Okula gittiğimde saat 8.15'ti. Sırada bir kaç yeni kişi vardı. Ama en çok dikkatimi çeken kişi; 1.60 boylarında kahverengi saçlı, mavi gözlü, biraz kaslı kişiydi. Kesin zengin şımarık çocuklarındandır diye yorumumu yapıştırdım. Sınıfa girdiğimde göz göze geldik. O ilk bakış. Gerçekleşmişti. Hocanın sınıfa girmesiyle dikatim dağılmıştı...
Nihayet öğlearası. Yemekhaneye indiğimde o yoktu bu arada adı Barış olduğunu öğrendim. Tabağıma biraz patates yemeğini koydum ve aralardan boş bir masa buldum. Ben yemeğimi kaşıklarken bir anda yanımda belirdi;"Ben Barış" dedi ve elini uzattı. Sanki bilmiyordum."Bende Ece" dedim sakin bir ses tonuyla. Tokalaştıktan sonra bir anda oturdu izin almadan. Hobilerinden bahsetmeye başladı. "Tenis oynamayı, yüzmeyi, dj lik yapmaktan hoşlanırım ,sen" dedi. Ben müzik dinlemek,kitap okumak desem çok tuhaf kalıcaktı. "Ben volleybolcuyum o yüzden volleybol 1numaralı hobim ,bir de müzik dinlemek başka da hobim yok çünkü vaktim yok." dedim ve yemeğim den bir çatal aldım. Dj ha daha jeton yeni düşüyor bende. Daha sonra bir suskunluk oldu. "Yarın öğle arasında işin yok "dedi. "Nasıl yani anlamadım!?" diye bir cevap kontrolsüzce çıkıverdi ağzımdan. "Yarın öğle arası beraber dışarda yiyelim tabi sorun olmazsa" çok güzel bir soru sordu. Aslında obilirdi. Bir yemek ne olabilirdiki.