1| how did i get started

4.5K 430 192
                                    




" Jungkook " Yugyeom ağzındaki sakızı dişlerinin arasında ezerken aynı zamanda yüzüne yeleştirdiği gülümsemesi eşliğinde ismimi söylediğinde, yan masadaki bakışlarımı ona çevirdim. Kaşlarını birkaç kez kaldırıp indirerek anlatmaya çalıştığı şeyi anlamamam üzerine gözlerini devirdi sıkıntıyla. " Yanına ne zaman gitmeyi düşünüyorsun ? " dişlerinin arasında işkence ettiği sakızı peçeteye sarıp masanın üstündeki herhangi bir yere koyarken sordu . Hızla masaya eğilip " Sus " diye fısıldadım aynı zamanda yan masada oturan Jackson hyung'un onu duyup duymadığını kontrol ederken .

" Korkak bir ezik olmaya devam mı edeceksin?Alt tarafı hoşlandığını söyleyeceksin ne var bunda?" dedi rahatça arkasına yaslanırken. Masanın üzerinde kafasına atabileceğim herhangi bir şey aradım ama tek gördüğüm üstünde tek çizik oluşma ihtimaline bile intihar edeceğim kadar değer verdiğim kameram ve zarar gelirse kafenin sahibi tarafından temiz bir dayak ile cezalandırılacağım bardaklardı. " Ses tellerin Yugyeom " dedim ortada duran çerez tabağından birkaç leblebi alıp ona doğru atmadan hemen önce, " Ses tellerini yaratan Tanrı, ayarlarını yapmayı unutmuş"

Attığım leblebileri hiç zorlanmadan ağzıyla yakaladı ve çiğnerken yine aynı iğrençlikle gülümsedi . Telefonundan yayılan bildirim sesi ile bakışlarını benden çekip , masanın üstünde duran telefonu eline aldı . " V yine yaptı yapacağını " dedi kaşlarını kaldırarak büyük bir ilgi ile telefondaki şeyi izlerken . Yine şu saçma oyundaki uğruna para yatırdığı kişilerden birini izliyordu kesin . Çünkü bu ismi yüzlerce kez duymuştum.

" Şarjım bitti " gelen sesle irkilip Yugyeom'u ittirerek yanına yerleşen bedene baktım. Ellerim 5.4 şiddetinde titremeye başlarken yutkundum. Başındaki şapkasını çıkartıp saçlarını düzelttikten sonra ters şekilde kafasına geçirdi tekrardan . Gözlerini bir kez dahi olsun bana ya da başka bir şeye çevirmeden direk olarak, en az benim kadar şaşkın olan Yugyeom'un elindeki telefona dikmişti. " Adamım " dedi şapkasını tekrardan çıkarıp masanın üzerine gelişi güzel bırakırken , " Bu herif ne yaptığını çok iyi biliyor "

Gözlerimi , bana odaklanmış olan Yugyeom'un gözlerine diktim . Kaşlarını yukarıya kaldırarak şaşkın bakışlarını daha da anlamlandırıyordu. Masanın üstündeki telefonumu elime alıp, Google arama motoruna ' grown ' yazarak arattım. Karşıma çıkan yüzlerce blog yazıları , videolar ve fotoğraf arşivleri ile nereden başlayacağımı bilmeyerek herhangi bir bloga girmeye karar verdim.

' Tanrım , asla bir oyuncu olacak kadar cesaret sahibi olamayacağım. Ama her ay buna yatırdığım paranın babam tarafından öğrenilmesi sonucunda olacak olan şeyler sanırım verilen görevlerden daha tehlikeli. Her neyse... Bu oyuna , oyuncu olarak katılan kişi seçilmiş kutsal kişilerden biridir . İlk görevde elenecek olsalar bile ; böyle bir başlangıç yapmaları bile yeterince cesaret gösterisi değil mi ? Hoşlandığım kızın , oyunculardan birine çılgınlar gibi tutulmasına bile üzülemiyorum. Çünkü adamım , o herif benden 937393 adım önde . Bu babamdan değil de annemden çıktığım gerçeği gibi bir şey . Bir mucize eseri olup babamdan doğdum demek isterdim ama bilirsiniz , hepimizin geldiği yer aynı. Neyse buraya nereden geldim bilmiyorum. Asıl söyleyeceğim şey şu ; V , dostum sen bir harikasın!!! "

Omuzlarımı iyice düşürerek bakışlarımı telefondan çekip tekrar karşımdakilere odakladım. Çok geçmeden Jackson Hyung da kafasını telefondan kaldırıp masanın üstündeki şapkasını kavradı. " Teşekkürler gençler " dedikten sonra ışık hızıyla yanımızdan kalkıp eski yerine gitti. Gözlerim ile onu takip ettim." O herif kesinlikle ilahi biri " masasındaki arkadaşlarına yerine oturur oturmaz söylediği şey ile Yugyeom'a döndüm.

" Kim bu V ? "

Yugyeom telefonunda bir kaç şey yapıp ekranı bana döndürdüğünde gördüğüm sanal kimliği incelemeye başladım. " Gerçek ismi yok mu bunun ?" dedim aynı zamanda profil fotoğrafını incelerken . Eh, gideri vardı. " Hayır, hiç söylemedi . Gizli tutuyor " kısaca açıkladı . Profil fotoğrafının hemen altındaki sıralamasına baktığımda kaşlarımı kaldırdım "2. miymiş? 1. olduğunu düşünmüştüm " . Yugyeom telefonu tekrar kendisine çevirip bir şeyler yaptıktan sonra yeniden bana doğru uzattı . Bu sefer yeşil saçlı birinin fotoğrafıyla karşılaştım ve profilinde yazan ismi seslice okudum ,

" Min Yoongi "

" V'den daha manyak biri varsa , bu kesinlike Min Yoongi'dir " dedi telefonunu parmaklarımdan uzaklaştırırken.

Tekrar yan masamdakilere baktım. O da bir izleyiciydi. Hatta belki de oyuncuydu? Sanmam. Eğer olsaydı Yugyeom bana söylerdi. Öyleyse sadece izleyiciydi, hem de fanatik olanlardan. " Baksana " dedi Yugyeom bana uzattığı parmağı ile dikkatimi kendine çekerek, " Neden sen de üye olmuyorsun? İki görev yerine getirsen bile kaybedeceğin tek şey bir kaç yüz dolar olur , ama bir çok kişi tarafından-özellikle Jackson Hyung tarafından farkedileceksin."

Bakışlarım tekrar yan masadaki kahkahalarla gülen Jackson Hyung'a kaydı. Kaybedeceğim çok şey yoktu. En fazla Japonya'ya gitmek için yıllardır biriktirdiğim param ellerimden uçardı. Ama lanet olsun ki bunun düşüncesi bile korkunçtu. Kulağımda Jackson hyung'un V için söyledikleri yankılanırken önümdeki bardağı kavradım.

Ve ben Jeon Jungkook,

Annemin beni öldüreceğini bildiğim halde, arkadaşım Yugyeom'un cümlelerine uyarak eve gider gitmez ilk yapacağım iş olarak oyuncu olmayı planladım.



+

+

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
grown |kthxjjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin