K. Y*2

34 29 17
                                    

"Levent lavaboda kanlar içinde yatıyor!"

"Ne diyorsun lan?!" Sivilceli adam hızlı bir şekilde kalkıp kapıya yaklaşırken, gözler bay Maskeli'nin üzerindeydi. Bay Maskeli ise bana bakıyordu. Evet, bir şeyler anlatmak istercesine gözlerime bakıyordu. O mu yapmıştı? Leventin lavaboda kanlar içinde yatmasının sebebi o muydu? Eğer ki, o yaptıysa nasıl bu kadar rahat olabiliyordu? Birinin kanlar içinde yerde yatmasına sebep olduktan sonra, hiçbir şey olmamış gibi nasıl bizimle doğruluk cesaret oynaya biliyordu?

"Ne bekliyorsunuz lan?! Koşun!" Kapıdan çıkarken, yanımızda oturan mafya kılıklı adamlar da koşarak sivilceli adamın peşinden çıktılar. Ne yani?! Leventi yaralayan kişinin bay Maskeli olduğunu anlamadılar mı? Yoksa ben mi yanlış anladım? Bay Maskeli yapmamış mıydı? Sivilceli adam 'son cinayetini kaç saat önce işledin?' diye sorduğunda, bay Maskeli '4 dakika 19 saniye önce' demişti. Eğer ki bahs ettiği kişi Levent değilse, kimden bahsediyordu? Başka birini mi öldürmüştü?

"Şu iş düşündüğümden bile kolay olacak," Sesiyle tüm düşüncelerimden sıyrıldım.

"B-bunu sen mi yaptın?" dedim, ondan uzaklaşırken. Aptal sarışın şaşkınlıkla bizi izliyordu.

"Kim bilir, belki." dedi yerden kalkarken. Benimle alay mı ediyordu?! Beni pis oyunlarına alet etmişti, ve eğer ki bunu gerçekten o yaptıysa, benim de başım belaya girecekti. Zaten neden karışmıştım ki?! Aklımca iyilik yapacaktım.

Bay Maskeli, pencereye doğru yaklaşırken şaşkınlıkla onu izliyordum.

"Ne yapıyorsun?" Şaşkınlıkla sorduğum soruyu alay edercesine cevapladı.

"Aşağıda kel bir amca var. Kafasına tüküreceğim," Aptal sarışın kahkaha atarken, sinirle yaklaştım bay Maskeli'ye.

"Çok komiksin! Bırak alay etmeyi! Sen yaptın değil mi?! Sen yaptın ve kaçmaya çalışıyorsun!"

"Vay, nasıl anladın?! Çok zekisin!"

"Başın büyük belada!"

"Emin misin? Sadece benim başım mı büyük belada? Tüm gün yanımdaydın, küçük kız. Belki sadece benim başım belada değildir?" Haklıydı.

"Allah kahretsin! Ne yapacağım ben!"

"Orasını sen düşüneceksin. Bana müsaade." Pencere pervazına çıktığında, hırsız çocuklar gibi gözüküyordu. Dükkandan çikolata çalıp, dükkancıya yakalanmadan kaçmak isteyen çocuklar gibi.

"Hey! Dur. Her şeyi haberlerim. Kaçtığını söylerim, yakalarlar seni."

"İspiyoncu çocuklar gibisin" dedi arkasını dönüp bana bakarken.

Atlamak için hazırlanıyordu. Atlayıp kurtulacaktı, ve her şey benim başıma kalacaktı.

"Beni de kurtaracaksın."

"Kendin kurtulamıyor musun?!" dedi pencereden aşağı bakarken.

"Hayır."

"Kurtulma o zaman!" Gözlerimi sinirle kapattığımda, derin bir nefes verip tekrar açtım. Yoktu! 2 saniye içinde nereye kayboldu?! Tabii, atladı! Evet, atladı! O atladı, ve ben burada kaldım! Her şeyin sorumlusu ben olacağım! Levent kesin ölmüştür! Benim öldürdüğümü sanacaklar! Allah kahretsin! Odaya tekrar göz gezdirdiğimde aptal sarışın odada değildi. Nereye kaybolmuştu?

Hızlı adımlarla pencereye yaklaştığımda, aşağıda duran bay Maskeli üstünü temizliyordu. Ben saf gibi kalmıştım. Yere baktığımda, zeminle pencere arasındakı mesafenin atlaya bileceğim kadar yakın olmadığını farkettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 27, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIKTA YANANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin