3.Bölüm ''Cehennemine''

201 15 18
                                    

 

Omuzlarıma bırakılan ceketle boynumdaki sıcak nefesi hissetmem bir oldu.’’ Üşüdün mü?’’ boğuk ve kalın bir ses bana seslenmişti.

Kalp atışlarım ve buna bağlı olanakta nefes alış verişim hızlandı. Korkuyordum nedeni bilmiyorum ama içimdeki hisler ve arkaya bakmak istememem bunu gösteriyordu. Sonunda cesaretimi topladım ve arkamı dönmemle birlikte zümrüt yeşili gözler etraftaki tüm karanlığı aydınlattı.

Gözlerimiz birbirine kenetlenmiş gibiydi. İkimizde tek kelime etmemiştik ve ben bu durumdan oldukça rahatsızdım. Sorduğu soru aklıma geldi, soru sorar gibi söylememişti bu cümleyi ama yüz ifadesi bir cevap bekliyor gibiydi.

‘’Ben-‘’ Bir dakika ona hesap vermek zorunda değildim, onu tanımıyordum bile. ‘’Sen kimsin?’’ Sorduğum soru karşısında gülümsedi, gamzelerini daha önce hiç fark etmemiştim o kadar çekiciydi ki insanın onlara dokunup öpesi geliyordu. Evet, gamze takıntım var.

‘’Ben Harry, Harry Styles’’

Adı ve görünüşü o kadar farklı gelmişti ki bana. Ne bileyim yani Harry daha çok, tatlı bir panda ismi gibiydi. Bir an için yanlış bir seçim yaptığını düşündüm. Kişiliği hakkında yani. Gamzeleri, yemyeşil gözleri ve kıvırcık saçları onun hiçte kötü çocuk gibi göstermiyordu.

Ama keskin yüz hatları, uzun boyu ve giyim tarzı bu tatlı görünümü örtüyordu.’’Senin bir adın yok mu?’’ dedi alayla.

Ve başka bir şey daha vardı şu an bana farklı gelen…

Tabi soyadlarımız.. Aynıydı.

‘’Ben Black…’’ Biraz duraksadıktan sonra  ‘’Neden içeride bana bakıp duruyordun?’’

Tanrım! Bu benim her zamanki halimdi, açık sözlü bir insandım ve bu hiç kimseye karşı değişmezdi. Hem sormasam içimde kocaman bir kitle oluşacaktı.

‘’Çok güzelsin.’’Bu sözüne karşı afalladım bu lafı söylerken aynı zamanda yanağıma dokunmuştu. Saç diplerime kadar ürperdiğimi hissettim. Bu ya soğuktandı ya da utançtan, utançtan olduğunu bilmeme rağmen kendimi kandırıp havanın çok soğuk olduğunu kendime hatırlatıp duruyordum.

‘’Neden buradasın?’’ diye soruverdim.

Sorularımın çok saçma olduğunu biliyorum  ama,  Ah.. Hadi ama sarhoşum millet!

‘’Sen neden buradaysan bende onun için buradayım. Eğlenmek için!’’ deyip bana kocaman bir gülümseme yolladı. Gördüğüm en güzel gülüşe sahipti, ayın verdiği ışıkla birlikte dudağının altındaki piercingler parladı. Karşılık olarak bende gülümsedim. Burada beklememle ilgili bir şeyler söyleyip içeriye gitti.

Ne yaptığım hakkında bir fikrim yoktu ama yaptığım şeyleri sorgulamak gereği duymuyordum.

Biraz sonra elinde iki bira şişesiyle geldi. Tanrım… Daha fazla içebilir miyim bilmiyorum. Bunu ona söyleme gereği duydum. ‘’Ben zaten burada çok içtim.’’ Dışarıda olmamıza rağmen müzik hala buraya geliyordu ve ben konuşurken bağırma gereği duyuyordum.

Bana yine o muhteşem gülümsemesinden verdi. ‘’Sen benim yanımdayken gülümseme olur mu? Yoksa kalp krizi geçirebilirim’’ diye düşündüm. Bana doğru biraz daha döndü ve ‘’ Dünyanın böyle bir güzellikten mahrum kalmaması için bu gece fazla gülümsememeliyim sanırım.’’ Sırıtarak önüne döndü ve ilerlemeye başladı.

Ayak parmaklarıma kadar kızardığımı hissettim. Ben bunları dışımdan mı söylemiştim? Yerine Ben utanmış mıydım? Diye soruyordum kendi kendime. Cidden, ben böyle şeyler için utanmam. İçkiden olduğunu düşünüp kafama takmamaya çalıştım ve kıvırcığın peşinden yürüdüm.

BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin