Chapter-6

553 42 29
                                    

Chaeyoung
"Bu ne lan? Biz böyle bir şey mi işledik derste?"
Kimya kitabına anlamsız anlamsız bakıyordum. Eğer Bambam'la konuşmasaydım Mina burada bana yardım ediyor olacaktı. Hem ruh sağlığım hem de derslerim için daha iyi olacaktı. İç çektim ve kitaba eğildim.
"Böylesi daha iyi Chae..." diye mırıldandım ve kafamı olumlu anlamda sallayıp kendi kendime bulduğum yazarak ezberleme tekniğiyle çalışmaya başladım. Bu zordu ama bunu yapmazsam kesinlikle anlayamıyordum.
"Yardıma ihtiyacın var mı?"
Kafamı kapıya yaslanan Nayeon'a çevirdim. Kapıyı açtığını bile duymamıştım.
"Kimyan iyi mi?"
"Bilmem. Yapabilirim belki." dedi ve Tzuyu'nin sandalyesini yanıma çekip oturdu.
"Ah bu konuyu hatırlıyorum. Tepkimeler..."
Gülümsedim ve kalemi ona verdim.
"Bu matematikle aynı Chae. Girenler ve çıkanlar eşit."
"Matematiğim de pek iyi değildir."
Kıkırdadı.
"Resim konusunda iyisin değil mi?"
"Sanırım..."
"Sanırım değil! Kesinlikle iyisin! Mina'yı nasıl çizdiğini gördüm."
Yanaklarımın kızardığını hissedince kafamı hafiften öne eğdim.
"Beni de çizsene."
"Olur, çizerim."
"Mina beğeniyor mu? Kesin beğeniyordur."
Kafamı kaldırıp ona baktım.
"Çizdiklerini... Yoksa beğenmiyor mu?"
"Ha-hayır... Sadece ben..."
"Göstermedin mi?"
"U-uh... evet."
"Neden? Çok güzel çiziyorsun."
"U-utanıyorum... şeyden... beğenmezse diye." diye mırıldandım.
"Beğeneceğim eminim. Çok güzel çiziyorsun."
"Teşekkürler unnie."
Gülümsedi ve önündeki kitaba eğildi.
"Burada çıkan moleküller verilmiş zaten bunların başlarına sayılarını yazacaksın. İlk başta girenlerin sayısını belirle. Daha sonra çıkanlarda o sayıyı eşitlemeye çalış."
Kafamı olumlu anlamda salladım ve elinden kalemi alıp anlattığı şeyi yapmaya başladım. Bunu yaparken onu düşünüyordum. Ona göstermeliydim. Belki mutlu olurdu ve ben de gülümsediğini görürdüm. O gülümsemenin benim sayemde olacağını bilmek bile beni heyecanlandırıyordu.
"Soruyu çözdüğüne baya mutlu olmuş gibisin."
"Ha?"
"Sırıtıyorsun." dedi yüzümdeki gülümsemeyi gösterirken.
"Uh..."
Kızarmamaya çalışarak gülümsememi ufak bir tebessüme çevirdim.
"Teşekkürler unnie... yardım için."
***
Elimdeki resimlere bakarken gülümsedim. Belki de daha az göstermeliydim. Aslında çizdiklerine oranla baya bir azdı. Ona çizdiğim resimlerin yaklaşık %10'unu almıştım ama o bile çok fazlaydı. Şüphelenmeme ya da soğumamasını istemediğim için yarısına yakınını da öbürlerinin yanına bıraktım ve resimleri mor bir dosyaya ardından da çantama koydum.
"Çıkalım mı?"
"Hı hı..."
Hızla çantamın fermuarını kapadım ve Nayeon unnienin yanına gittim. Tzuyu Sanalardaydı, Mina da Bambamlardaydı. Okula yalnız gitmek istiyordum ama Nayeon beni bırakmıyordu. Dün aynı odada yatmamız için Tzuyu'nin yatağına yatmıştı. Eğer bunu Tzuyu'ye söylerse ağzıma sıçacağına emindim.
"O mor dosya Mina'ya mı?"
"Ah evet... resimleri göstereceğim."
"Neden sürekli onun resimleri çiziyorsun?"
Çünkü ona aşıkım!
"Yüzü güzel... ayrıca çizmesi zevkli."
"Tzuyu'yi de çiziyor musun? Onun yüzü daha güzel."
"Evet onu da çiziyorum arada."
Yalağğğnnnnn!
"Unnien çirkin mi yani?"
Bunu söylerken yüzünde küçük bir çocuğu anımsatacak bir aegyo vardı. Buna gülümsedi.
"Sen de güzelsin unnie. Sadece onlarla... biraz daha yakınız. Onları daha fazla görüyorum."
"Bundan sonra unnie de sana yakın olacak."
Kendimi gülümsemeye zorladım.
"Sabırsızlanıyorum..."
***
Elimdeki mor dosyaya bakarken iç çektim ve sınıfın açık olan kapısından içeriye girdim. İçeriye girmemle onu görmüştüm.
O bir şeyler anlatıyordu. Bambam'ın onu dinlediğini sanıyordu sanırım çünkü kafası omzunda olduğu için Bambam'ı göremiyordu ama Bambam ön sırada ayakta dikilen kızın bacaklarına bakıyordu. Kafamı olumsuz anlamda salladım ve tedirgin adımlarla Mina'nın yanına doğru ilerledim.
"Sen beni dinlemiyor musun?"
"Hı hı..."
"Dinlemiyor musun?" dedi ve omzundan kalkıp ona baktı.
"Ha? Ne?"
"Anlattığım hiçbir şeyi dinlemedin mi cidden?"
"Dinledim dinledim."
"Ne anlattım?"
Bambam durakladı ve dudaklarını tek çizgi haline getirdi.
"Beni ne kadar... sevdiğini..?"
"Aish!"
Sinirle ayağa kalktı ve bu tarafa gelmeye başladı. O bu tarafa gelince ben de durdum ama o sinirden beni görmedi ve hızla sınıftan çıktı.
"Mina!"
Bambam arkasından bağırdı ve gözlerini devirip o da sınıftan çıktı. Gözlerim elimdeki dosyaya kaydı.
Ver ona! Yani dosyayı! Öbür türlü de şeyapabilirsin yani bana sıkıntı yok ehehehe
İç sesimi susturmaya çalışarak sınıftan çıktım ve onu aramaya başladım. Çok geçmeden Bambam'ın kızlar tuvaletinin önünde volta attığını görünce oraya doğru ilerledim.
"Selam."
"Uh... selam Chae. Naber?"
"Her zamanki gibi... ama senin değil sanırım."
"Hiç sorma. Saçma sapan şeylere kızıyor." dedi ve gözünü devirdi.
"Umarım aranız düzelir."
"Düzelir düzelir sen merak etme." dedi ve omzuma elini koyup ilerlemeye başladı.
"Sunbae?"
"Efendim?"
"Onu... beklemeyecek misin?"
"Hayır. Teneffüsün başından beri buradayım zaten." dedi ve omuz silkip yürümeye devam etti.
Teneffüsün başından beriymiş...
Yavaşça içeriye girdim. İçeride teneffüsün bitimine yaklaştığı için kimse yoktu. En ileride Mina'nın yüzünü yıkadığını görünce yanına gittim ve arkasında durdum.
Kafasını kaldırıp aynadan kendine bakmaya başladı. Çok geçmeden göz göze gelmiştik. Gülümsedi ve peçete alıp yüzünü kuruladı.
"Selam Chae."
"Selam."
"Naber? Kimyayı halledebildin mi?"
"Dün Nayeon unnie yardım etti biraz."
"Uh... sevindim. Yardım edemediğim için üzülmüştüm."
Gülümsedim.
"Söyleyeceğin başka bir şey mi vardı?"
"Uh... evet." dedim ve tereddütle dosyayı ona uzattım.
"Mor..." dedi ve gülümsedi.
"Moru severim."
"Biliyorum."
Gülümsemesi genişleyince söylediğim şeyi fark ettim.
"Yani... hadi be... ne tesadüf."
Kıkırdadı.
"Nedir bu?"
"Aç ve gör."
Gülümsemesini silmeden açtı. Açmasıyla gülümsemesi daha çok yayıldı. Nefesimi tutmuş bir şekilde yüzüne bakıyordum. Farklı bir tepki vermesini bekliyordum ama o sadece gülüyordu ve sayfaları çeviriyordu.
Dalga amaçlı..?
Kafasını kaldırdı ve bana baktı.
"Be-beğenmedin mi yoksa..?"
"Hayır. Saçmalama..."
"Sevindim." dedim ve gülümsedim.
"Sadece... öyle büyük bir özenle saklıyordun ki. Bana göstermeden yakacağını falan düşündüm."
"Sen... gördün yani?"
"Tabiki gördüm Chae. Bir şeyi saklamak istiyorsan masanın üzerine yaymamalısın." dedi ve gülümsedi.
"Ay..."
Birden beklemediğim bir şekilde sarıldı.
"Çok mutlu oldum teşekkürler."
"Ne demek?"
"Baksana Chae... belki de sana aşık olmalıyım..."

Bir dahaki bölümü Minatozaki'ye atmayı planlıyorum ama bilirsiniz ben yarın bölüm var diyip iki ay sonra bölüm atan insanım o yüzden çok da güvenmeyin derim dkdj
Yorum yapığnnn
Seviliyonuz:)(:

Impossible Love.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin