3

658 49 33
                                    

Çapulcular, toplu bir şekilde kahvaltı masasından kalktılar ve bugünü tam olarak birlikte geçirme sözlerine karşın, ayrı sınıflara, derslere ayrıldılar.

Remus Lupin ve James Potter, Muggle Araştırmaları dersine gittiler. James, bu dersi tahminleri doğru çıkaracak şekilde, sevgili Evans'ının bildiği teknolojilerden geri kalmamak için alıyordu ve herkes kadar Remus da bunu biliyordu.

"Aylak," dedi James. "Bugün biraz solgunsun? Tabii küçük tüylü sorunun yaklaşıyor, farkındayım ama yine de... Bir şey mi oldu?"

"James," Remus kafasını oturdukları sıradan kaldırdı ve yan gözle arkadaşına baktı. "Bu sefer benimle Baraka'ya gelemezsiniz,"

"Mr. Lupin," dedi Profesör. "Sizin de bu konu hakkındaki fikirlerinizi duymak isterim."

"Ah," Remus hemen yan tarafta oturan birinin kitabından konuyu öğrendi. "Herkes kadar, tehlileli bir iletişim aracı olsa da, telefonun hem oldukça hızlı, hem de mektuptan daha işlevsel olduğunu düşünüyorum, Profesör."

"İyi kurtardın," diye fısıldadı James.

"Gryffindor'dan beş puan Mr. Potter." Profesör arkası dönükken konuştu. "Dersimde konuşma istemiyorum."

Sonunda dersten çıktıklarında, Remus, James'in yanında yürüdü. "Bu sefer benimle gelemezsiniz, Çatalak."

"O niye?" James 'şimdi ne saçmalayacak' bakışı attı.

"Geçen gün McGonagall beni odasına çağırdı," James'in yüzündeki anlamamazlık ifadesi Sirisu'unkine çok benziyordu. "Dolunay sabahları siz üçünüzün çizikler ve yaralar içinde olduğunuzu fark etmişler. Benimle nasıl birlikte olduğunuzu ve hayatta olduğunuzu anlamamış, sadece dışarı çıktığınız kesin. Profesör kanıtlanasıya kadar size ciddi bir ceza verilmeyeceğini söyledi ama çözmeleri çok sürmez. Bunu tekrar riske atamayız."

James' in yüzünü bir ikilem ifadesi almıştı. "Ama... Seni bırakamayız,"

"Hayır, bırakırsınız. Hayatımın üç sene öncesine kadar hep kendi başımaydım. Şindi de olabilirim. Azkabana atılırsınız, Çatalak. Benim yüzümden böyle bir şey olamaz."

"Ama..." James artık vereceği karardan acı çeken bir yüz ifadesine sahipti. "Sirius kabul etmez," dedi son bir umut ararcasına.

"Biliyorum," dedi Remus. "Ona söyledim ve kabul etmedi. Bir de sen ikna et. Benim yüzümden yaralar aldığınız yetmiyor, bir de Azkaban'a gidemezsiniz."

"Sirius kabule etmeyecek," dedi James, bir duvarın kenarında bekleyen Peter'ın yanına giderken.

🌉

Derlerin bitmesi, öylen yemeği derken Remus git gide huysuzlanıyordu. İşte, diye düşündü. Sirius'un beni asla sevmeyeceğinin bir kanıtı daha. 'Küçük' tüylü sorunum.

Masadan kalktılar, soğuk kasım havasına rağmen avluya çıktılar.

"Evet, evet," dedi James, üşüdüğünü saklamaya çalışan bir ifadeyle. "Evans'la ilgili ortaya attığım o teori vardı ya," Sirius ve Peter gözlerini devirseler de Remus bıyık altından gülüyordu. Evet, James bu yıl Lily ile çıkabilirdi gerçekten. Şanslıysa bir öpücük bile alabilirdi hatta.

"Bugün karşılaştığımızda onunla konuşmak için durdum. Ama o durmadı. Bakın, Evans böyle yapmaz. Evans, durur, ne diyeceğime bakar ve sonra lanet mi hakaret mi diye bir seçim yapar. Bu, onun Lily yolunda ilerlediğinin bir işareti!"

"Hayır, Çatalak," dedi Sirius, bir ağacın altına otururlarken. "Aslında benim teorim şöyle, Evans, artık Sümsükus ile beraber olduğu için ve Sümsükus onun seninle konuşmasını istemediği için kız seninle konuşmadı. Ve ilişkilerini okuldan saklıyorlar. Biz de bu yüzden Sümsük'e bir ziyaret yapabiliriz!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 23, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

The Fear | WolfstarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin