2. Bölüm -Zombiler

42 13 6
                                    

Sayın okurlar,

Son iki bölüm oldukça uzun olduğundan sıkıcı olabileceğini düşündüm ve elimden geldikçe bölümleri kısaltacağım.

İyi okumalar...

Beğenip yorum yapmayı ihmal etmeyin.

***********************

Tarih: 17 Ocak 2026

Philip Solomon'un yönetiminde olan uluslararası araştırma ekibi çalışmalarını bitirmiş, 7. ve belki Dünya tarihinin son yok oluşunu gerçekleştireceklerdi. Son yok oluş diye adlandırılıyordu. Çünkü araştırmacılar virüsün ne kadar Dünya'yı etkisine alacağı ve durdurulup durdurulamayacağı tam olarak bilinmiyordu. Ama zaman daralıyordu. Eğer bir şeyler yapmazlarsa 'insan' diye bir varlık kalmayacaktı.

WHO'ya bağlı bölgesel kuruluşlarından İstanbul Üst Sağlık Konseyi (1839) araştırmacıları, Türkiye'ye bu virüsü yayma görevindeydiler. Virüs, fareler aracılığıyla insanlara yayılacaktı. Fareler, insanlar kadar direnç sağlayamayacağından hayatta kalan insanlar için bir tehlike yaratmayacaklardı. Halbuki her ile bir enfekte fare gönderilmişti. Diğer uluslararası bölgesel kuruluşlar da kendi ülkelerindeki eyalet ve şehirlere aynı yöntemi uygulayacaklardı.

******************

Kamptan sonra

Şoktaydım. Belki de zihnim bana oyun oynuyordu. Kamp alanında gördüğüm şey gerçekten de bir insan mıydı?

Kamp yaptığımız ormandan çıktığımızda anayola girdik. Saat 09:00 civarıydı. Bu saate göre yolda hiç araba yoktu. Şehir yoluna girdik. Yol boyu kimse konuşmadı. Açtık, yorgunduk ve korkmuştuk. Ama korku diğer duyguları mağlup ediyordu.

Şehre yaklaştığımızda yan şeritte sıkışık bir trafik vardı. 'Bayram değil seyran değil' dedim. 'Bu trafiğin anlamı ne acaba?'

Sağ yola saptığımızda bulunduğum beldeye gelmiştik. Apartmanın kapısına geldiğimizde Ahmet arabayı durdurdu. Derin bir nefes alıp arabanın kapısını açtım. O sıra da otoparkta karşı komuş yaşlı Hatice teyzeyle kocasını arabaya eşyalarını aceleyle koyduklarını gördüm. Koşarak yardıma koştum.

"Hayrola Hatice teyze? Bir yere mi gidiyorsunuz?" derken gözüm İdris amcanın koluna ilişti. "İdris amca geçmiş olsun. Ne oldu sana? İki gün önce sapasağlamdın. Seni yandaki parkta spor yaparken gördüm. İyi misin?" İdris amcanın kolunu sargıya almışlardı.

Hatice teyze:" Sorma kızım. Ne olduysa o gün oldu. Sapasağlam kocamı vahşi bir fare ısırdı. O gündür ateşi var kocamın. Hiç iyi değil anlayacağın. Acilen hastaneye gidiyoruz. Kuduz olabilir."

"Tamam Hatice teyze. Tekrardan geçmiş olsun."

"Sağol kızım."

Onlar gittiğinde bizimkilerin yanına doğru ilerledim. Eşyaları çoktan arabadan çıkarıp apartman kapısının önüne koymuşlardı. Eşyaları taşımayı bitirdiğimizde kendimizi gri renkli köşe takımıma atmıştık. Ben de köşe takımından biraz açık renkte olan berjerime yorgunlukla yaslandım. Yol boyu pek bir şey konuşmamıştık. Herkes yorgundu zaten. Ama şimdi ben de neler gördüğümü anlatmalıydım.

"Çocuklar size bir şey söylemeliyim."

"Ne söyleyeceksin?"

"Kamp alanından giderken arkama baktım. Ve... Bir insan gördüm. Yalnızdı."

Furkan hemen:"İnsan mı? E bunun nesi garip? Olabilir orada bizle beraber -yanımızda olmasa da- kamp yapan onlarca kişi vardı."

"Furkan! Dinler misin? Daha bitirmedim, Her neyse. Evet, gördüğüm bir insandı. Ama normal bir insan değildi. O ölmüş olan ceylanı gördüğümüz patikadan geliyordu. Çalıların arasından zor seçebildim. Ama açıklığa çıktığında üstü kanlıydı. Kıyafetleri de yırtılmıştı. Yalpalayarak yürüyordu."

Ahmet:"Niye bize o an söylemedin? Yardım edebilirdik."

"Söyleyecektim. Fakat korkmuştum ve o geldiğimiz patikadan gelince bir tuhaf oldum."

Sibel:"Benim aklıma bir şeyler geliyor ama... Yok yok! Olamaz canım! Mümkün değil."

Sibel kendi kendine konuşurken meraklanmıştık.

"Ne diyorsun sen Sibel? Ne mümkün değil?"

Kendi kendine düşünüyordu. Çok geçmeden bana döndü. Yüzündeki dehşeti okuyabiliyordum. Gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Tek bir kelime söyledi:

"Zombiler"

***************************
Not: Birazdan okuyacaklarınız yazarla ilgilidir. Geçmek isteyen sayfayı kaydırabilir.

İyi okumalar...

Sevgili 7.KYO okurları,

Sizle biraz konuşmak istiyorum. Öncelikle böyle bir kitabı yazmayı uzun zamandır istiyordum. Hatta baya bir zaman oldu. Ben zombilerle -size biraz geç gelebilir- ilk 2014-2015 yıllarında tanıştım. Zaten ondan öncesinde de pek film izlemezdim.

Bu zombilerle tanıştığım an kendimi buldum. Yani hayata bakış açılarım değişti. Tarzım değişti. Bilimkurguya ilgi duydum. Bilim hakkında düşüncelerim gelişti (Gelişti dedim. Çünkü küçüklüğümden beri bilime ilgi duyarım. Özellikle de astronomiye..).

Böyle bir kitap yazmayı da üç yıl önce falan düşünüyordum. Bir buçuk yıl Wattpad'a ara vermemle bu düşünce suya düştü. Ama birgün 'Bir bakayım neler olmuş' diye meraklandım ve uzun bir aradan sonra buradayım.

Bunca zamandır bazı yorumlara veya mesajlara e-mail üzerinden ulaştığım oldu.

Bu sürede 11. sınıfa geçtim. Beni uzun süre takip edenler bilir belki. 9. sınıfa geçtiğimde Çömez adlı bir kitap yazmayı düşünmüştüm ve yazmıştım.

Saçım omuzlarımdaydı ve hala öyle. Bir hafta önce yine kestirdim ve bir kahkülüm var artık.

Tabii bu saç meselesini diğer kitabımdaki okurlarım bilir.

Öyle işte :)

***************************

Yorumlarınızda düşüncelerinizi belirtebilirsiniz. Gerekse bu yazdıklarım, gerekse 7.KYO hakkında.

Ayrıca bölümleri önceden yazıyorum ki gerekli talep gösterilirse zaman kaybettirmeyeyim.

Gereken ilginizi gösterin bana. Oydan çok eleştirmenizi isterim.

İyi okumalar...

7. KİTLESEL YOK OLUŞ #KAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin