Bölüm 8

4.1K 277 30
                                    

"Merak etmeyin sadece soğuk algınlığı. Yazdığım ilaçları duzenli şekilde içerirseniz 1 2 güne ateşi düşer, geçmiş olsun. " Ohhh çok şükür bir şeyi yoktu. Doktor Doğukanı bayağı bi azarlamıştı. Arada da alttan alttan laf sokuyodu. Ben kendimi gulmemek için zor tutarken Doğukan dalmamak için zor tutuyodu. Ama bu salak hak etmişti. Hayır bebeğe dondurma yedirmek ne demek. Sen ne içtin evde manyak.

Odadan çıktığımızda Doğukan bana yandan yandan bakıyordu. "Doğukan ne söyleyeceksen söyle." Derin nefes aldı verdi aldı verdi "şeyy ııııı başkanlık seçimleri bitti." Aslında içinde zafer gülümsemesi vardı ama ben onu şimdi söndürecektim. Yalandan üzülmüş numarası yaparak " yaa oylemi napalım katılamayanlar duşunsun " dedim.

O cümlemi anlamaya çalışırken ben hayali koltuğa yatırdım üstünü örttüm. kendimde yatağa uzandım doğukanda hayalin yanına oturdu. "O ne demek sen katıldın mı? Ama nasıl? Ben sana soylemedim"

"Benim salak arkadaşım hakan müdürle konuşup yapmış ne yapılacaksa yani bende katıldım katılamayanlar üzülsün diyorum ya o yüzden " dedim ve saldım kahkahamı sonra gülüşümü zafer gülüşü yaptım. o ise şaşkınca bana bakıyordu böyle biraz bakıştık sonra omuz silktim ve yatağa yattım. Doğukan'a arkamı döndüm. Gözlerimi kapattım ama uykum yoktu çaktırmadan arkama baktığımda Doğukan hayalin saçlarını okşuyordu ama çok tatlıydı.

Ya erime Hazal, sakın, boşver. Allahım sen bana akıl ver yarabbim buda kalp ama değil mi "çocuğu rahat bırak da uyusun uyusun da rahatlasın " ama ben dedim çocuk rahatsız bırak diye, hayal ağlamaya başladı. Dedim dedim de dinleyen var mı yok. "getir hayali buraya"

İkiletmeden getirdi, ben yastığı ayaklarımı koydum. Ayağımda sallıyacaktım başka çarem yoktu. "Mal mal bakma çocuğu şuraya koy sallıyım ne guzel uyuyodu sayende uyandı." Oflayarak ayaklarıma koydu. Bak oflayarak, bir de ofluyodu sakin hazal sakin bu dingil bişey bilmiyo bari sen sakin kal da bu çocuğa bir şey olmasın.

Yavaş yavaş hayali sallamaya başladım. Zaten gevşiyodu bi yarım saat sonra tam uykuya daldığında ayaklarımı kafasından çektim kucağıma aldım ve koltuğa koydum. Düşmesin diye doğukana koltuğu açtırmıştım. Hayali yatırdıktan sonra kendi yatağıma yattım. Doğukan da nerde yatarsa yatsın banane artık uyku vakti dedim kendime ve gözlerimi kapattım.

Sabah uyandığımda her insan gibi esnemek istedim ama bi kol buna engel oldu hemen kafamı çevirdim. Doğukan olduğunu görünce rahatladım. Ne bir dakika onun benim yanımda ne işi vardı? hayalin yanında olması gerekiyodu. Bi dakka hayal nerde? Kafamı kaldırdım hayalin uyanmış kendi kendine oynadığını gordum. Derin bi nefes aldım ve var gücümle doğukana tekme attım. O yere düşünce büyük bi gürültü koptu. Zavvalım hayal oyununa dalmış o da korktu ağlamaya başladı. Hemen yanına gittim onu kucağıma aldım ağlaması kesilince yerde kolunu tutuyodu ve bağırmamamk için zor tutuyo gibiydi.

"Noldu kolunumu kırdın " bana sen ciddimisin bakışı attı sonra aklına birşey gelmişki butonu eline aldı ve 2 kere bastı içeri selim bey girdi, evet doktorumuzun adı selimmiş "Bir şey mi oldu hazal hanım? Uvvv evet olmuş." Hemen doğukanın yanına çömeldi bi kere koluna bişeyler yaptı sonra bi telefon çıkardı tuşlu bişeydi bi iki tuşa bastı içeri 4 tane hemşire girdi.

"Tuğçe sen röntgen çektir. Kafanızı vurdunuz mu?" doğukan kafasını sallayınca sanki mideme bi öküz oturdu kalbim sıkıştı "o zaman merve, beyin tomografisine baktır geri kalanlar hazal hanımla birlikte çıkış işlemini yapsınlar " hepsi kafasını sallayınca tuğçe ve merve doğukanı alıp gittiler ben de diğer kızlarla vezneye gittim. Tabi kucağımda uyuyan bi hayalle. Her şeyi yaptıktan sonra odaya gittim hayali koltuğa bıraktım ve eşyalarımı çantama attım sonra hayali bebek arabasına koydum kapıdan çıktım doğukanda odaya doğru geliyodu beni görünce durdu ben de hızlı hızlı yanına gittim

"noldu " Önce bi baktı resmen kahverengilerinde kayboldum diyebilirim "ne mi oldu cidden soruyor musun görmüyor musun kolum alçıda kırılmış ve gene senin sayende 24 saat uyumucam. neden butun gece uyamadım ben ya! sana yada hayale bişey olcak diye uyumadım! sırf senin yüzünd-" ya sen kimsin bana bağıryon be

"Uyusaydın banane diğerleri gibi bahane uydursaydın kalmasaydın burda banane!" allah allah bi insan saniyede sinir kupu olabilir mi?

"Bak ne güzel söylüyorsun banane diye! ben onu diyemiyorum işte! banane diyemiyoru! naparsa yapsın diyemiyorum! ben senin gibi bencil olamıyorum! anladın mı! ben ya ben bencilin teki senin karşında bencil olamıyorum! ben okuldaki kızları bi mendilmiş gibi kullanan ben seni evime aldım! sana bütün gece baktım nazını çektim! ben bunu okuldan birine söylesem benle dalga geçerler biliyo musun! hatta inanmazlar bile şaka der geçerler. ben varya, ben galiba, sana ...... neyse boşver " nasıl boşveriyim ben ne diyceğimi bilemezken? Doğukan hayali ve arabasını alıp gitti benide dolu gözlerle bıraktı ne kadar orada öyle durdum bilmiyorum ama artık burdan çıkıp busenin yanına gitmek istiyordum.

"işte boyle oldu" hem ağladım hem anlattım. hastaneden çıktıktan sonra hemen bi taksi çağırmıştım buselere gelmiştim. zaten yağmur da burdaymış her şeyi anlattım onlar da sözümü kesmeden beni dinlediler

"kızı-" kapı çaldı "siz oturun ben bakarım" dedim ve hemen ayağa kalktım kapıyı açınca karşımda gözleri dolu bi bulutla karşılaştım " h-hazalll" kekeleyerek söylemişti ismimi kızlar da yanıma gelince konuşmaya başladım

"Noldu bulut konuşsana birine bir şeymi oldu " kafasına salladı kime ne olmuştu

"ha ha hazal, doğukan k-kaza yapmış " ne doğukan kaza mı yapmış?! " senle kavga etmiş herhalde, geldi yanımıza hayali verdi gitti, 1 saat sonra telefon çaldı bara giderken kaza yapmış durumu ağırmış. (yazarınız burayı yazarken Oğuzhan Koç kusme aşkayı dinliyordu siz de dinleyin okurken )" son dediği sözle kendimi karanlığa bıraktım son duyduğum ise kızların "Hazal!" diye bağırmasıydı.

BAŞKANIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin