırnaklarını çıkarmadan dudaklarıma patisini koyduğunda kıkırdayarak tekrar öpücükler kondurmaya başladım. Gözlerini kapatarak hoş mırlamalar çıkarmaya başlamıştı.

Bazen onu seveceğim diye öldürmekten korkuyordum. Nedenini bilmediğim bir şekilde ona fazlasıyla bağlıydım ve ona birşey olacak olasılığı bile ağlamama neden oluyordu. Her ne kadar sulu göz olmasam da Lily yüzünden ağlayabildiğimi de anlamıştım.

-

"Taehyung, bugün çok önemli bir işim var. Lütfen, sadece iki saatliğine."

"Jimin, o kedi beni gördüğü an tırmalamaya başlıyor. Benim ona göz kulak olmamı nasıl istiyorsun?"

"İki saatliğine ölmezsin ya?! Zaten o evde kendi oyun alanında duruyor. Yüzüne bile bakmaz merak etme. Bu yüzden daha fazla yalvarmamı sağlamadan önce gel ve kedime göz kulak ol."

Ahizeden duyduğum iç çekiş ve ağlama sesine benzer mızmızlanmalarla gözlerimi devirdim. Lily'den nefret edecek kadar çocuksu bir beyine sahipti benim arkadaşım. Taehyung her evime geldiğinde ne kadar kedimi ona yaklaştırmasam da bugünlük buna mecburdum.

"Tamam Jimin tamam!" sevinçle gülümsediğimde tekrar konuşmuştu.

"Bir şartım var. Bana para vermen gerek. Bugün Hoseok'un çalıştığı kulübe gideceğim." Hoseok'un adını duymamla gözlerim devrilirken kulüp kelimesinden sonra kaşlarım havalanmıştı.

"Hoseok'un yanına gideceğim diye kulüplerde mi sürteceksin?" alayla konuştuğumda bağırış sesleri kulağımı doldurmuştu.

"Hatırlamıyorsan, hatırlatayım. Hoseok benim sevgilim. Onu seviyorum ve ondan başkasına bakmam merak etme. Değiştim artık ben." oflayarak başımı salladım görmemesine rağmen.

coincidence °jikook [oneshot] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin