-3-

813 77 126
                                    

Bazen zor bir durumda kaldığımda (hemen hemen hayatımın her anı) ilk kez kendimi kapana kısılmış hissettiğim zamanı hatırlarım. Muhtemelen yalnız başıma bir canavarla ilk karşı karşıya gelişimdi. Bir başımaydım, elimde bir tükenmez kalem vardı. Yeterince tedirgin edici bir durumdu.

Yine böyle bir durumdaydım. Canavarlar ve peşimdeki kaçık tanrılar yoktu. Jason vardı.

Nereden estiyse, Nico'nun tipi olmadığımı hatırlatma gereği duydu. Annabeth kıkırdamaya başladı ve Leo buharlı makine gibi sesler çıkararak ortadan kayboldu.

Orada öylece durdum. Fakat bir şeyler yapmak istedim. Ne olursa olsun bu Superman kılıklı herife yenilmeyecektim.

Kollarımı kavuşturdum ve Jason'a öldürücü bakışlar attım. Boyum ondan yarım santim kadar kısa olduğu için biraz komik görünüyor olabilirdim.

Jason alaycı bakışlarıyla bir adım atınca yarım santimden birazcık daha fazla olduğunu fark ettim. Tamam, zaten hiçbir zaman matematiğimin iyi olduğunu iddia etmemiştim.

"Eee, bu bakışma ne kadar sürecek?" dedi sıkılan Piper.

O sırada yalnızca öylece durup salak salak Jason'a bakış attığımı fark ettim. Hemen söyleyecek bir şey bulmalıydım.

"Poseidon'un atları
Ne de sever ovaları
Ah, güneş gözüme giriyor
Kapatın şu lambayı!"

Ne saçmalamıştım ben?

Annabeth hızla ortamdan uzaklaştı. Büyük ihtimal birkaç şiir kitabını karıştırıp kulaklarının pasını giderecekti.

"Ah, kulaklarım, bu da nesi?" diye yakındı Piper şaşkınlıkla.

Jason bir adım geriye çekildi ve şokla kafasını salladı. Onu ihtişamımla (ve Apollon'dan aldığım birkaç tavsiye ile) bozguna uğratmıştım.

"Bu iğrenç dörtlük de ne böyle?" dedi Nico yanımıza gelirken.

Bağırmaya başladım.

"Şiir de mi tipin değil?" dedim somurtarak. "Ne zaman hoşuna giden bir şey olabileceğim?"

"Kendini ızgarayla pişirip, marullara sarıp iki ekmekle sıkıştırdığında." Nico sırıttı. Nico'nun bir insan olduğunu hatırlamama sebep olan o eylem gerçekleşti: Karnı guruldadı.

Onun adına mutlu olabilirdim. Sonunda biraz kilo alacaktı. Ancak kendi adıma korkmakla meşguldüm çünkü bu psikopat beni ekmek arası yapıp yeme fantezileri kuruyordu.

"Ah, McDonald's demek istedi! Ne kadar zekiyim!" dedi Jason bana nispet yaparcasına.

"Vay canına! Adamımsın Jason!" dedim onun sırtına vururken. Bir yandan gözlerimi Nico'ya diktim. "Artık Nico'nun tipi olabilirsin!"

Yer titrediğinde ve iskelet bir el bileğimi yakaladığında Nico'yu sinirlendirmeyi başardığımı fark ettim. Heyo.

Nico'nun tipi olmak istiyorsanız iskelet, ölüler, hamburgerler ve ani sinir ataklarına sempatiniz olmalı. Ya da fazla salaklığa karşı dirençli bir vücudunuz. İyi şanslar!


O yazdığım şiir... bende bilmiyorum mfmjxşk
Bu kurguyu özlemişim :') (deli gibi bölüm yayımlıyordum ya hani

10 Adımda Nico'nun Tipi OlunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin