SEKİZİNCİ

101 7 12
                                    


Kaynanamın tatlı mı tatlı  uykumdan uyandırmasının üzerinden yaklaşık olarak ya bir ya iki dakika sonra kalktım. Ah güzel uykum sen değil miydin ergenliğinde akşam dörtte kalkan sen değil miydin top patlasa kulağının dibinde umurunda olmayan he? Bana cevap ver peki ne oldu da karga bokunu yemeden uyandın? 

Gidip elimi yüzümü yıkadım buz gibi su akıyordu çeşmeden 'ee bu ne kaynana? Nazi kampı mı?' ''İnsan şuraya bir ısıtıcı takar ısıtıcı'' 

''Bir şey mi dedin damat?'' Dedi uzaktan uzağa

''Soğuk su diyorum oh oh amma da güzel hemen ayıldım vallahi'' sonrasında mırıldandım   'Buda farklı bir oyunsa boşanırım atık yeter. Kaynanamla evlendim resmen bu ne canım?'

Hülya kalkmış mutfağa geçmiş birde üstüne üstlük kahvaltılıkları masaya dizmiş bile vallahi helal olsun bu saatte bu azim büyük başarı hayatım seni ayakta alkışlıyorum. Ağzıma bir kaç lokma attım sabah uyanır uyanmaz yemek asla sokamazdım ağzıma bu bir hıyar ya da domates fark etmez ayılmadan yiyemem. Çiğnedikten sonra: 

''Komutanım savaş var herhalde karga bokunu yemeden kalktık ya?'' 

''Anlamadım'' Dedi, bakmadı bile suratıma. 

''Büyük Naziler'' Dedim Hitleri övercesine oda eziyet konusunda kaynanama taş çıkarırdı çünkü. Kendi kendime konuşmayı bırakıp içeri geçtim kaynanam aynı koltuğunda seyrediyordu. 

''Gününüz aydın olsun efendim'' 

''Günün yarısı uyumak ile geçiyor böyle giderse aydınlık hak getire'' 

Hak... Uyumak... Aydınlık ve günün yarısı? Pardon güzel   kayınvalideciğim,kayınvalidem,kaynanam benim bu kulaklarım bunu duymamak için kendiliğinden kapandı şuan bilmek ister misiniz ama sabahın beşi hadi beş buçuk olsun oda benden bak başkasına yapmam ayağın alışsın... 

''Bak Sadık...'' Bir yutkunma geldi inşallah yutamaz ölürsün Nazi! 

''Buyurun'' -- ''Şimdi beni bölme Sadık'' Dedi ve ekledi. 

''Bu evi,bu aileyi ve bu düzeni pek tanımadığını düşünüyorum. Ve bunu sana anlatmadığımız sürece asla öğrenemezsin sürekli sana kızmak,bağırmak zorunda kalırız öyle değil mi?'' 

Cevap vermeden bön bön suratına bakmaktayım. 

''Öyle değil mi Sadık? -- Sadık? Bölme dedik de hiç de konuşma demek ya evladım.'' 

''He buyurun efendim evet katılıyorum. Sizin yaşınız artık geçiyor çok uzun zaman oldu bizde evliyiz şunun şurasında bir şeyleri yoluna koymanın zamanı geldi.'' 

''Ne demek şimdi bu terbiyesiz?'' Güldüm ''Öyle değil yanlış anladınız.'' 

''Sabah beşte kalkılır ama sen dörtte ayakta olacaksın daha sonra kahvaltı için masaya oturulur herkes yediğini kaldırır ama ben artık yoruldum,yorgunum Sadık ee benimkini sen kaldırırsın. Yemekten sonra bana dokunmayın koltuğumda uzanırım orası benim meşhur yerim üstünde,sağında ya da solunda,altında ve üstünde hiçbir eşya görmek istemem orası ben olmadığımda boş kalmalı.. 

Yemekten sonra günde üç olmak üzere kahve içerim ama o yeni modalı eskirepso (espresso) meskirepso (espresso) şeylerden içmem has Türk kahvesi olacak nokta.'' 

''Peki daha bilmem gereken ne var?'' 

''Şuanda Türk kahvesi saatimin gelmesine on üç saniye kaldı konuşmak istemiyorum.'' Anlamsızca baktım öyle deyince tabi. 

HER YER KAYNANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin