Daniel, kimsenin hatta sadece döküntülerin olduğu bi yerde elindeki yerden bulduğu taş ile oynarken kalbinden, donuna kadar herşeyini götüren çocuğu bekliyordu.Kalbinden, donunda kadar kaptırdığı bu çocuğu neden mi döküntü bir yerde bekliyordu? Çünkü o istemişti ve en önemlisi vazgeçemiyordu.
Çok uzak bi zaman değildi. Sadece 9 ay öncesine kadar onu rahatlıkla öpüp, koklaya biliyordu. Ama kadere bak ki, hala bazı şeyler bilinmiyordu.
Karlı bi kış sabahı, Seongwoo yanına ağzı burnu kan içinde gelmişti. Korkudan kafayı yiyecek duruma gelmişti Daniel. Düşüncesi, Seongwoo'yu bu duruma getiren çocukları öldürene kadar dövmekti fakat düşünceleri onu ihanete uğratımıştı.
Seongwoo, ona hıçkırıkları arasında boğulmadan sadece üç cümle ile olayı özetlemişti.
"Annen babamla konuşmuş, sonra depoya çağırdı. Orda oldu herşey."
"Özür dilerim Daniel. Gerçekten çok özür dilerim."
"Seni öyle çok seviyorum ki değil annen, hiç kimse seni benden ayıramaz. "
"hiç kimse seni benden ayıramaz" o an belkide dünyanın en güzel kelimesi gibi ağızdan çıkan bu kelime, sanıldığı kadar zırhlı değildi. Daniel'ın annesi, özellikle Seongwoo'nun babası ile bu konuyu konuşup anlaştıklarında, ikiside fırtına önceki sessizliğin farkında değillerdi.
Sonuç ne mi olmuştu? Kanayan dudaklar, 5 belkide 10 dakika boyunca el izi kalan yanaklar, gece gizli gizli dökülen göz yaşları, çaresizlik ve koskoca 'beni siktin' diye bağıran bir adet kalp.
Şimdiye dönersek eğer, onunla burda gizlice buluşmayı isteyen Seongwoo'ydu. Çünkü elindeki kutuyu ona vermek zorundaydı, aksi takdirde onu hiçbir türlü kalbinden atamayacaktı.
***
"Seni aslında buraya çağırmamın bi sebepi vardı. Doğum günüm olduğu için değildi." Seongwoo iki eliyle kavradığı kutuyu Daniel'a verip, ona doğru bakınca çoktan gözlerinin kızardığını görmüştü.
"Kendine iyi bak." Seongwoo büyük taşlara dolu yolda ilerlerken, Daniel ise gözünden düşen damlaları siliyordu.
***
"Günaydın hyung." Daehwi mutfak masasında mısır gevreği kutusunu açmaya çalışan dağınık saçlı abisine doğru adımlarken söylemişti. Sıradan bir gün gibi başlasada, aklından gün içersinde yakın arkadaşlarıyla yapabileceği bir sürü şey geçiriyordu.
Park kuzenlere kaykay sürmeyi öğretmek, internet kafeye gidip deliler gibi League Of Legends oynamak ya da hiç yoktan Minhyun hyung'larının yanına gidip o mütevazi pankeklerdinden yemek gibi şeyler..
"Bu akşam çocuklarla bir planınız var mı?" abisi ona gereğinden daha ciddi konuşurken, Daehwi bu sorunun altından birşeyler çıkabileceğini biliyordu. Abisinin tam karşısındaki sandalyeye oturup kafasını olumsuz anlamda sallamıştı.
Neden sorduğun merak ediyordu fakat sormaya da çekiniyordu. Önüne konulan tabağa, abisinin zar zor açtığı mısır gevreğinden koyarken bir yandan göz ucuyla abisini izliyordu.
"Çocuklara söyle, bu akşam içeceğiz." Kalktığı sandalyeye doğru ilerlerken iki çatık kaş, yenmekten kan oturmuş dudak ve ağlamaktan gerilmiş yüzüne doğrudan baktı Daehwi. Bir şeyler dönüyordu ve bundan haberi olamayan tek oydu.
"Dün akşam nerdeydin abi?" Daniel, kendisini meraklı gözlerle sorulan soruya karşı küçük kardeşine sinirli gözlerle bakmışt.
"Seni ilgilendirmez Daehwi." ona hala aynı ifade ile bakmaya devam eden Daehwi, en sonunda pes edip önündeki tabaktan kaşıklamaya başlamıştı.
Abisinin baştan aşağıya kadar dolu olduğunu hissedebiliyordu. Önemli olan onu bu kadar kimin doldurduydu.
10 belkide 15 dakika ikiside birbirine hiç bir şey demeden kahvaltılarını yapmış, en sonunda Daniel kendi tabağı ile kardeşinin tabağını tezgaha koyup doğruca odasına yönelmişti.
Daehwi ise bir süre etrafta dolaşıp o da abisi gibi odasına girdiğinde yatağına oturup abisinin kendisine dediği şeyi çocuklara demek adına mesajlaşma uygulamasına girmişti.
***
01.58, Jinyoung Grubun Adını UYUMAYIN AQ Olarak Değiştirdi.
10.52
Daehwi
Uyanın lan
bir şey söylemem lazımWoojin
sana da günaydın kanka
noldu beJihoon
noluyo lan
ben daha uyuyodumDaehwi
beni dinleyin bi
abim bu akşam içeceğiz dediJihoon
yuh artık daha neler
geçen hafta bir bu hafta iki
jinyoung dediğin çıkıyo kankaWoojin
aynen
her hafta içme işi...
olm
Daniel hyung mu dedi içelim diyeDaehwi
aynen o dedi
zaten bi tuhaf
nerdeydin dedim
seni ilgilenendirmiyor daehwi dediJihoon
olm
kusura bakma ama
Daniel hyung da acayip dengesiz sana karşıWoojin
ben bize karşı öyle olduğunu görmedim
diğerlerine de karşı görmedim
ama cidden aşırı dengesizDaehwi
umrumda mıJihoon
değil miDaehwi
değil tabi
salak kendini o çocuktan ayrıldığından beri içkiye vurdu zaten
madem seviyodunuz neden ayrıldınız ki
saçmaWoojin
kafa karıştırıcıJinyoung
yuh
iki dakika kahvaltı yapmaya inmiştim maşallah yine doldurmuşsunuz
noldu yine özet geçinJihoon
dediğin oldu
bu hafta da içiyoruzJinyoung
oha lan
ben onu lafın gelişi söylemiştim
şaka gibi
kim dedi içiyoruz diyeDaehwi
abimWoojin
adam ne tepki vereceğini şaşırdı mxlcls___
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we don't talk anymore :: wanna one
Fanfiction' garip, hala ona aşık olmak garip, arkadaş olup, sevdiğini söyleyememek garip, ümitlenmek garip, kırılmak garip, aşk işte, başlı başına garip. ' [ongniel, minhwan, jinhwi, pankwink, 2sung, sap woojin.] - Kurguya göre bazı bölümleri insta texti...