Okulun açılışının ikinci günüydü, çalan alarm sesi ile uyandım. Nefret ediyorum sabah çalınan alarmlardan. Üstümü giyindim, çocukluk arkadaşım olan İlayda beni aradı okula beraber gidecektik. Kahvaltımı yapıp çıktım, İlayda ile buluştuk. Birbirimizi çok özlemiştik, çok uzun zamandır ne buluştuğumuz nede konuştuğumuz vardı.
İlayda - Seni gördüğüme çok sevindim.
Elif - Bende çok sevindim, canım arkadaşım.
- Nasılsın, alıştınız mı yeni evinize ?
- Henüz pek alışmış sayılmayız, zamanla alışıyoruz işte.
Okula girmiştik, Mert kapıda duruyordu. Günaydın dedim ama cevap vermedi İlayda'ya şaşkın şaşkın bakıyordu, İlayda'da ona. (Mert ile İlyada eski sevgili, fakat Elif bilmiyordur)
Elif - Şiii, ne oluyor ?
Mert- Kusura bakma Elif, bugün biraz dalgınımda.
- Sorun değil.
Sınıfa doğru gidiyorduk, İlayda karşı sınıfa girdi, bizde Mert'le kendi sınıfımıza girdik. Yanıma oturmuştu gene, bana bakıp duruyordu.
- Neden bakıyorsun ?
- Gözlerin çok güzel.
- Utanıyorum ama.
- Napiyim elimde değil, duramıyorum bakmadan.
Hoca sınıfa girmişti, ders matematik hiçte sevmem matematik dersini...
Zilin çalmasına 10 dakika kalmıştı, hoca bize bakıyordu. Neden bakıyor anlamış değilim dersin ortasında bize.
- Sınıftaki herkes ayrı sıralarda çocuklar, siz niye yapışık ikiz gibi aynı sırada oturuyorsunuz ?
Utancımdan cevap veremedim, hoca gülüyordu Mert'te bana bakıp gülüyordu.
- Bakmasana Mert, hoca yanlış anlayacak ya.
- Niye anlasın ya, yanlış anlaşılacak birşey mi var yoksa ?
- Hayır be, ne saçmalıyorsun ?
- tamam tamam, birşey demedim.
Hoca ve sınıftakiler bize bakıp hala gülüyordu, Aycan ve arkadaşları hariç. Kız bize sinirle bakıyordu, Aman çok umrumda sanki.
Zil çalmıştı, İlayda'nın yanına gittim.
İlayda - Nasıl geçti ders ?
- İdare eder işte, bugün okulun kapısında karşılaştığımız çocuk varya hoca derste bizle dalga geçti.
- Nasıl dalga geçti ?
- ya işte neden sınıfta herkes ayrı ayrı oturuyorda siz yanyanasınız falan dedi.
İlayda iç ses - Mert benim eski sevgilim, aralarında birşey mi var yoksa ?
İlayda dış ses - Neden yanyana oturuyordunuz peki ?
- Nedenini bende bilmiyorum, çok iyi anlayışıyoruz. Dün kafeye gittik oturduk, konuştuk, birşeyler içtik, sonra beni eve bıraktı. İlk görüşte insan etkilenir ya, öyle birşey. Zamanla ne olur bilmiyorum tabi.
- Anladım canım, neyse ben sınıfa gidiyorum, görüşürüz.
İlayda sinirli bir şekilde Mert'in yanına gider...
- Mert iki dakika gelsene
- Seni dinliyorum İlayda.
- Elif'le aranızda birşeyler mi var ?
- Olsa veya olmasa bu seni ne ilgilendirir ?
- Elif benim çocukluktan beri arkadaşım, eğer bunu duysaydı senden uzak dururdu.
- Ama duymayacak.
- Bilemezsin.
- Yaranmı var İlayda, sen çocukluk arkadaşının mutlu olmasını istemezmisin ?
- İsterim ! Ama eski sevgilimle değil.
Elif sınıfa girmişti, bizi konuşurken görüp yanımıza geldi.
- Ne konuşuyorsunuz siz ?
Mert - Önemli birşey değil canım ya, bir kitap istedi onu veriyordum.
- Hmm, anladım.
İlayda- Neyse ben gidiyorum, görüşürüz.
Ders zili çalmıştı, ardından telefon, arayan annemdi.
- Efendim anne ?
- Anneniz şuan hastahanede, trafik kazası geçirdi, durumu ciddi.
- Ne ? Hemen geliyorum.
Ne yapacağımı şaşırmıştım, izin almadan okuldan çıktım. Mert arkamdan geliyordu. Kolumdan tuttu beni.
- Ne oldu ?
- Annem kaza geçirmiş.
- Tamam ağlama, sakin ol, bende geliyorum.
Hastahaneye doğru yola koyulduk...