kısım üç; üç yıl bin doksan beş gün

1.8K 273 59
                                    


katy perry - the one that got away


İnsan bazı günlere uyanmak istemez ya, dışarıda onu bekleyen onca güzel şeye rağmen mutlu olamaz, işte ben tam üç yıl, bin doksan beş gündür güne böyle başlıyorum. Uyanmak istemeyerek. Anneannem saçlarımı okşayıp bugün annemi ziyaret edeceğimi bana hatırlatırken kafamı yastığıma gömmek ve yeniden uykuya dalmak istiyorum.

“Hadi papatyam, seni görmek için sabırsızlanıyordur.” diyor anneannem. Annem işi gereği sürekli seyahat ettiği için yıl içerisinde birbirimizi görmemiz mümkün olmuyor, bu yüzden izin günlerinde onu görmeyi bir alışkanlık haline getirmem gerekiyor. Yastığımdan ayrılıp kalkıyorum,  anneannem mutfağa giderken Kyungah'ın beni aradığını söylüyor.

“Ah, onu tamamen unutmuşum!” diye sızlanıyorum. Anneannemde kalacağımı söylemediğim için evde beni muhtemelen korkunç bir karşılama komitesi bekliyor. Telefonuma uzanıyorum ve onca cevapsız çağrı ve okunmamış mesajı görünce gözlerimi yumup yeniden yatağa yatıyorum.

“Bittim ben.” diye fısıldıyorum, gözlerimi yeniden açıp okunmamış mesajları okuyorum.

Gönderen: Kyungah

neredesin 🍯?

hey baekhyun bizi endişelendiriyorsun

baek hemen telefonunu aç

TANRI AŞKINA NEREDESİN SEN?

chanyeol de seni görmediğini söyledi, her yerde seni arıyoruz ahmak

Derin bir iç çekiyorum. Onun adını okumak bile göğsümde koca bir ağırlık yapıyor.

Gönderen: Bilinmiyor

hey, baekhyun ben chanyeol biliyorum benimle konuşmak istemiyorsun ama iyi misin?

eve gitmediğini duydum,

üzgünüm

her şey için

Telefonu tutan elim kaskatı kesiliyor. Ekranı kilitleyip telefonumu yatağa bırakıyorum ve kalkıp mutfağa gidiyorum. Midem kasılıyor ve yanıyor. Bir avuç ateşi yutmuş gibi hissediyorum. Tüm iştahım kaçıyor. Bir anda ayaklanıp anneanneme bakıyorum.

“Anneme gidince yesem olmaz mı?” diye soruyorum pat diye. Anneannem kaşlarını kaldırıp bana bakıyor ama yüzümdeki ifade ona her şeyi anlatmış olacak ki, “Pekala.” diye mırıldanıyor. Ben evden çıkarken elime bir kutu tarçınlı kurabiye tutuşturuyor, gülümsüyorum. Alnıma düşen saçlarımı düzeltiyor ve beni iki yanağımdan öpüyor.

“Kendine dikkat et papatyam,” diyor güven verici bir ses tonuyla. “Senden daha önemli bir şey yok hayatında.”

🍓

“Bugün May Hala'nın ölüm yıl dönümü.”

Ben sakin sakin ağzımdaki tost ekmeğini çiğnerken annem söylüyor. Ekmeği çiğnemeye devam ediyorum, annem bunu adım gibi bildiğimi biliyor ama her sene bugün bunu söylemeden rahat edemiyor herhalde.
“Biliyorum.” diyorum kısaca, sonra ekmeğimi çiğnemeye devam ediyorum. Masada oturan mahşerin üç atlısı rahatsızca kıpırdandıktan sonra önlerine dönüyorlar.

“Mezarına gitmeyecek misin?” odada bulunan herkesin aklında yer eden soruyu soran kişi annem oluyor çünkü diğer üç salak bu konu üzerinde konuşmaya cesaret bile edemiyor.

kırık plak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin