ÜÇÜNCÜ

488 55 220
                                    

''Sadık, kalk hadi geç kalacağız bak!'' Uykumun arasında bir sesler duyuyordum. 'Neler oluyor?' 

''Anneciğim beş dakika daha...'' 

''Ne annesi salak, Hülya ben karın.'' 

''I-hıhı- Kalktım tamam tamam.'' Dedim doğrularak, neden erkenden kalkıyoruz biri bana bunu açıklayabilir mi? Gözümü ovuştururken banyoya gitmiş suyu ılıtmaya çalışıyordum ayılmak için suratıma bir kaç kez su çarptım, yüzümü kurulamak  için havlu ararken dolaplara bakıyordum. Hülya banyonun kapısını açtı,arkamı döndüm:

''Hey, ne yapıyorsun sen?'' 

''Ses yapma salak uyanacak şimdi!'' 

''Kim uyanacak ya uyansın bana ne...'' 

Dur dur Sadık topla kafanı... Pembe bir havlu alıp dışarı çıktım yüzümü kurulurken çok sessiz bir şekilde konuştum. 

''Yapıyor muyuz operasyonu?'' 

''Operasyon?'' Anlamsız bir şekilde suratıma baktı Hülya. Benim ise içimde fırtınalar kopartan Amerikan askerleri vardı 'go go go kıkıkı' Hülya geceliğini değiştirdikten sonra sessiz bir şekilde odadan çıktık. Aşağıya inene kadar ağzımızı bıçak açmadı, lakin açık büfenin, yanına geldiğimiz zaman Hülya adamla konuştu, ardından ben girdim konuşmanın içine. 

''Pardon biz  kahvaltı almak istiyorduk da.'' 

''Biraz beklemeniz lazım...'' Dedi adam Hülya başıyla onaylayıp kenarı çekildi. 

''Bakar mısın koçum.'' Dedim samimi bir dilde adama ama hemen kafasını kaldırmadı bir daha konuştum: ''Yakışıklı.'' Samimi bir dilde seslendiğim benden yaşça küçük duran çocuk biraz durduktan sonra suratındaki somurtkan bir ifadeyle konuştu.  

''Daha çıkmadı kahvaltılıklar..'' 

'Sanki onu soracaktık! Haspam.' 

Yüzümü buruşturup geçiştirdim, daha afyonum patlamadı polemiğe girmek istemiyorum şuan. Ama seni listeme ekledim sakallı... Uğraşacağım seninle haberin ola. Hülyanın yanına gittim

''Nasıl yapıyoruz?'' Dedim merakla.

''Bak şimdi bunu görüyor musun?'' Cebinden küçük bir ilaç kutusu çıkardı bir kaç hapı eline alarak gösterdi: ''Tam bir tane atıyorsun meyve suyunun içine sonra tüm gün arkana bakma bir daha.'' 

''Mışıl mışıl.'' Uyuma taklidi yaparak gülüştük. Onun ardından yeşil gözleri olan sinsi bakışlı sakallı bize bakarak seslendi: ''Ablacım hazır kahvaltılıklar buyurun.'' 

Hülya tam gidecekken  kolundan tutup gitmesini engelledim başka bir tarafa bakarak ilgilenmemesini söyledim, ilk başta anlamadı tabi ama sonra bana ayak uydurdu. Sinsi bakışlı sinsirella sakallı bir kaç kez bize seslendikten sonra yanına gittik. 

''Buyurun.'' 

Tabldotları alıp ilerlerken açık büfeye doğru eğildim, sakallıya yaklaşarak: ''Nerede olursan ol seni bulur intikamımı alırım.'' 

Ben konuştuğumda bana bakmıyor Hülya konuşunca 'buyurun' yok öyle yağma!

Sinsi bakışlı sinsirella, dediklerimi anlamaya çalışırken biz yukarı doğru çıkıyorduk. 'Bana orada laf sokan sinsirellaya bak! Sen kim oluyorsun lan!' 

Yavaş ve sessiz adımlarla elimizde tabldot yukarı doğru çıkıyorduk Hülya gözlerini bana çevirdi: ''Meyve suyu almadık Sadık.'' 

''Annen meyve suyu içmez ki...'' 

HER YER KAYNANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin