Bir hafta sonra
Nihayet bok kokulu hastaneden çıkmıştım. Gerçi değişen bir şey olmadı,hatta hastane bu kerhaneden daha iyi. Şerefsiz Serdar iyileşip bir an önce çalışmam için elinden gelen her şeyi yapar.
Komidinimin üzerinde duran telefonumun sesiyle ona doğru uzandım. Uzay mesaj atmıştı.
Gönderen:Uzay Boşluğu
Akşam yanındayım Deniz Kızı.Gülümsedim,cevap yazmadan telefonu kapattım.
"Gelebilir miyim ?"
"Tabii gelebilirsin Melisa,gel otur yanıma"Kapıyı kapatıp çekingen adımlarla yatağımın üstüne oturdu.
"Nasılsın diye merak etmiştim"
"İyiyim canım merak etme beni"
"Sevindim"
"Bir şey mi oldu ? Anlat bana"
"Hayır bir şey olmadı"
"Emin misin ?"
"Sana sarılabilir miyim ?"Gözleri dolmuştu. Cevap vermeden ellerimi boynuna doladım.Mis gibi kokuyordu benim küçük Melisa'm.
"Ne olursa olsun seni çok seviyorum abla" dedi kollarımın arasında.
"Bende seni çok seviyorum meleğim. Seni buradan kurtaracağım biraz daha sık dişini"İçli içli ağlarken sarılmayı bıraktı ve ellerimi küçük ellerinin arasına alıp öptü.
"Annem olduğun için teşekkür ederim."
"Melisa iyi misin gerçekten ?"
"Hiç olmadığım kadar iyiyim. Biliyor musun seni ilk gördüğümde ne kadar güzel bir kadın demiştim. Su gibisin,Uzay abi çok şanslı" dedi gözyaşlarının arasından gülümseyerek.
"Sen hiç üzülme,sen üzülürsen bende üzülürüm. Yaptığın her şey için teşekkür ederim."Gözyaşlarımın arasından onu kendime çekip sıkıca sarıldım.
"Her zaman seninleyim güzelim,her zaman seni koruyacağım"
Tekrar ayrıldı benden.
"Sen biraz dinlen iyi ol,görüşürüz"
"Görüşürüz"Yatağımdan kalkıp odamdan çıktı. Kalbimde neden bir sızı oluştu ? Bembeyaz elbisenin içinde melek gibiydi oysaki. Gözlerim kapanmak için yalvarırken onlara daha fazla işkence etmeden gözlerimi kapattım.
Melisa'dan
Ağlayarak kerhanedeki odama girip kapıyı kitledim,neyseki kızlar görmemişti ağladığımı.
Aynanın karşısına geçip zavallı görüntüme baktım. Hıh berbattım hemde hiç olmadığım kadar. Kafamı sola çevirdim makyaj masamın üstünde duran kalemle kağıdı alıp yatağıma oturdum ve yazmaya başladım:
"Merhaba güzel ablalarım,bu boktan yazıya neden böyle başladım bilmiyorum. Başladım işte. Ben gidiyorum,arkamdan sakın ağlamayın ben çok üzülürüm ağlarsanız. Şu hayatta sizden başka kimsem yok. Bana çok kızacaksınız biliyorum ama ben dayanamıyorum. Vücudum beni kabul etmiyor bir türlü. Ben bu bedene göre çok kirlendim,daha fazla kirlenmek istemiyorum.Lütfen beni anlayın olur mu ? Nefes abla,sen hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın ben sana hayranım biliyor musun ? Ve ben seni yattığım tabutta bile seveceğim. Bu lanet kerhanede sevmeyi bana siz öğrettiniz nasıl sizden nefret edeyim ki. Bu yazıyı okuduktan sonra annemi bulup onun kokusunu özlediğimi ve onu çok sevdiğimi söyler misiniz ? Ha birde sakın ağlamasın,annemin gözyaşları tertemiz.O temiz gözyaşları bu kirli vücuda göre değil. Sizi çok seviyorum kendinize her zaman iyi bakın ablalarım."
Kalemi kağıdın üzerine bırakıp gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim ve ayağa kalktım. Penceremin karşısında duran tavanda asılan ipe baktım. Geliyorum birazdan.
Makyaj masamın önündeki küçük tabureyi ipin altına koydum ve biraz geri çekildim. Yukarıya bakıp gülümsedim. "Hoşça kal anne,kokun hala burnumda seni seviyorum"
Gözyaşlarımı silip taburenin üstüne çıktım ve derin bir nefes aldım.Korkmuyordum.Hayatımda ilk defa korkmuyordum. Gülümsedim ve kafamı ipten geçerdim. Ayağımın altından tabureyi ittirdim ve kesik kesik nefes almaya başladım derken çok derin bir uykuya bıraktım kendimi.
Nefes'ten
Klasik yuvarlak masamızda oturup konuşuyorduk.
"Neşe,Melisa nerede ?"dedim kötü bir hisle.
"Odasından çıkmadı bütün gün"
"Melisa,gel yanımıza !"diye bağırdım ve kapısına baktım.Çıkmamıştı dışarı.
"Melisa,gel kızım !" benim gibi diğer kızlarda bakıyordu,yine çıkmamıştı dışarı.Bu sefer ayağa kalktım ve kapısını açmaya çalıştım,kitliydi.
"Melisa şu kapıyı aç" açmadı. Telaşlı gözlerimi kızların üzerinde gezdirdim ve bu sefer merdivenin başına gittim.
"Serdar yukarıya gel hemen !" geldi.
"Ne oldu bebeğim ?"
"Melisa'nın kapısı kitli açmıyor,kır kapıyı" boş boş baktı.
"Ne bakıyorsun lan ? Kır şu kapıyı"Büyük adımlarla kapıya vardı ve tek seferde omzuyla açtı,açtığı anda Oya abla çığlık attı.
"Ne oldu ne ?" koşarak odaya girdim ve gördüğüm manzara karşısında ayaklarım beni taşımadı,yere yığıldım. Beyaz elbisesiyle yukarıda sallanıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Fahişe
Teen FictionBir kız hiç bu kadar deniz kızı ve bir adam hiçbir bu kadar papatya olmamıştı. Umutun gittiği yerde bir yıldız gibi girmişti küçük fahişenin hayatına. Peki kirli bedeni sevecek miydi papatya adamı ?