Çığlık eşliğinde bir uyanma daha gerçekleşmişti. Saat 05:00 ımm bugün formumdayıyım bakıyorum bir saat erken. Her zamanki gibi üstüme bir şeyler geçirdim ve ormana doğru koşaya başladım umarım bu sefer bay ukalayla karşılaşmam. Gölün oraya vardığında saat daha yeni 6 oluyordu her zaman oturduğum ağacın altına oturdum gözlerimi kapattım ve rahatlatmaya çalıştım. Ama aklımdan bir türlü bay ukalayı çıkaramıyordum, her an gelip beni suya atıcakmış gibi geliyordu bu yüzden gözlerimi açtım, ayağa kalıtım. Etrafına bakınıyordum bu manzara gerçekten harıkaydı. Acaba ormanın büyüklüğü ne kadardı? Manzarayı daha iyi görebilmek için ağaca çıkmaya karar verdim. Tırmanmayı gerçekten severdim bunu çok yaptığımdan bir çırpıda yukarı çıkabilmeyi başarmıştım. Biraz daha yukarı çıktığım da tüm ormanı görebiliyordum ve bu gerçekten inanılmazdı.
Manzara olağanüstüydü,buradan bakmak ayrı bir heyecan uyandırıyordu. Güneş yeni yeni doğuyordu,etrafa güneşin güven veren turunculuğu yayılıyor ufuk çizgisinde harika bir görüntü oluşturuyordu. Gölün oldukça berrak yüzeyine düşen günün ilk ışıkları İhtişamla parlıyordu. Kuşların cıvıltısı eşliğinde birbirinden güzel çiçeklerin kokusunu içime çektim ve gözlerimi kapattım. Bu his paha bicilemezdi, gözlerimi tekrar açtım. Kesinlikle rüya değildi ama güzelliği gerçeğe olanak vermiyordu. Kokuyu tekrar içime cektim , güneş ise İçimi ısıtıyordu. Rüzgar hafifce saçlarımı uçuşturuyor rahatlık hissi yaratıyordu. Ben oldukça güzel manzaralı bu yerde en büyük ağacın tepesindeydim ve buraya kesinlikle bir ağaç ev lazımdı. Benim kabuslarımdan kaçtığım bana özel bir dunya .....
Biraz aşağılara inip yeri görebilecek konumda yana doğru uzanmış kalın dala oturup sırtımı başka bir dala verdim ve gölün rüzgar eşliğinde salınımını izlemeye başladım.
Aradan bir kaç dakika geçti geçmedi ki arkadan ayak sesleri geldi nefes nefese biri buraya doğru koşuyordu geldi ve üstünde olduğum ağaca yaslandı benim olduğumu fark etmemişti bile hafif kafami uzatım ve çocuğa baktım bu oydu. Bay ukala. Nefesini düzene soktuktan sonra etrafına bakınmaya başladı sanki beni arıyordu..... Ne diyorum ben ya sacmalama.
- Hayırdır kime baktınız Mr. Ukala dedim ve pis pis sırıttım. Etrafına bakındı ama kimseyi göremeyince
- Turuncu kafa saklaniyosan hic komik değil dedi ve mal mal bakınmaya devam etti.
- Tabi canım işim gücüm yok senden saklaniyorum dedim kahkaha attım. Bu sefer yukarı bakmayı akil edebildi ukala. Biran şokla üzerine atlıyacakmışım gibi geri çekildi.
- Manyak mısın kızım ne işin var orda dedi ve bir adım daha çekildi.
- Merak etme üstüne atlamam dedim ve kahkaha attım.
- Senden beklenir turuncu kafa dedi ve kollarını iki yana açıp omuz silkti be yaramaz küçük bir çocuk gibi Gülümse di ve gerçekten çok tatlı görünüyordu. Kafamdan bu saçma düşünceyi atmaya çalışırcasına kafami hafif sallayıp tekrar manzaraya çevirdim kafami.
- Ağaçları severim manzara boyle daha güzel ve ve şey kafami dagitmami sağlıyor. Dedim ve hafif hüzünlü bir gulumsemeyle ona baktım bunu neden ona soyluyordum ki sanki. Yüzünde bir yumuşama ve suratına yayılan bir gülümseme belirdi istemsiz bende gülümsemiştim.
- Sende bendensin desene dedi ve ağaca doğru yöneldi dallardan birini kavrayıp ilk hamlede kendini ağaca çekti ve yanıma oturdu yana kaymiştım. Şaşkın bir hayranlıkla
- Waoovv dedi. Gözlerinin içi parlıyordu buyulenmisti adeta. İstemsiz güldüm.
- Nee dedi güldü omuz silkip önüme döndüm gözlerimi üzerinde hissedebiliyordum. Beni süzdükten sonra ki bu biraz rahatsız ediciydi tekrar önüne döndü.
- Sen neden kacıyorsun turuncu kafa. Dedi gülerek hala manzaraya bakıyordu.
- Kabuslar..... Dedim fısıldayarak istemsiz bir düşüş olmuştu suratımda. Bazı meseleler diye fısıldarken gözümden bir yaş süzüldüğünü farketmemisim bile. Elini uzattı ve yaşı sildi. Yarım bir şekilde gülerek
- Kabuslar favorilerimdendir günlük bir porsiyon hiç aksatmadan dedi ve önüne dondu düşünceli bir biçimde.
- Sende bendensin ozaman dedim bu sefer ben onu süzüyordum. Uzun dağınık saçları rüzgarda hafif ucusuyordu. Yemyeşil gözleri güneşte ayrı bir güzellikte parıldıyordu. Çok şirin gamzeleri vardı. Beyaz tenli ve benden birkaç santim uzun boyu vardı. Uzun sure ona odaklı kaldığını farkettim ve önüme döndüm. Bana döndü ve
- Bu arada her ne kadar bay ukalada çok hoş olsa da bana James demeni tercih ederim. Dedi ve gülerek elini uzattı elimi uzattım
- Amy gülümsedim. Saat e baktım 7:00 olmuştu bile uuuu dedim
-Ne oldu dedi meraklı bir bakışla.
- Saat yedi olmuş gitsem iyi olur kahvaltıdan önce evde olmalıyım dedim ve gulumsemeye çalıştım.
- Oo benimde gitmem lazım dedi ve yere atladı yuhh be bir yerini kırıcaksın ya. Benim öylece baktigimi görünce kollarını uzatıp
- Atla istersen tutarim dedi kahkaha attı.
- Yok almıyım şimdi göle atarsın felan dedim kahkaha atım. Kendim inmeye çalışırken bilin bakalım ne oldu kendimi kat kollarında bir kaç saniye ardından da ikimizi yerde buldum bir ağaçtan inmeyi bike becerememistim. Tam üstünde duruyordum bir an gözlerim gözlerine kilitlendi sanki dünya durmuştu o an. Bir an şoktan çıktım üstunden kalkarken
- Ç.. Çok özür dilerim yine sakarlığım tuttu dedim masum bir sırıtmayla elimi uzattım. Elimi tutarak kalkarken
- Dikkat etsene turuncu kafa yerle resmen bütünleşti kemiklerim dedi kahkaha atarak.
- Ben artık gidiyim bari dedim ve arkama dönmeye yeltendim. Kolumu tutup durdurdu nedense eli tenime deydiğinde tüylerim ürpermişti.
- Şey yarın da burada olursun dimi dedi kolumu bırakmıştı küçük yaramaz bir çocuk gibi görünüyordu buna hayır denir ya tipe bak. Kendine gel Amy.
- Belki Mr. Ukala dedim ve gülerek arkamı döndüm ve koşarak eve geri döndüm direk kendimi yatağıma attım kendimi orada ne olmuştu öyle. Düşüncelerimden sıyrılmak istercesine kalktim ve aşağıya indim kahvaltı hazırlanıyordu diğer günlerin aynisi olan bir güne daha merhaba dedim içimden.
Arkadaşlar beğendiyseniz o güzel yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim :D asdfg vote lerinizi eksik etmeyin :D.
