"Zırrrrrrr." Çalan alarmın sesiyle uyandım. Yine güzel bir gün beni bekliyordu. Okulun en popüler kızıyım sonuçta. En iyi arkadaşlara, en yakışıklı sevgiliye, Dünya'nın yarısının okuduğu bir bloğa ve müthiş bir aileye sahiptim. Eh bi de yeni baş belam Peter vardı.
"Hadi Isabel! Kahvaltı hazır." Annemin sesiyle irkildim. Hemen uykulu halimle banyoya doğru gitmeye başladım. Ah iğrenç! Abim benden önce banyoya girmiş. Beklerken bari bloğuma bir şeyler yazayım.
Miley Cyrus'un We Can't Stop klibi rekor kırmış olsa da pek beğenilmedi. Yine de MP-3'ünüzden eksik etmeyin. Gerçekten hoş şarkı. Bu arada Adidas'ın yeni çıkardığı saha kramponları müthiş. Fiyatları da uygun. Mavili çizgili beyaz olanları alın! Çok güzel gözüküyorlar :)
"O koca poponu kaldır ve tuvalete gir tatlım." dedi ahmak abim. Benim iki abim var ama ikisini de çok severim. Ne kadar birisi ahmak olsa da. O sırada ayağa kalktım ve dönüp arkama baktım.
"Benim popom hiç de büyük değil!"diye bağırdım abimin ardından. Büyük ihtimal beni duyamıştı çünkü o sırada aşağıya iniyordu. Herkesin tanıdığı bir blog yazarı olunca insan saygı duyulacağını düşünür ama nerde? Dane benim abim ve hep aptal kalacak. Olsun en azından tiyatro eğitimi var, beni seviyormuş gibi rol yapabiliyor.
Yüzümü yıkadım ve aşağıya indim. Kahvaltımı sadece çikolatalı ekmekle yapmayı düşünüyordum ki babamın evde olduğunu gördüm. Onu görmek dünyalara bedeldi. Gerçekten dünyalara bedeldi çünkü Dünya'nın diğer ucunda yaşıyordu.
Onu çok seviyorum çünkü harika bir baba. Annemle ayrıldılar ve benim de onunla gelmemi hep istiyordu. Ziyaretinin de bu yüzden olduğunu düşünmeden
edemiyordum ama yine de uçurcasına gidip Ona sarıldım.
"Babam canım babam. Seni çok özledim. İyi ki geldin. Abim Drew de seninle geldi mi? O nerde?" dedim ve etrafıma bakınmaya başladım.
"Ne yazık ki Drew'cik gelemedi. Seni çok özlediğini ve en kısa zamanda yazarımızı yanına beklediğini de söyledi." dedi. Somurtmaya başladım. Beni yine yanında götürmek istiyordu.
"Hayır baba seninle gelmeyeceğim. Burda güzel bir hayatım var. Bir çok arkadaşım, müthiş bir sevgilim ve ahmak abim var!" dedim.
Abim gülerek "Ahmak abi ben oluyorum." dedi. Ne kadar somurtmaya çalışsam da son anda kendimi odama attım ve gülmeye başladım. Telefonum çalıyordu. Açtım. Arayan Clapton'dı.
"Merhaba aşkım. Seni almamı ister misin? Motorsikletimle geleceğim."
"Olabilir Clapton. Zaten yalnız ya da abimle gitmek istemiyorum."
"Sana ne oldu tatlım?"
"Ah yine babam. O'nunla gitmemi istiyor."
"Üzülme Isabella seni almaya geleceğim."
Konuşmamız bitince hemen bloğuma girdim ve yeni bir şey yazmaya başladım.
Hiçbir şeyin sizi değiştirmesine izin vermeyin. Ve hiç kimsenin sizin kararlarınızı vermesine de. Bu en yakın arkadaşınız, anneniz, abiniz ya da sevgiliniz olsa bile. İstediğin yerde kalabilmelisiniz. Bu arada ailelerin psikolojik baskılarını engelleyen bir şey geliştirseniz fena olmaz Windows, Samsung ya da Apple!?
Bloğumda yazdığım gibi yeşil bir şeyler giydim ve naneli sakız çiğnemeye başladım. Bugün tüm okul yeşil giyecekti ve bazıları da benim özel olarak verdiğim tavsiyeleri uygulayacaktı. Her neyse, kimseye bakmadan aşağı indim.
