PARDON?

130 8 4
                                    

Bölüm:1
-Edit:Maral-
Okumaya başladığın tarihi ve saati bölüm yorumu olarak yazmayı unutma.! <3

__________________________________________________________________

Benim şuan da ailemin yanında olmam gerekiyordu. Evet kesinlikle böyle olması gerekiyordu. Ama olamazdı çünkü, istenmiyordu. O ne kadar ailesi seviyorsa onlar da o kadar ondan nefret ediyordu. Ondan uzaklaşmak için her şeyi yapıyorlardı. Peki neden? Bu sorunun cevabı hiç bir zaman alamadı, alamayacaktı.

"Daha fazla bu evde kalmanı istemiyoruz Maral. Üniversiteyi İzmir yerine İstanbul'da yatılı bir şekilde okuyacaksın ya da istesen oradan bir ev alabiliriz kendin orada yaşarsın ama bundan sonra biz yokuz."

Annesinin söylediği söyler her gün aklına geliyordu. Bir ailenin tek kızıydı o. Göz bebekleri olması gerekirken şu duruma bak,dışlanıyordu üstelik kendi başına bir evde kalıyor her gün okula gidip geliyordu. Öldümü kaldımı diye arayanı ise yoktu. Ailesi onu İstanbul'da en iyi okul olan Soykan Kolejine yazdırmıştı. Kendi aldığı puanla gayet iyi bir üniversiteye gidebilirdi ama ailesi onu özel bir koleje para ile yazdırmıştı. Zaten parayla yapılamayacak bir şey yoktu.

_____________________________________________________________________

Okuldan geldiğinde ise her zaman yaptığı gibi kendine yemek hazırladı. Artık alışmıştı, kimseye ihtiyacı yoktu. Çünkü o Maral Denizdi.

İstanbul'a geldiğinde onun hep yanında olan arkadaşı Çağla vardı ve bugün doğum günüydü. Gitmezse kesin yüz yılın tribini yerdi. Yemeğini hızla yedikten sonra mavi ve siyah rengin hakim olduğu odasına girdi. Dekolteli bir şeyde giymek istemiyordu çünkü oraya otobüsle gidecekti ne olur ne olmaz yine de açık giyinmemekte fayda vardı dolaptan mavi dizlerinin biraz üstünde kalan elbisesini ve beyaz topuklu ayakkabılarını çıkardı.

"Kızım nerdesin ya?"

"Geliyorum canımyoldayım az kaldı,pastayı kesersen bozuşuruz"

"Yok kanka beklerim" Çağla telefonun arkasında gülmeye başlayınca yanında bi arkadaşını olduğunu anladım.

"Neyse kanka kapa hadi" telefonu kapattıktan sonra arkasındaki ağırlığı fark etti. Hafif çığlık atarak arkasını döndü. "Oha oha çüş öküz müsün ne yaslanıyosun ayı gibi?" Hem söylenip hem de arkasında ki kişiyi görmek için dönüyordu.

Oha ama yani o kadar öküz dedik ama adam taş çıktı. Tabikide belli etmicem ya.

"Pardon"

"Pardon mu? Bu kadar mı?"

"Ne bekliyodun?"

İniceğim yer geldiği için öküz gibi görünen ama taş olan çocuğa bir şey demeden indim.

Hem yürüyor hemde söyleniyordum.

"Aptal lan bide pardon diyo pardon dedin olay bitti sakin salak şey"

"Duyuyorum"

"Duyarsan duy banane ya"

O çocuğun sesi değil miydi ya? Peşimden mi geliyordu, kesin katil hatta seri katil ne yaptım ben ya kaçmam lazım benim hemen.

Çağla'nın evine koşar adımlarla geldiğimde kendimi kapıyı tekmeler halde buldum. Ne yapıyordum ben ya iyice korku sarmış her yerimi. Çocuk da korkulmayacak gibi değil ki yani serseri tipi var.

"Ya gelmiceksin sandım nerde kaldın"

"Olur mu hiç kanka gelicem tabiki"

İçeriye geçtiğimde resmen bütün Soykan Koleji buradaydı. Müzik ise gümbür gümbürdü. Çağla diğer misafirleri karşılamak için kalabalığın arasına girdiğinde kapının çaldığını duydum. Bu kadar gürültüde nasıl duyuyolar kapı sesini? Çağla kapıya doğru ilerlerken el işareti yapıp ben bakarım dedim.

Kapıyı gülümseyerek açtım ancak o gülümseme anında soldu ve korkuya bıraktı. O çocuktu ne işi vardı burada. Çağla yanıma gelip konuşana kadar adını bile bilmediğim çocukla bakışıyorduk.

"Egee hoşgeldin kanka bak sana bahsetiğim Maral eminim iyi anlaşıcaksınız"

Adı Egeydi ve taştı, asfaltları eritirdi lan bu. "Biz tanışıyoruz galiba ya..yani gelirken" Kelimeler ağzımdan zor dökülmüştü. Şimdi bu çocuk Çağla'nın arkadaşıysa baya yakın arkadaşlardı ve benimde Çağla kadar yakın olmam gerekti, sonuçta sürekli Çağla ile geziyordum ve arkadaşlarıyla da çok samimiydim. Çağla bizi tanışmamız için yanlız bırakıp yine kalabalığın arasına girdi.

"Bugün için özür dilerim yani otobüs olayı için" Egolu davranıp konuşmaz diye düşünüyordum ama ilk konuşan o olmuştu üstelik özür diliyordu.

"Önemli değil" dedim düşüncelerimden sıyrılarak.

Pastayı kesip hediyelerimizi verdikten sonra Çağlaya eve gitmem gerektiğini söylemek için yanına gittim daha fazla Ege'nin bakışlarına maruz kalmak istemiyordum. Resmen yiyecek gibi bakıyordu pislik herif! Ahh tabiki de Ege Çağla'nın yanındaydı. Baya yakın arkadaş olmalılar yoksa Çağla bu kadar yakın davranmaz hiçbir erkeğe.

"Çağla benim gitmem gerekiyor senin için sorun olur mu?"

"Ya kanka yarın da tatildi otururduk ama işin varsa tabi gidebilirsin" dedi anlayışla.

Ege üzülmüş gibi yaparak "Ben bırakabilirim arabam aşağıda" diyerek söze atladı. İyi de gelirken araban yoktu nerden çıktı şimdi gökten mi düştü mal herif!

"Aaa evet Ege bıraksın geç oldu tek gitmessin" Çağlaya kabul etmediğimi söylesemde beni ikna etmeye çalışıyordu. "Peki tamam" dedim gönülsüz bir şekilde. Çağla ile vedalaştıktan sonra Ege'nin gösterdiği arabaya bindik. Arabada sadece evi tarif etmek için konuşmuştum, kısık sesle çalan müzikten başka bir ses de yoktu.

Evin önüne geldiğimizde teşekkür etme zahmetinde bulunmayarak kapıyı açmaya yeltendim. Fakat kapı açılmıyordu zaten ne bekliyordun böyle birinin seni hemen bırakıcağını mı? "Bir teşekkürü hak etmiyo muyum?" dedi sakin bir sesle. Zaten niye kızgın olsun ki? "Etmiyosun" dedim ona inat. "Şimdi kapıyı aç gidicem, seni tanımıyorum bile"dedim. "Çok güzelsin" Ne dedi o ah inanmıyorum şimdi de bir sapıkla mı uğraşıcaktım. "Kapıyı aç yoksa yoksa bağırırım" dedim sinirli bir sesle. "Kapıyı korktuğum için değil kavga edip aramızın bozulmasını istemediğim için açıyorum" Aman açta ne için açıyosan aç egolu kaltak! Kapının kilidi açtığı arabadan indim kapıyıda sertçe kapattım. Keşke kırılsaydı malın arabası. Eve girene kadar beni beklemişti, basıp gitsene niye bekliyosun yani.

Acaba aynı okulda mıydık? Eğer öyleyse başım büyük belada demektir. Yarın kesinlikle bunu Çağlaya sormalıydım. Zaten yarın tatildi, bol bol yatar ders çalışırdım hatta..telefondan gelen mesaj sesi yüzünden düşüncelerim yarım kalmıştı. Bu saatte cidden kim mesaj atardı ya beki uyuyorum. Tanımadığım numaradan gelen mesajın üzerine tıkladım. Yok artık ama yaa

"Kaydet. -Ege Kayahan"

Bide emir veriyo ya gerizekalı. Numaramı kimden aldı ki acaba numaramı herkese vermediğim için kesin Çağla'dan almıştı ah be Çağla ne yapmaya çalışıyosun sen benden habersiz. Bu konuyu yarın konuşmayı aklıma yazıp hızlıca yatağa uzanıp kendimi uykunun rahat kollarına bıraktım.

__________________________________________________________________

İnşallah ilk bölümü beğenmişsinizdir. Bölüm hakkındaki yorumlarınızı lütfen belirtin yıldızlarınızıda eksik etmeyin, sağlıcakla kalııın.

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin