1.Bölüm

110 10 5
                                    

23
---------------------------------------------------------
Ertuğrul
2 yıllık zorlu maratondan sonra mezun olduk
"Abicimmm"
Pamuğum annem yanımdaydı babamda polis oğlu var ama kendiside mafya bozuntusuydu tabiki...
Hepimiz mutluyduk ilk atandığım yer İzmir çıktı direk terörle mücadeleye aldılar sivil çalışıyordum...
1 buçuk yılım bitti...
Pazar günü saat 7 kalkıp duşumu alıp işe gittim.
"Ertuğrul seni İsmail amirin gruba koyduk"
"Tamam amirim"
"Birazdan grup toplantınız var"
Toplantı salonuna gittik
"Evet arkadaşlar ertuğrul artık bizim grubumuzda tanışın"
"Ben zafer"
"Ben mehmet"
"yusuf"
"Ali"
"Sedef"
Hepsinin elini sıktım İsmail amir
"Bana herkes abi der o yüzden abi diyebilirsin"
"Tamam İsmail abi"
Aylar aylar geçti birbirimize alıştık...
Yine bir toplantı İsmail abi
"ne yapacağımızı anlatıyorum bu dosyada gördüğünüz 3 şerefsiz, örgütten. Sedef git şunların açık adresini bul. Gece baskını yapıcaz birbirinizi gözeteceksiniz ne olacağı belli olmaz bunlar örgütün sözcü elemanları haberleşmeyi sağlıyorlar örgütün arkasında olanlardan örgüte neler yapacaklarını söylüyorlar işte batı tarafının haberleşme elemanları olduğu için adamlar örgütün kara kutusu öttürtmemek için mutlaka kaldıkları yer korunaklıdır"
Sedef bağırdı
"Abi burası"
Kağıda yazıp getirmiş ne yapacağımızın planı'nı yapıyorduk saat sabah 3, gün doğmadan hazırlanıp silahlarımızı alıp çıktık ev şehir dışı ormanlık arazideydi o kadar sağlam bir yapı değildi fakat etrafında gizlenmiş üç beş terörist vardı dağıldık sessizce birisinin arkasından gelip bıçakla imha ettim hepimiz sessizdik yavaşca bütün arkadaşlar imha ettiler içeri girdik.
Kapıyı yusuf elindekilerle açtı sessizce güldü kısık sesle
"Kapı benim işim bacanak ulan bu yetenekle ben bilim adamı olurdum be"
Ali gülümser bir şekilde
"Siktir la kapı açmakla bilim adamı olunsa kapıcılar zengin olurdu"
İsmail abi kızdı
"zevzeklik etmeyin de açın şu kapıyı"
"Hadi bismillah"
Tık...
Sessizce içeri sızdık ev karanlık adamlar uyuyordu
"Kalk kalk kalk"
Bağırdım bir anda silahlarına uzanmaya çalıştılar mehmet silahı aldı
"Toplayın şunları hadi"
Toplayıp arabaya yükledik
"Bitecehsiniz bunu yanığıza koymazlar ha"
Güldüm
"Size ben bi tarih dersi vereyim de bitmişmiyiz bir görün"
Ali güldü
"Yazık lan bir ölüp bin doğduğumuzu daha öğrenememişler öğretelim öğretelim"
"Öğreticez zaten az kaldı"
Emniyete götürdük sonra herkes evlere dağıldı
Sedef ise önümden yürüyordu
"Sişt "
Arkasını döndü
"Şişt? "
"Sedef pek tanışamadık"
"Tanışalım ben sedef"
"Sedef ismin ne güzel"
"Güzeldir izin verirsen gidicem saat sabahın 5 i "
"Vermiyorum"
"Pişkin"
Gülümsedi
"Sedef içki içer misin"
"Yani çok içmem ayda yılda bir noldu"
"Biraz dertleşip tanışırız diye düşündüm"
"Uyuyacağım ertuğrul"
"Ya sedef tamam okulda yüzüne bakmadım falan ama yani 2 sene aynı sınıfta okuduk yeter tanımazlıktan gelme"
"Bir sene peşinden koştum"
"Yakaladın işte"
"Sadece bi kadeh"
"Tamam fıstık"
Yarın tatil olacağından bir problem yoktu.
Arabaya bindik evime gittik
"Evine mi geldik"
"Evet olmaz mı"
Süzdüm dudaklarına baktım bir anda dudaklarımdan öptü
"Sist yavaş sedef akşama kadar vaktimiz var"
"Ben hep senin hayalini kuruyordum"
Yaklaştı
"Hadi gel bakalım hayalini kurduğun yerdesin"
Eve girdik ben mutfağa gidip iki bardak viski koydum
"Bu yakmasın bizi"
"Yaksın sedef..."
Her yerime dokunmaya başladı ayağa kalktım gülüyordum

"Her yerime dokunmaya başladı ayağa kalktım gülüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

4.bardaktan sonrası yok
Gözlerimi açtım...
"Öğlen olmuş of kafam ah... Ulan kazan gibi kafan var sedef yeminle kaburgam çökmüş ağır yük kamyonu mubarek"
Yani iş arkadaşımla böyle birşey yaşamam pek hoş değil biliyorum ama o kendiside böyle şeyleri umursamayan biri
"Uyandın mı tatlım"
Dudaklarıma yaklaştı
"Dur sedef sabahın buram buram ağız kokusuyla öpemem inanki kızım insan bi kahvaltı hazırlar damızlık dana gibi yat sen anca"
"Ya ertuğrul yorulmuşum napabilirim yordun beni"
Duş aldım üzerimi giyindim
"Sedef"
"Efendim balım"
"Kahvaltı? "
"Hazırladım gel"
Kahvaltıyı yapıp hızlıca kalktım
"Nereye ?"
"Eline sağlık sen toparlarsın artık ben koşmaya gidiyorum sana zahmet çamaşır suyu da dök bulaşıklara birde yatak odasını temizle hadi damızlığım benim"
"Ya ertuğrul ne biçim insansın"
"İnsan mısın desene hadi öptüm görüşürüz"
Gıcık gıcık gülerek çıktım kulaklığımı takıp yola koyuldum deniz kenarında koşuyordum yoldaki bi kızla bir yaşlı teyze takıldı gözüme kız teyzeyi elinden tutup karşıya geçirdi sonra yoluna devam etti
"Hem güzel hemde insan olanlar hala varmış"
Koşmaya devam ettim o kızda elinde kitaplar bir banka oturmuş kitap okuyordu merak edip önünde spor hareketleri yapmaya başladım dikkati hiç bozulmuyordu
Sırıtarak kafamı eğdim
"Afedersiniz benden rahatsız olmadınız değil mi?"
"Yok beyfendi neden rahatsız olayım ben kitap okurken kimseden rahatsız olmam keyfinize bakın"
"İyi okumalar güzel bir özellikmiş"
Diyerek yanından ayrıldım kızın ses tonu o kadar güzeldi ki resmen içim pozitif bir hal aldı.
Eve gittiğimde yorulmuştum sedef yoktu mesaj geldi
Erto ben çıktım aşkım temizledim heryeri işim var evde... İşte görüşürüz akşam bay
Mesaj attım
Eline sağlık görüşürüz akşam öptüm

Rahatca uzanıp güzel bir uyku çektim saat akşam 9 gibi büroya gittim örgütün tüm bilgilerini sorguda öğrendim öğrendiğim bilgileri ise bilgisayarda yazıp çıktısını aldım deniz yoluyla bir kaç mühimmat gelecek ve gizliden kaçıracaklardı saat 1 gibi gemi yanaşacak ve örgütün elemanları araca yükleyip götüreceklerdi.
Saat 1 gibi toplanıp geminin yanaşacağı limana gittik onlar orda duruyordu biri bizi farketti telaşlandı polis olduğumuzu sezdiler ve ateş açmaya başladılar önde ben olduğum için kolumdan sıyrık aldım
"Ah"
"Çakır iyimisin"
"Vuruldum ah... "
"Dayan kardeşim"
Bacaklarına sıktılar iki adamı arkadaşlar aldı yerine geçtik gemi yaklaşıyordu gemiden inenler yabancı bir devletin adamlarıydı
"Sizi teczo mu gönderdi"
Ali ile mehmet cevap verdi
"Evet"
"Gizlilik"
Aralarındaki gizlilik izi varmış alacaklar bu izi bir kağıtta gösteriyorlarmış bende bu izi bulup çıkarttım.
Ali ve Mehmet kağıdı gösterdi
"Mühimmatı yükleyin"
Bir müddet yüklediler sonra onlarıda tutukladık
"Ben yabancı beni tutamazsın"
"Öyle bi tutarım ki ebeni bile tersten görürsün hadi"
"Nasil ne diyor siz"
"İşinize geleni anlayın işinize gelmeyen lagala lugala hadi kız zilli elin adamlarıyla gemilerde naptığınız belli değil yürü"
Yusuf çok matrak çocuk ya 3 adam 1 kadın 4 kişiyi tutuklayıp götürdük mühimmatlarıda ali ile mehmet getirdi...
Zafer ise beni hastaneye götürdü kurşun çıkarıldı alev hemşire yüzüme baktı
"Sen hiç önüne bakmaz mısın bu kaçıncı"
"Ah...alev napalım işimiz bu."
Yüzünden bi makas aldım
"Herkesin içinde napıyorsun "
"Tamam hadi bişey yapmadım "
Kurşunu çıkarıp dikti
"İyiki içini parçalamamış kolunun deri kısmında kalmış"
"Allah korudu"
Hemşire gittikten sonra zafer baktı
"Oğlum sen ne uçkuru düşükmüşsün"
"Eh huyum kurusun devrem"
"Hey Yarabbi kalk hadi"
Emniyete gidip ordan arabamı aldım eve gittim sabah 11 de işimiz başlayacaktı nasıl uykum yetecek bilmiyorum...
Sabah 3 alarmla zor uyandım hızlıca üzerimi giyindim
"Yahu saat ne zaman 10.30 be"
Hızlıca arabaya bindim gidiyordum tak!... Bir ses!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Toprak Kokusu (Yazım Yanlışları Ve Kitap İçeriği Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin