2.BÖLÜM

16 6 0
                                    

Hayal kurma çünkü üzüleceksin...

Bazen ölüsünüzdür, bazen ise yaşıyorsunuz. Peki şimdi hangisi? Ben ölüyüm şimdiye kadar bir çok kez öldüm. Sürekli öldüm. Kendimden hayattan soğudum.

Bu pis aşkım yüzünden kendimden bıktım ve en önemlisi artık nefret oldu içimdeki aşk. Nefretim çoğalıyordu her geçen gün. Neden artık buraya geliyorum bilmiyorum. Okuldan çıktıktan sonra  neden tekrardan buraya geldiğimide bilmiyorum.

Üzülüyordum... Gitmişti ama dönmemişti... Söz vermişti ama tutmadı... Dile kolay 10 yıl!

Sayılı zaman çabuk geçer derler ama geçmedi işte. Sandığım kadar kolay geçmedi. Ağladım... ona gitmek istedim... Aramak istedim ama yapamadım...

Şimdi ise karşımda 10 yıl önce çizdiğim lanet resme bakıyordum. Özledim hemde her şeyden çok. Kendi benliğimi unutmuştum. Kimdim ben?

Kesin bir şey var oda artık gündüzü değil karanlığı sevmem. Eskiden severdim gündüzleri ama şimdi sevmiyorum çünkü olacakları biliyorum gün doğduğunda yine buraya gelecek onu bekleyecektim. Ama geceleri o zaman onu neden bu kadar çok sevdim diye kendime kızıyordum. Ve bu yüzden geceleri severdim artık.

Hayattan kaçış yoktu. Büyüyorduk ve benim en nefret ettiğim şeydi bu.

Çalan şarkı bitmiş yerini arayan annemin sesi gelmişti. Telefonu alıp açtım.

"Hira nerdesin kızım?"

"Geliyorum."

Diyip kapattım. Kimseye söylememiştin hala sadece ben ve o sanırım. Burası uzak bir yerdi zaten öyle göz önünde olan bir yerde değildi.

Son kez baktım resme ardından ayağa kalkıp arabama binip eve gittim.

Eve geldiğimde duş aldım biraz rahatlamak için ama kalbimdeki yara o kadar derindiki rahatlamak diye bir şey yoktu. Sürekli kalbimin sızısı ve karnıma yumruk yemiş hissi işte bu beni maf ediyordu.

Ödevlerimi yaptıktan sonra, annemin yanına gittim. Telefonda konuşuyordu.

"Tamam yarın bekliyorum iyi günler."

Yine mi misafir? Bıkmadın mı kadın? Gelmesinler böyle mutluyum ben.
Telefonu kapatıp bana döndü.

"Yarın için sana bir sürprizim var."

"Süprizleri sevmediği sende biliyorsun. İyi geceler."

Diyip yanağından öpüp çıktım yukarı. Yatağama yatıp kapattım gözümü.

"hoşçakal bora."

Diye arabanın arkasından bağırıyordum. Sadece el sallamıştı.
El salladıkça geri gelmeyeçeği anlamam lazımdı. Kalbimin acsısı artıran şeydi.

Peşinden koşsamda yetişemedim. Koştukça gerçeklerin farkına vardım, büyüdüm ve anladım geri gelmeyeceğini. Koşmayı bıraktım tempolu bir şekilde koşmaya başladım. En sonunda bıraktım artık geri gelmeyeceğini anladığımda olduğum yerde bekliyordum. Geri gelir diye.

Yine aynı rüyayı gördüğüme inanamıyorum. Ben yeter dedikçe artık yok hiç bir şey gitti dedikçe dahada artıyor bu rüya.

Belkide hiç bir zaman güzel bir günüm olmadı benim. Tek isteğim biraz umuttu ama onuda alıp gitti giderken.

Gece yarısı uyandım yine sadece ağlamaya başladım. Kendi kendime konuştum, ölmek istedim, pek çok kez denedim ve hala hayattayım. Neden!! Neden! Ölmek isteyen birini öldürmüyorsun hayat ölmek istemeyenleri alıyorsun Haksızlık! Koca bir haksızlık.

Sevgiden yoksun bir kızıda al. Ölmek isteyen, yaşamak istemeyen, ölümü tatmak isteyen. Neden almıyorsun? Yaşamak için bir sebebim kalmadı artık.

Gerçek hayatta mutlu olamadım ama belki öbür dünyada mutlu olabilirim. Ölmek istiyorum. Hemde hemen şimdi...

Umudu Kırılmış Bir KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin