O günden sonra hergün bu rüyayı görüyordum ve çığlıklarım eşliğinde uyanıyordum.Her ne görüyorsam benim çığlıkla uyanmama sebep oluyordu, korkudan taş kesilmeme. Evde geziniyordum evet ama en son gördüğüm o şey neydi hiç bir fikrim yok. Bu rüyaları görmeye tam olarak 2 ay önce başlamıştım yani o kazadan sonra. Ailemizi kaybettiğimiz o kaza ,küçük kız kardeşim Aly ve ben kurtulmuştuk sadece.Pazar akşamı yemekten dönüyorduk oldukça eğlenceli bir gündü gülüyor sohbet ediyor ve şarkı söylüyorduk. Mutlu bir aile tablosu taki tabloyu bozan o olay olana kadar. Önümüzde bir siyahlık belirtmişti insandı galiba babam frene basmıştı ama araba durmuyordu babam direksiyonu kırdı kamyonetin biriyle carpışmıştık, gerisini hatırlamıyorum bayılmış olmalıyım ki kendime geldiğimde ne kamyonet nede gördüğümüz insan yoktu. Annemle babamın olduğu kısım harabeye dönmüş araba diye bir şey kalmamıştı annemle babamın hareketsiz halde yatışını görmemle kendime gelip arabadan inmem bir oldu. Direk ambulansı aradım göz yaşlarım göz bebeklerimden süzülmeye başlamıştı bile. Hemen koşup annemle babama bakmıştım hayatımda görmediğim kadar çok kan vardı v ve.. Ve nefes almıyorlardı... Göz yaşlarım hızlandı hıçkırmaya başladım dizlerimi hissetmiyordum yere yığılmak üzereydim ki arka koltuğa kaydı gözüm kız kardeşim hala nefes alıyordu o an bir rahatlama doldu ardından ambulansın geldiğini gördüm ve koşup yanlarına gittim hıçkırıklarımın arasında
- Annemle babam nefes almıyor dedim ağlamaya devam ettim
- Ama ama kardeşim yaşıyor arkada nolur onları kurtarın dedim ve yere yığıldım. Zaten sonra gözümü açtığımda hastanedeydim.
Artık teyzem,amcam ve kuzenim Jack. Onların yanına taşınmıştık. Yaz tatili bitiyor 1 hafta sonra okul başlayacaktı. Evet bu yeni bir okul ve yeni sorunlar demekti.Her neyse saat
06:00'dı tam tahmin ettiğim gibi teyzemlerin uyanmasına daha çok vardı her zamanki gibi üstüme bir şeyler giyip kendimi dışarı attım. Temiz havayı içime çekerek ormanın içine doğru koşmaya başladım. Koşmak düşüncelerimden uzaklaşıp rahatlamamı sağlıyordu. Evet evin yanında orman vardı ve bu kesinlikle harika doğayı çok seviyordum. Daha çok tatil köyü gibi bir yerdeydik her yer yeşillik çiçeklerle kaplı harika bir yerdi ve en sevdiğim kısmı ise ormandı. Ormanın iç kısımlarında oldukça berrak ve güzel bir göl vardı. Koşarak oraya gittim orada büyük bir Çınar Ağacı vardı onun altına oturup gözlerimi kapatıp hayal kurardım. Yine tam olarak oraya doğru gidiyordum ki karşıdan gelen bir baş belası sayesinde kendimi gölün dibinde buldum ah bu çocuk kendini ne sanıyordu gölün dibinden çıkar çıkmaz
- Ya önüne baksana şu yaptığına bak diye bağırdım o sinirle ilerlerken gölün dibindeki taşlardan birine bacağımı çarptım ahh çok acıyordu onun etkisiyle dibe tekrar battım baş belası kahramanlık yapmaya kalkıp suya atladı belimi kavradı kucağına alıyordu ki ayağa kalkıp ellerinden kurtuldum ve
-Salak dedim sonra itip dibe batmasını sağladım hızlıca sudan çıktım ve bir ağacın altına oturup bacağıma baktım kanıyordu ama küçük bir sıyrıktı. O sırada bizim baş belası sudan çıkarken
-Yardım etmeye çalışıyordum dedi ukala bir tavırla ve gülümsedi .
-Eğer senin sakarlıkların olmasa buna gerek kalmazdı dedim gülüşünü taklit ederek.
-Aa şımarığa bak hele sen önüne baksan asıl bunların hiç birini yaşamazdık dedi ukala ukala gülerek bu çocuk kendini ne sanıyordu acaba
-Aa bay ukalayada bakın hele ben ağaca doğru yönelmiş hızımı yavaşlatmıştım taki sen birden ortaya çıkıp bana bodoslama dalana kadar dedim ve gülüşünü taklit ettim.
-Bana bak turuncu kafa kafam karışıktı dedi sonra iğneleyici bir ses tonuyla özür dilerim dedi ve pis pis sırıttı.
-Benim bir ismim var bay ukala dedim.
-Kesinlikle benimde dedi ukala ukala sırıttı.
-Senin yüzünden bacağımda incindi zaten dedim oflayarak.
-O senin sorunun turuncu kafa dedi ve arkasına bakmadan koşmaya devam etti. Arkasından
-Ukala ne olacak diye bağırdım. Bu çocuk kendini ne sanıyordu acaba turuncu kafaymış. Ukala ...
Eve gidince direk olarak kendimi banyoya attım aynanın karşısına geçtim. Turuncu ıslak saçlar mavi sinirli gözler. "Tamam belki turuncu kafayım"diye geçirdim içimden sonra hızlı bir duş alıp yatağa attım kendimi. Bir türlü aklımdan ormanda olanları çıkaramıyordum. Aklıma geldikçe dahada sinirleniyordum. Aslında bakarsak tipi fena sayılmazdı uzun kahverengi saçları ve yemyeşil gözleri çok tatlı gamzeleri vardı. Ah ne diyorum ben ya bunları nasıl farkettim bilmiyorum.Ama tip yetmiyordu tabi tam bir baş belası ve ukalaydı. Saat uu 8 e geliyordu biran önce giyindim ve aşağı indim teyzem kahvaltıyı hazırlamıştı bile amcam yeni kalkıyordu. Anlaşılan kardeşim le kuzenim i kaldırmak bana kalıyordu. Tekrar yukarı çıktım ve benim odamın yanındaki odaya girdim Ally hala uyuyordu,sessizce yanına gittim ve gıdıklamaya başladım neye uğradığını şaşırdı ilk uyandığında çok tatlı oluyordu. Kahkaha atmaya başlamıştı.
-Uykucu kalk bakalım artık diye öptüm. Hemen yataktan fırlayıp aşağı koştu. Bende Jack'in odasına yöneldim. İçeri girdim bir uykucuda burada vardı gittim perdeleri açtım. Güneşin içeri girmesiyle uyanıp yastığı bana fırlatması bir oldu bir kahkaha attım oda gülerek
-5 dakika dahaaa dedi ve yorganın altına girdi yorganı çektim ve
-Kalk bakalım Uykucu dedim istemeye istemeye uflayıp puflayıp çocuk gibi mızırdanarak kalkıp banyoya yöneldi. Bende gülerek aşağıya indim ve teyzemlerle günaydınlaştıktan sonra sofradaki yerimi aldım. Bugün de bir diyer günlerin aynisi olarak geçmiş çoktan yatağıma uzanmıştım bile. Acaba yine aynı rüyayımı görücektim. Hahah ne diyorum ben tabiki görücektim. Ama onun harici aklıma takılan bir şey vardı. Bana o kaza ve bu rüya hiçte tesadüf gibi gelmiyordu.....
