-Hey ! Bir dakika
-Efendim ?
-ilk önce adım Mert.
-memnun oldum Mert, benimde Elif.
-Aycan bir sorun çıkarmış onun adına senden özür dilerim
-pek önemsediğim söylenmez aslında, ama Aycan'ın sevgilisinin anlayışlı olmasına sevindim.
- aslında Aycan'la biz ayrıyız. Herşey onun zoruyla oluyor, kendini hala benle sevgili gibi sanıyor, Bu hayal dünyasınada kapıldı gitti.
-Nasıl yani ? Onu sevmiyor musun ?
-önceden seviyordum, ama son zamanlarda ona olan sevgim bitti, çok anlayışsız davranmaya başladı.herşeye kıskançlık yaptı, benide zamanla kendinden soğuttu.
-Anladım, neyse benim gitmem gerek.
Diyip sınıftan dışarıya çıktım. Biraz mutlu oldum sanki.
Eeee sevgilisi varken çocuğu tavlayacak değildim ya.
Kantine doğru iniyordum. Çok acıkmıştım, sabah alarm geç çaldığı için kahvaltı bile yapamamıştım. Kantine geldim, tost ve ayran söyleyip bir masaya oturdum. Heh tam karşımda Aycan ve yandaşları vardı, kızdan gıcık kapmaya başlamıştım. Kendini acayip bir bok sanıyordu. Suratsız bir ifade ile bana bakıp duruyor, en sonunda dövücem kızı o olacak...
Tostum ve ayranım gelmişti, yedim ve sınıfa çıktım, son derse girecektik. Sırada oturdum hocanın gelmesini bekliyordum. Her yerden bir ses sanki sınıf +10 yaş grubuna ait gibi. Öylece oturuyordum, çok sıkılmıştım derken Mert sınıftan içeri girmişti. Aycan'a sinirli gözlerle bakıyordu, tuttu kolundan ve Aycan'ı sinirli bir şekilde sınıftan çıkardı.
Mert - sen ne yaptığını sanıyorsun ?
Aycan - ne yapmışım ?
- bugün Elif'e yaptığından bahsediyorum ! Sen benim kız arkadaşım değilsin, bana karışamazsın !
- Noldu , hemen gelip sanamı yetiştirdi sürtük !
- laflarına dikkat et kapıdan izliyordum seni, birdaha benim hayatıma karışma.
- köpek gibi pişman olup bana geri döneceksin !
- kendini kandır !
Mert içeri gelmişti, bu sefer yanıma oturmuştu. Allah'ım noluyor, kalbim yerinden çıkacak ya. Mert - seninle bugün okul çıkışı bir kafede oturabilir miyiz ?
- Neden ?
- bugün olanlardan dolayı moralin bozulmuştur, biraz hava alırız ikimizde.
- benim moralimi bozacak bir olay değildi bu, sadece sinir oldum hepsi bu.
- peki, ne diyim.
- ama istersen oturabiliriz
- olur, çok sevindim.
Aycan içeri girmişti, Mert'in yanımda oturduğunu gördü, Yanlız acayip sinirleri bozuldu bizi yan yana görünce. Eee o kadar hava atarsa olacağı bu...
Okul çıkışına 2 dakika vardı, hoca bıraktı bizi bizde Mert'le beraber kafeye doğru ilerliyorduk. Sonunda geldik, oturduk bir yere garson ne istediğimizi sordu. Ben bir portakal suyu istedim, Mert'te limonata.
Mert - bu okula Yen'i geldin sanırım.
- evet, buraya yeni taşındık, bu nedenle okul değişmek zorunda kaldım.
- nerede oturuyorsun peki ?
- okulun arka sokağında beyaz siteler var orada oturuyorum, sen nerede oturuyorsun ?
- bende merkezde oturuyorum.
- anladım.
- henüz hiç arkadaşın yok sanırım.
- aslında çocukluk arkadaşım İlayda var yan sınıfta uzun zamandır görüşmüyorduk burada okuduğunu öğrendim fakat bugün gelmedi göremedim.
Mert iç ses - ne ? İlayda'mı, nasıl olur ya eski kız arkadaşım.
Mert dış ses - hmm, anladım.
İçecekler gelmişti, içip öylece oturuyorduk. Mert çok iyi ve çok anlayışlı bir çocuğa benziyordu. Aslında onun suratına bakınca yüzümde bir tebessüm oluyordu. Tanımadığım ve ilk gördüğüm kişiye karşı neden böyle hissediyordum ? Saat geç olmuştu, telefonum çaldı, arayan annemdi.
- Alo, anne ?
- kızım nerede kaldın? saat geç oldu.
-arkadaşla bir kafede oturuyorduk, geliyorum şimdi.
Dedim ve telefonu kapattım, hesabı ödeyip yola koyulduk. Mert beni evin önüne kadar getirdi.
Mert- yarın görüşürüz.
Bende görüşürüz dedim, ve eve girdim...