yazar/author: geekykookie
çevirmen/translator: zeze
🍩"Sıçayım!" Bağırdım. Oturma odası buz gibiydi. Bir şey yapmak için fazla soğuktu ve etrafımdaki battaniyeyle koltukta oturuyordum. Isınmak için bir süre ellerimi birbirine sürterken ileri geri sallandım. Hangi nedenle olursa olsun, yurdumuzun sikik bir ısıtıcısı yoktu. Ki böyle günler için mükemmel, değil mi? Hahahahah. Hayır.
Çoğu üye soğuğun tadını çıkarmak için dışarı çıktığı için yurt oldukça sessizdi. Kesinlikle onlara katılmak istememiştim. Soğuk havayı dolduran sessizlikten kurtulmak için televizyonu açtım. Ekranın parlak ışığını gördüğümde gözlerimi kıstım. Gözlerimi açtığımda kırmızı yanakları olan sarı bir yaratık gördüm.
Pokemon oynuyordu. Bir bardak sıcak çikolata şu an çok güzel olurdu ama kalkmak için fazla üşüyordum. İleri geri sallanmaya devam ettim. Gözlerim ekrana yapışmıştı.
İzlerken kapının açılma sesini duydum. Odasından çıkan Jungkook'u görmek için hemen döndüm. Siyah örgü bir kazak giyiyordu ve genelde kafasında olan turuncu beresini takıyordu.
'Meşgul' olduğunu söyleyip dışarı çıkmayan tek diğer üyeydi.
"Merhaba hyung," elimi battaniyenin altından çıkardım ve yavaşça el salladım. Gözlerim mutfağa giderken onu izledi.
"Kookie!" Dikkatini çekmek için bağırdım.
"Evet?"
"Bana bir bardak sıcak çikolata yapabilir misin?"
"Evet, tabi"
"Teşekkür ederim," gözlerim patlayan roket takımına geri dönerken söyledim. "Ne aptallar."
Yanıma gelen ayak seslerini duyduğumda gözlerim hala ekrandaydı. Kendi içeceğini de elinde tutarken sıcak çikolatamı sehpaya koyan Jungkook'u gördüm. Ona teşekkür ettim ve bardağımı kavradım. Bardağı ağzıma götürürken Jungkook'un bana baktığını hissettim. Bir yudum aldım, ve ılık içiceğin aroması tat alma taneciklerime saldırdı.
"Bu gerçekten çok iyi Jungkook!" Masaya geri bırakırken söyledim. Kendimi battaniyeyle birkez daha sardım ve tekrar izlemeye başladım.
"Te-teşekkürler hyung." Kendi içeceğinden bir yudum alırken kekeledi.
Soğuk havayı hissettiğimde gerildim.
Bu yüzden titredim.
Çok soğuk."Hyung!" Jungkook korkmamı sağlayacak şekilde bağırdı.
"Evet Kookie?" Beni korkuttuğunu belli etmemek için sakince söylemeye çalıştım.
Sadece kolsuz yelek ve eşofman altı giydiğimi gözler önüne sererek battaniyemi açtı.
Gözleri genişledi.
"Donuyor olmalısın!"
Muhtemelen gerildiğimi ve titrediğimi fark etmişti.
"Al,"
Kazağını çıkardı ve bana uzattı.
"K-Kookie! Hayır! Donacaksın! Ben iyiyim." Kazağı geri verirken reddettim.
"Hyung benimle karşılaştırarak ne giydiğine bir bak, hala uzun kollu oldukça kalın bir kazak giyiyorum. Daha fazlasını hakediyorsun."
İnatçı bir insan olarak, hala reddediyordum. Jungkook sinirlenmiş gibiydi.
"Jungkook..."
"Eğer bunu giymezsen yemin ederim Jimin," adımı 'hyung' demeden söylemesiyle gözlerim genişledi.
"Hastalanacaksın! İyi olmanı istiyorum tamam mı? Lütfen. Sadece giy şunu."
Jungkook ne derse desin beni ikna etmede muhteşemdi.
Battaniyeden kurtuldum ve kazağımı giydim. Giydikten sonra Jungkook genişçe gülümsedi.
"Teşekkür ederim, hyung."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
temperature.jikookㅡtürkçe ✓
Fanfiction"çok soğuk." yazar/author: geekykookie çevirmen/translator: zeze