2| first dare , biggest regret

2.9K 359 272
                                    



Pekala , bu oyunu yeterince araştırmadığım için pişmanım. Çünkü annemin evlenmeden önceki soyisminin kökenine hatta anlamına kadar tüm bilgilerimin saniyeler içinde profilime işlendiğine şahit olmuştum. Cebimdeki telefonu kalçamı kaldırarak dar kotumun cebinden kolaylıkla çıkarıp , patentine sahip olduğum küfürlerimi sıralamak için biricik arkadaşımla olan sohbet odama girdim.

" Senin doğduğun şehrin sokak lambalarını sikeyim "

Gönderildiğini belirten bildirim sesinden sonra yeni uzamaya başlamış tırnağımı dişlerimin arasında ezdim. Umarım az önceki yediğim haltlardan sonra midemde akşam yemeği yiyecek kadar boşluk kalmıştır. Çünkü annem peynirli mantar yapmıştı. Ve ben mantarı çok severim. Çünkü mantar güzeldir. Çünkü...öyle .

Gelen bildirim sesiyle ekranda Yugyeom'un isminin altında yazan ' Teşekkürler kardeşim ' yazısının hemen ardından ' Ama ne yaptım önce onu söyle ' yazısı belirdi.

Mesajının ardından okundu bildirimini almayı bile haketmiyorsun şerefsiz!

Telefonumdan çıkan ve daha önce kullanmadığıma emin olduğum bildirim sesi ile tabiri caizse oturduğum yerden biraz havalandım. Bildirim sesi alarm gibi ötmeye devam ederken titreyen ellerimle telefonu kavradım. Üstünde ne yazdığını dahi okuyamadan hemen bildirim kutucuğunu yana çekip ekran kilidinin açılmasını sağladığımda, ekranı kaplayan ' Grown'a hoş geldiniz ' yazısı ile ellerimin titremesi daha da arttı. Neden korktuğumu ben de bilmiyordum, ama duyduğum kadar havalı bir başlangıç yapmamıştım.

" İlk görevin " kırmızı harflerle yazan yazının hemen altında beliren yazıyı okumayı gözüm yemiyordu. Ama tabiki ben iradesine sahip olamayan biri olarak bakışlarımı alttaki yazıya kaydırmış okumaya başlamıştım bile.

" Cheetah Cafè'ye git ve karşına çıkan ilk kişiye ilişki talebinde bulun "

Gözlerim okuduklarımın etkisiyle büyürken boş boş odamı inceledim. Eve çok uzakta değildi, ama mesele ulaşım değildi . Beni orada yerlerdi. Özne-dolaylı tümleç-yüklem den oluşacak olan cümlemin dolaylı tümlecine geçmeden kendimi masalardan birinin üstünde çıplak bir şekilde bulmam olası bir durumdu.

Parmağım kabul et ve pes et arasında gidip gelirken soğuk ter döktüğümün farkındaydım.

Nasıl bir cesarete kurban gittiğimi milyar yıl sonra sorsanızda cevaplayamazdım, ama o cesaretle kabul et yazısının üstüne parmağımı bastırmamla karşıma çıkan 10 dakikalık kronometre geri sayıma başlamıştı bile. Hızlı adımlarla odamı terk ederken alt kattan gelen mantar kokusuyla sinip ağlamayı diledim. Çünkü daha önce de bahsetmiştim, mantar bu.

Annemin dinlediği bilmem kaç yıllık şarkılara teşekkürlerimi sunarak varlığımı farkettirmeden evden çıkmayı başarmıştım. Zaten kafe ile aramızda 10 dakikalık bir yol vardı ama benim bacaklarımın uzunluğunu hesaba katarsak 5 dakikada bitirebilirdim. Zor olan söyleyeceğim kişiydi. Elimdeki telefonu ne kadar zamanım kaldığını görmek için kaldırdığımda , bacaklarımdaki gücü arttırdım. Led lambalarıyla yazılmış ismi görünce dualarımı sıralamaya başlamıştım bile.

Tanrım, motorcu amcalardan birine söylemek zorunda kalmayayım. Amen.

Bir dakikadan daha az süre kaldığını belli eden telefonum ile ne yapacağımı şaşırdım. Hızla kapıyı itip içeriye girdiğimde kasanın yanındaki topluluğa doğru ilerledim. " Pardon " dedim pembe saçlı , gözüme çarpan kişiye " Sizi ağzımı kullanarak boşaltmamı ister misiniz? " kendime doğru tuttuğum telefonu karşımdaki pembe saçlıya doğru çevirmemle ekranda ' Görev tamamlandı ' yazısının belirmesi bir oldu. Yan ekranda yüzlerce yorum ışık hızında artarken , takipçi ve izleyici sayım da artıyordu.

" Merhaba " gelen sesle kafamı kaldırmamla kanın yanaklarıma hücum etmesi bir oldu. " Ben" dedim telefonu tekrar karşımdakine çevirirken , " Görev için, çok özür dilerim " . Tiz bir ses eşliğinde , camın silinme sesini andıran kahkahasını sunduğunda tekrardan yutkundum. " Bu görev için en iyisini seçtin hayatım " dedi elini saçlarıma atıp karıştırırken. Etraftaki gençlerin çoğu telefonlarını bize doğrultup video-fotoğraf çekiyordu. Birden elime tutuşturulan bardak ile ne olduğunu anlamamışken , bardağın dudaklarımla birleşip sıvının boğazımdan inmesi ışık hızında gerçekleşmişti.

" Seokjin , Görev tamam " acı tad ile yüzümü buruşturmaya devam ediyorken , kalabalığın arasındaki video çekenlerden birisi yanımıza geldi. " Teşekkürler küçüğüm " dedi pembe saçlı, ismi Seokjin olan , adam ayağa kalkarken. İsmini söyleyen çocuğun omzuna kolunu atıp ilerlemeye devam ederken birden durdu ve bana döndü.

" Bu arada içtiğin şeyin içinde tekila, viski ve biraz da güç veren sıvı vardı. Umarım sevgilinle yaşıyorsundur "

Söylediği cümle ile midemdekilerin çıkacağından korkarak ellerimi dudaklarımın üstüne kapattım. " Gidelim Baekhyun " bana göz kırptıktan hemen sonra kolunu omzuna doladığı çoğu da kendisiyle birlikte kafeden çıkarttı.

Ve ben , ilk görevimde hayatımın en büyük pişmanlıklarından birini yaşamıştım.




+

+

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
grown |kthxjjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin