kısım on üç; sonsuza dek koşabiliriz eğer sonsuzluk diye bir şey varsa

582 87 35
                                    

mikky ekko - time

Gecenin bir yarısı uyanıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Gecenin bir yarısı uyanıyorum. İçimdeki sıkıntı o kadar büyük ki odama sığamıyorum, sessiz adımlarla kapıdan dışarıya çıkıyorum. Soğuk hava tüylerimi diken diken ederken kollarımı ovuştura ovuştura yürüyorum. Ayaklarım beni o tanıdık tepeye götürüyor. Çimenlere çömeliyor, gecenin şehirin üzerindeki hakimiyetini izliyorum.

“Nasıl yapıyorsun bütün bunları? Nasıl yaptın?” May Hala'nın sesini duyuyorum, esen rüzgar saçlarımı okşarken gözlerimi kırpıyorum. Kafamı çevirip bakmaya korkuyorum çünkü gerçekten orada olmadığını bilirsem büyüyü bozacakmış gibi hissediyorum.

“May Hala,” diye fısıldıyorum.

“Geriye dönecek hiçbir şey bırakmadım.” ses tonum giderek yükseliyor. “İşte, işte böyle yaptım!”

“Baekhyun,” diye konuştuğunu duyuyorum. “Sen çok iyi bir çocuksun.”

Gözyaşlarım gözlerime batıyor ve May Hala'dan duyduklarım yutkunmama sebep oluyor.

“Bunları gerçekten sen mi söylüyorsun May Hala? Yoksa hepsi zihnimin birer oyunu mu?” diye soruyorum umutsuzca. Fakat hiçbir cevap alamıyorum, kafamı çevirip baktığımda yanımda boşluktan başka bir şey göremiyorum. Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatırken ve rüzgar yüzümü döverken orada oturmaya devam ediyorum.

“Geriye dönecek hiçbir şey bırakmadın Baekhyun,” diyorum kendi kendime. “İşte böyle yaptın.”

Titreyerek uyandığımda her şeyin bir rüya olduğunu anlamak beni rahatlatıyor. Açık kalan penceremi kapatıp ellerimi ısınmayı amaçlayarak kollarıma sürtüyorum, gözlerim karşı pencereye takılıyor. Açık ışık dikkatimi çekiyor, gözlerimi kısıp içeriye bakıyorum ve perde yüzünden zorlukla seçilen Chanyeol'ün masasının üzerinde uyuyakaldığını görmek beni şaşırtıyor. Bir an uyku sersemliği ve gördüğüm rüyanın etkisi ile yanlış gördüğümü sanıyorum ama Chanyeol masaya yayılmış ve epey uzamış kıvırcık saçlarıyla hiç olmadığı kadar gerçek gözüküyor. Telefonuma uzanıp onu arıyorum, masanın üzerindeki telefonu titremeye başlayınca tembelce telefona uzanıp gözleri hâlâ kapalıyken telefonu kulağına dayayışını izliyorum.

“Uyumak için çalışma masası çok da iyi bir seçenek değil sanki.” diye mırıldandığım zaman gözleri aralanıyor, direkt olarak pencereme baktığını biliyorum ama odamın kapalı olan ışığı sayesinde beni göremiyor.

“Baekhyun?” sesi onu yeni uyandırdığım için boğuk çıkıyor.

“Gidip yatağına yat.” diye söyleyip telefonu kapatıyorum. Kafasını masadan kaldırıp gözlerini ovuşturmasını izliyorum ve o masadan kalkıp yatağına gidene kadar da onu izlediğimden emin oluyorum.

kırık plak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin