34

427 40 25
                                    

"Selam."

Shawn geçirdiği kazadan dolayı artık vücudunun büyük bir kısmını hareket ettiremeyecekti. Büyük bir kısmından kastımın ne olduğunu ben de  bilmiyordum, Shawn'ı bazı testlere tabi tutarak refleks tarzı şeyleri kontrol edeceklerdi, testlerin sonunda ise asıl sonucunu öğrenmiş olacaktık. Tabii Shawn yeni uyandığı için bunların hiçbirini bilmiyordu ve biz de nasıl açıklayacağımızı bilmiyorduk.

"Aman Tanrım, Eleanor, seni bir daha göremeyeceğimden korktum!"

"Ben her zaman yanında olacağım Shawn,"
Yanındaki sandalyeye oturduğumda destek için kolunu tutuyordum. Bu çok saçma bir hareketti ama başka be yapabileceğimi bilmiyordum. Ona sıkıca sarılmak istiyorum ama canını yakmaktan korkuyordum.

"Özür dilerim, Eleanor. Ben... Kavga ettiğimiz için sana hediye almaya çıkmıştım fakat hediyelerin şimdi nerede bilmiyorum."

Eleanor'un gözleri doldu. Kaygan yolda başka birinin arkadan ona çarpmasıyla ön camdan fırladığını biliyordu ama niçin yola çıktığını bilmiyordu. Shawn uyanana kadar hep çocukların yanına gitmek için yola çıktığını düşünüyordu. Oysaki Shawn ona hediye almak için yola çıkmıştı. Her şey benim suçum, diye düşündü. Eğer o aptal kavgayı başlamasaydım şimdi çok daha mutlu olurduk.

Shawn, Eleanor yanında olduğu için mutluydu, henüz kaza yüzünden kaybettiği şeylerden haberi yoktu. Doktorlar testler için tekerlekli yatağını odadan çıkardıklarında bunların normal sağlık testleri olduğunu düşünüyodu.

Shawn'a anlamadığı birkaç şey yaptıktan sonra kendi aralarında konuşmaya başladılar. Shawn kullandıkları terimleri anlamıyordu ama kulağa çok kötü gelmiyordu, bir an önce buradan çıkıp arkadaşları ve ailesiyle birlikte olmak istiyordu.

***

Çöpe giden birkaç ayın ardından, Shawn'ın hastaneden taburcu olacağı gün gelmişti. Shawn artık ona olanları biliyordu. Sadece ellerini ve başını oynatabileceğini biliyordu. Henüz on yedi yaşında olmasına rağmen hayatının sonuna kadar tekerlekli sandalyede kalacağını biliyordu. Bir daha asla gitar çalamayacağını biliyordu.

Altı ayda bir yapılacak kontroller dışında hastanede yapılacak bir şeyleri kalmamıştı. Doktor ailesine olası sorunları ve nasıl başedeceklerini anlatmıştı, beklenmedik bir şey olduğunda hastaneye gelmelerini tembihleyerek onları uğurladı. Artık yapılacak tek şey bunun daha da kötüye gitmesini engellemek olacaktı, hastalığının bir tedavisi yoktu.

Eleanor bu süre boyunca hep Shawn'ın yanında olmuştu, arkadaşlarıyla da hiç araları açılmamıştı. Shawn en azından sevdiği insanlar hala yanında olduğu için şükrediyordu.

Bazen sadece aklından fikirler geçiyordu, ama bunları uygulamaya hiç cesareti olmamıştı. Aradan sadece altı ay geçmesine rağmen şimdiden yeni hayatından bıkmıştı. Diğer arkadaşları ve kız kardeşi gibi okula gidememekten, istediği zaman istediği şeyi yapamamaktan, en ufak bir şeyde bile birine ihtiyaç duymaktan, insanların ona acımasından nefret ediyordu. Tıp hakkında hiçbir şey bilmeyen insanların sırf laf olsun diye daha önceden çoktan denemiş olduğu şeyleri tedavi diye sunmasından nefret ediyordu. Gitar çalamamaktan nefret ediyordu. Eleanor'un her an ellerinden kayabileceği korkusuyla yaşamaktan nefret ediyordu. Keşke daha cesaretli olabilseydim, diye düşünüyordu. Eminim cennette hayat çok daha güzeldir. Sonra ise aklına Eleanor geliyor ve tüm bu düşündüğü şeyler için kendisine kızıyordu. Bu bir döngü gibiydi, son yarım yıldır hayatı sadece bundan ibaretti.

Shawn, yaşamaktan yorulduğunu hissediyordu.

SWEATER WEATHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin