Ben Afra;Her zamanki gibi sıradan bir güne açmıştım gözlerimi. Sıradan olmayan tek şey Bihter'in doğum günü olmasıydı. Her sene olduğu gibi,bu senede lüks ve fazla büyük bir parti verecekti. Ne vardı şu partilerde bir türlü aklım almıyordu. Bana kalsa kendi Doğum gününü kutlamam hatta doğduğum günü unuttuğum bile oluyordu. Sabah saatlerinde yatağımda kısa bir süre dönendikten sonra kalkmaya karar vermiştim. Yavaşça doğruldum ve yastığın altına elimi sokup telefonumu çıkardım. Telefonu kurcalarken aşağıda aniden patlayan kapı ve annemin "Başak!" Diye bağırması ile yataktan hızla fırladım. Bileğimdeki tokayla hızlı bir at kuyruğu yaparak odamdan çıktım. Aşağı seri adımlarla indim ve annem ile göz göze geldim.
Evet annem sinirli bir yapıya sahipti. Titizliği insana kan kusturacak cinsindendi. Pek gülmezdi ama bizi güldürmeyi başarırdı.
Yutkundum ve anlam veremediğim bir sessizliği bozdum "ne oluyor anne yine ya?" Dediğimde annemin kaşları birden çatıldı "kardeşin olacak şahısa sor bakalım ne olmuş yine!" Diye bağırdığı gibi merdivenleri çıkıp başağın odasına girdim kapıyı açıp sakin bir şekilde kapattım.
Başak tip olarak ;sevimli bir yapıya sahipti. Benden iki yaş küçüktü, küçük olmasına rağmen her zaman kendini benden üstün ve büyük görürdü çünkü dik kafalıydı, her zaman onun dediği doğruydu ve akıl almaktan hiç hoşlanmazdı. Annemle gerçekten hiç anlaşamazlardı.
Sinirlen yüzünü somurtup yatağına oturmuştu. Hızlı adımlarla ona yaklaşıp yanına oturdum.
"Abla hiç sorma,ne oldu diye. Her seferinde üstüme geliyorsunuz." Dedi ağlamak üzere olan gözleri ve titreyen sesi ile kaşlarımı çattım ve ona dündüm " ablacım sen annemi bilmiyor musun? Her seferinde sende aynısını yapıyorsun. Ufacık şeyler yüzünden birbirinizi yıpratıyorsunuz." Başak akan göz yaşlarını eli ile temizledi ve al dudağını ısırıp öfkeyle baktı. "Ufacık mı? Nerden biliyorsun ufacık olduğunu ?bu gün sen Bihter ablanın partisine gideceksin. Bende arkadaşlarım ile dışarı çıkmak için izin aldım. Bana neden izin verilmiyor da sana veriliyor?" Dediğinde hızla cevap verdim. "Ben laf dinliyorum ama gitme derse neden gideyim?" Ufaktan sırıttı "senin için hava hoş tabi hadi sen benimle değil ,kendinle ilgilen az parti kızı olacaksın ya" dedi itici bir ses tonu ile gözlerini gözlerime tekrar dikti "gitsene abla hadi uyucam ben!" Dedi "biliyormusun?" Dedim gülümseyerek anlamayan gözlerle baktı "neyi?"
"Annemin seni göndermemesine sevindim." Dedim ve ayağa kalktım.
"Defol!" Dediğinde yatağın üstündeki yastığı yüzüne gömdüm. "Ya abla!"dedikten sonra yastığı çektim ve güldüğünü fark ettim. "O zaman bu gün ki partiye gelmen için izin alayım olur mu ister misin?" Dediğimde saçını kulağının arkasına sıkıştırdı. "Olabilir" dedi düşünerek "tamam o zaman ben gelcem yanına biraz sakinleştireyim annemi." Dedim ve gidecekken elimi tuttu ve boynuma sarıldı."teşekkür ederim.." dediğinde yanağından öptüm "hemen geliyorum" dedim ve aşağı indim. Annem koltuğun üzerinde elinde kumada ile kanal değiştiriyordu. Gülümsedim ve karşı koltuğa oturdum "annecim?" Dediğimde hâla sinirli olduğunu anlamıştım,cevap vermiyordu. Bu gün Bihter'in Doğum günü ya?" Dedim cevap bekleyen seslerle, annem kumandayı yerine koydu ve bana baktı "lafı daha fazla uzatırsan sende evde oturacaksın." Dedi keskin bir ses ile yutkundum ve gülümsemeye devam ettim "Başak da gelsin, sıkılırım orda bari o olsun yanımda, beraber döneriz." Dediğimde önüne döndü "göz kulak olacaksan ,saldım çayıra iş yok bak !walla bir daha zor bulursunuz." Ayağa kalktım "tamam annecim" dediğim gibi kapı çaldı. Hızla kapıya yöneldim ,kapının kolunu indirip kendime çektiğim gibi, içeriye doluşan kızlar ,beni duvara yapıştırmayı başarmıştı.
Elinde bir sürü ,mağaza çantası olan Bihter Gülümseyerek "biz geldik!" Dediğinde kapıyı kapatıp duvara vurduğum kafamı nazikçe tuttum "hoşgeldiniz..." diyemeden kolumdan tutup odama çıkardılar. Odaya girip kapıyı kapattıktan sonra Bihter bana baştan aşağı göz gezdirmeye başladı. Eylül Bihter'in yatağa fırlattığı çantaları karıştırırken, çok heyecanlı gözüküyordu. Kolumdan nazikçe tutan kumsal beni yatağa oturttu. Sessizlik aniden bozuldu ve herkes bir ağızdan konuşamaya başladı. Dinlemekte zorluk çekerken, biri saçımın nasıl yapılacağı ,biri ise makyaj tonlarını anlatıyordu. Yüzüm buruşuk halde, ayağa kalktım.
"Kızlar ne yapıyorsunuz ya ?geçenlerde aldığım elbiseyi giyip ,hafif makyaj yapıcam hepsi bu hem daha...." derken lafımı bölen Bihter suratını asarak "o kadar heveslenmiştim Afra neden böyle yapıyorsun ki?" Diyerek kollarını birbirine doladı. "Damardan gir, Bihter hep damardan gir sen." Diyerek Eylül'ün çantadan çekip çıkardığı elbiseye bakakaldım. O kadar güzel ve zarif bir elbiseyi, gerçekten giymek istemiştim. "Çok güzel olacak, bak çok değişeceksin." Diyen kumsal heyecanla gözlerime bakıyordu. Kafamı aşağı yukarı sallayarak "tamam,yapalım o zaman." Dedim Bihter makyaj mağzemelerini yaydı. Arkamı döndüm ve Eylül'e baktım "şu elbiseyi tekrar çıkarırmısın?" Dediğim gibi ,eline aldığı elbiseyi bana doğru tuttu. Elbise kısa kırık beyazdı ve çok ince işlenmiş, güzel detayları vardı. Gülümsedim ve gözümün üstüne hafif süreceğim far renklerine döndüm. Açık renk kullanacaktım.
Kısa süren bir makyaj yaparak ,oldukça doğal görünmeye özen gösterdim.
Saçımı yapan kumsal, maşanın saçımı tutmasını bekliyordu. Eylül telefonu ile ilgilenirken Bihter partideki içecekleri danışıyordu. Kumsal saçlarımın uçlarını maşa yapmayı bitirdikten sonra, onları dağınık topuz yapacağını söylemişti. Hareket etmeden aynadan hem kendimi, hemde kumsalı izliyordum. Eylül telefonu yatağın üzerine koydu ve yanımıza geldi. "Afra senin de bu elbisenin rengine benzeyen topuklu ayakkabın vardı.onu giyersen çok hoş olur nerde o söyle getireyim." İtiraz eder şekilde kaşarımı kaldırdım."onlar çok yüksek o yüzden yürüyebileceğimden pek emin değilim." Dediğimde kumsal aynadan gözlerini bana dikti. "Bir dene olmazsa çıkar deriz Zaten denemekten kim ölmüş ?bir kere aldın bir daha giymedin Zaten." Elimde dolabımı gösterim "en alttaki rafta biraz arkalarda spor ayakkabıları çek göreceksin Zaten." Eylül dolabı açıp eğildi ve aramaya başladı. Bihter telefon görüşmesini bitirdi ve dolabının en alt rafına baktı ,gözleri bir anda beni buldu. "Bir de Şu spor ayakkabılardan kurtul!" Dedi isyankâr sesi ile. Kuruyan dudaklarımı ıslattım "ama onlar gerçekten çok rahat ve...." dememe kalmadan lafımı böldü "kurtul dedim parti bitsin Yen'i şeyler alacağız seninle." Dedi gülümseyerek. Eylül dolapla kısa kavgadan sonra ayakkabı buldu ve havaya kaldırdı. "Buldum!!" Dedi yüksek bir ses tonu ile "çok güzelmiş şuna bak." Diyen kumsal saçımı bitirmiş gibi gözüküyordu. Ayağa kalktım ve elbiseyi elime aldım."o zaman ben bunu giyip geliyorum." Diyerek yan oda ufak bir giyinme odasına aitti.Hızla ayakkabıları da alıp ,odaya girdim. Seri bir şekilde giyindim ve topuklu ayakkabıları ayağıma geçirdim. Odama girdiğimde, herkes bana bakıyordu. "Ya çok güzel olmuşsun!" Diyen Bihter ,yerinde duramıyordu ,dolabının kapağındaki boy aynasının önüne geçtim ve kendimi inceledim. Eylül elimi kaptığı gibi beni döndürdü "çok güzel oldun canım." Diyerek gülümsedi kumsal ise şaşkınlıktan donmuştu. İçeri giren Başak beni karşısında görünce, şaşkınlığını gizleyemedi. "Abla insan mı yedin ya ne oldu Benim ablama!" Demesi ile hepimizi güldürmüştü "kıza benzemişsin abla çok güzel olmuşsun." Bihter öksürerek ilgiyi üstüne çekti "bu Doğum günümde onu kız olarak görmek istedim." Dediğinde kollarımı birleştirdim ve ince bir ses tonu ile "ya öyle olsun!" Dediğinde üçü de üzerime atlar derecede sarıldı. "Şaka yapıyoruz kız!" Diyen kumsal yanağımdan öptü Başak yavaştan yaklaştı ve aramıza girdi. O sırada odaya giren annem neler olduğunu çözmeye çalışıyordu. "Deli bu kızlar ya ne yapıyorsunuz gitmiyor musunuz daha?akşam oluyor. Bihter "gidiyoruz biz şimdi herkes dağılacak ,ben araba göndericem buraya sizi alıp gelecek, Başak sende hazırlan tatlım hemen,bizim işimiz kısa sürer arabayı bekletmezsiniz." Dediğinde Başak başını salladı ve anneme baktı "anne ben gidiyor muyum ?" Dedi annem gülümsedi "gidiyorsun ama ablanın yanından ayrılmayacaksın." Dediğinde "ben hazırlanıp geliyorum" deyip odasına fırladı. Bihter , eylül ve kumsal eşyalarını topladılar. "Biz gidiyoruz!" Diyen Bihter çantasını koluna atarak odadan çıktı. Diğer kızlarla beraber annem ile görüştü ve aşşağı indiler. Onlara eşlik ettim ve kapıya geldiklerinde,hepsini tek tek öptüm ve arabaya uğurladım. Kapıyı kapattıktan sonra odama çıkacakken annem "Afra gel buraya!" Diye seslendiğinde sesin bahçeden geldiğini düşünüp ,bahçeye çıktım annem oradaydı ve bana döndü "dikkat edin kızım." Dediğinde yanaklarını öptüm "tamam annecim, bu arada partiden sonra Bihterlere kalmaya gitsem sıkıntı olur mu?" Annem başı ile onayladı "yarın geç kalmazsınız o zaman." Dediğinde hızla Başağın odasına çıktım. Saçları ile uğraşıyordu .Giyinmişti bile makyajı da tamamdı. "Yardım edeyim istersen?" Başak gülümsedi "olur !"diyerek düzleştiriciyi elime verdi. Tek tek saçlarını düzleştirdim ve saçının iki yanından alarak ,arkaya götürdüm ,ufak parlak bir toka ile saçlarını sıkıştırdım.
Kırmızı düz elbisesi ile yaşından olgun göstermişti.
Hazırdık yarım saat olmuştu telefonumun şarjı tamamen dolmuştu çıkarıp ,başağın odamda unuttuğu çantasına atıverdim. Aşağıdan gelen "abla araba geldi hadi!" Sesini duyduğum gibi hızla çantayı elime alıp aşağı indim. Gitme zamanı gelmişti çantayı başak'a verdim. Kapıyı açtım araba bizi bekliyordu.kapıyı kapattım ve arabaya yöneldik. Bindiğimiz gazlayan şöför sessizliğini kolluyordu . Başak yanıma yaklaştı "abla kalabalıktır orası değil mi?" Dediğinde "evet,sanırım " diyerek yola bakmaya devam ettim. Tuhaf hissediyordum sanki çok fazla kız gibi olmuştum. Abartılı hissediyordum ama yapacak hiç bir şey yoktu. Yoldan geçen arabaları izliyordum ,ama aklım nasıl göründüğümdeydi. Biraz zamandan sonra artık gelmiştik ki araba durmuştu. Başak ile birbirimize baktık ve gülümseyerek o soldan bende sağdan çıkış yaptım. Partiye uygun ağır ve olgun bir şekilde yürümeye başladık. Heyecanımı kafamdan silerek içeriye giriş yaptık. Yüksek bir ses ile çalan müzik kulaklarımı sağır edecek şekildeydi. Bizimkileri bulmak için etrafa bakındım. Mekan iyice dolmuştu ,yarım saatte nasıl bu kadar doluyordu, aklım almıyordu. Etraftaki insanların gözlerinin üzerimizde olduğunu hissedebilmiştim. Eylül ile gülüşen kumsalı görmem rahatlamama neden olmuştu. Hızla yanlarına gittim Eylül giydiği beyaza kaçan pembe mini elbisesi ve tepeden Topuz'u ile çok hoştu. Kumsal ise kumral beline gelen saçlarını salıp sırf maşa yapmıştı ve su yeşili elbisesi ile gerçekten çok güzel olmuştu. İkisine baktım ve güldüm sesimi yükseltip gözlerimi kısarak "çok güzel olmuşsunuz!!" Dedim haykırarak ikisi de aynı anda "sen de çok güzel oldun!" Dedikleri esnada onlara daha fazla yaklaştım." Bihter nerde?" Dedim kumsal eğildi ve yüksek bir ses ile "gelecek şimdi bekle." Diyerek önündeki rakıya benzeyen şeyi kafasına nazikçe dikti. Eylül'e baktım ve sesimi tekrar yükselterek "bunlar ne be ne içiyor bu?" Dediğimde gülmeye başladı. "Meyveli kokteyl, içinde biraz alkol de var dikkat et." Dediğinde başımı tamam dercesine salladım ve etrafa bakarken bu tarafa gelen siyah önü kısa arkası o kadar uzun olmasa da uzun olan elbisesi ile bize yaklaşan Bihter'e baka kalmıştım. Saçları benimkine benziyordu ve gerçekten çok güzel gözüküyordu. Yanımıza gelip ,hepimizle görüştü. "Nasıl olmuşum kızlar?" Aynı anda cevap vererek "muhteşem!" Dediğimize güldü "sizin kadar olmasamda ,yine de oldu bir şeyler." Diyerek gözleri kapıya çevrildi ,suratını asarak önüne döndü "ne oldu?" Diyen kumsala bakarak kafasını önüne eğdi "arkadaşları burda ama Tolga hâla yok." Dediğinde eniştemizden bahsettiğini anlamıştım. Bihter'i bu gün yalnız bırakacağını sanmıyordum. Etrafa baktıktan sonra Bihter'e yaklaştım. "Hangileri arkadaşları?" Dediğimde çenesi ile duvar kenarını işaret etti "işte onlar." Dediğinde kafamı o tarafa çevirdim ,on ve ya on beş kişilikten oluşan bir grup, orda takılıyordu. Yanlarındaki kızlar ,efsaneydi resmen ağır makyajları ile dikkat toplamayı başarıyorlardı. Çakma sarışından tut esmer ,kumral hepsi vardı aralarında. Önüme dündüm ve eğildim "bunlardan bahsetmemiştin." Dediğimde oda bana yaklaşarak "bende sonradan öğrendim bela ,sıkıcı bir tiplere benziyorlar ,neyse ne ya beni orda bir kişi ilgilendiriyor. Gerisi umrumda değil." Dedi ve içeceğini yudumladı. Başak'a yaklaştım "ablacım bizede al iki tane kokteyl!" Dediğim gibi tezgaha doğru gitti ve kalabalık arasına sızdı. Bihter kolumu tuttu ve gülerek "geldi ,geldi !" Dediği gibi kafamı çevirerek girişe baktım. İçeri yanında sert yapılı zengin tipli ve yakışıklılığı tavan yapmış bir çocuk ile içeri giren Tolga etrafa bakmadan. Yanındaki ile Köşede ki gruba yöneldi. Hepsiyle teker teker görüşürken , Bihter tuttuğu kolumu çekti ve o tarafa doğru hızlandı. Ne yaptığını izlerken Başak kalabalık içinden çıktı ve elindekileri masaya koydu. "Abla dans etmeyecekmiyiz?" Dedi ama cevap veremezdim Bihteri izliyordum. Bihter sevgilisinin koluna girdiği gibi kendine çekti. Tolga sarıldı ve belinden tutarak ,arkadaşlarına tanıtıyor gibi gözüküyordu. Çakma sarışın olan Tolga ile beraber gelen çocuğu kaparak dans pistine çıktı. Sanırım Bihter ile görüşmemek için yapmıştım. Gözlerimi tekrar Bihter'e çevirdim. Çok mutlu gözüküyordu Tolga'yı da be kadar sevdiği belli oluyordu. "Abla!" Diyerek kolumu dürten başağa baktım "ne var ne?" Dedim kaşarımı çatarak "dans edelim diyorum ya." Dediğinde gözlerimi devirdim ve iç geçirdim "Başak kimle dans edeceksin tanımıyorsun hiç kimseyi ya!" Dedim bıkkın bir tavırla tekrar Bihter'e bakacakken ikisinin bu tarafa doğru yaklaştığını gördüm. Bihter Tolgayı elinden tutarak ,bizim karşımıza getirdi. Tolga hepimize gülümsedi ve Bihter'in bizle tanıştırmasını bekledi "bu kumsal!" Diyerek kumsalı işaret etti Tolga kumsala elini uzattı ve tokalaştı. "Bu Eylül !" Dediğinde aynı şekilde ona da elini uzattı ve tokalaştı. "Bu ise Afra!" Dedi gülümsedi ve elini uzattı elini sıktım ve tokalaştım "bu da Afra'nın kardeşi Başak!" Dediğinde Başak ile tokalaştı ve tekrar gülümsedi. "Çok memnun oldum!" Dediğinde "bizde öyle " cevaplarım teker teker geldi. Bihter gülümseyerek bana baktı ve hepimize göz gezdirdi "kumsal ile bu sene tanıştık kardeşimiz gibi oldu , Eylül de aynı o geçen yazdan beri vardı,canım kadar severim" dediğinde Tolga yüzünden tebessümü artırdı "ne güzel peki Afra?" Dedi ve bana baktı. Bihter gülümsedi "lise sondan beri tanışıyoruz kardeşten öte ,Benim için çok değerli.!" Dediğinde başını salladı "Anladım tekrar memnun oldum! Yalnız bir dans etsek fena olmaz he ?" Dediğinde kumsal gülerek "hadi hadi siz bakın keyfinize biz burdayız!" Diye seslendiğinde Bihter kabul etti ve bize el sallayıp sevgilisinin koluna girdi piste çıkıp dans etmeye başladı. Başak kolumu tekrar dürttü ve bağırdı "madem dans etmiyoruz ,kokteylim bitti ,gidip yenisini alayım sanada getirmemi istermisin!?" Dedi başımı salladım "Benim daha var ama sen al yinede!" Dediğimde hızla gitti ve kalabalık arasında tekrar kayboldu. Kokteyl den yavaş yavaş yudum alarak Eylül ile kumsalın "alışveriş muhabbetine dahil olarak onları dinlemeye başladım. Şarkı bitti ve Yen'i şarkı yüklenirken kokteylimden bir yudum daha alacaktım ki bardak kırılma sesi yükseldiğinde herkes duraksadı ve o tarafa baktılar neler olduğunu anlamak için boynumu uzatıp etrafa bakmaya çalıştım. "Dikkat etsene be aptal mısın?"diyen cırtlak bir sesi dinlerken "asıl sen dikkat et sen çarptın gerizekalı !" Diyen ses o kadar tanıdıktıki kardeşim olduğunu anladığım an fırladım ve kalabalığa daldım. Aralarından çıktım ve çakma sarışın ile yüz yüze geldim. "Sen kimsin de kime bağırıyorsun ?"Diyerek mekanı inletmiştim. "Sen onu şu sümsüğe benzeyen kezbana söylesene ,hem üzerine vazife olmayan konulara atlama atmaca kuş gibi !" Kaşarımı çattım başağı yanıma çektim " o sümsük dediğin benim kardeşim sanamı vazifeydi ona bağırmak!" Tek kaşını kaldırdı ve güldü o sırada Tolga ve Bihter geldi Bihter hızla kolumu tuttu "tamam herkes bize bakıyor!" Dediği gibi kolumu silkeleyerek ondan çektim "konuşsana hadi sanamı vazifeymiş sümsük ve Kezban lafını kullanmak boyu uzasın diye beş metre topuklu ayakkabı giyen mi diyor bu Kezban lafını gerçekten?" Dedim alaylı bir ses tonu ile Derken elinde iki tane kokteyl olan Tolga ile beraber gelen çocuk ne olduğunu anlamaya çalışarak bu tarafa geliyordu. "Al şu veledi git!" Diyen çakma sarışın bizi aklınca rezil Etme çabasındaydı.Hızla üstüne yürüdüm ve omzuna vurarak tökezlemesini izledim "gidecek olan biri varsa oda sensin!" Dediğim anda grup arasından biri çıkarak kolumu çekiştirdi ve el kaldırdığı anda elindeki kokteyli masaya hızla koyan çocuk elini tuttu ve onu geri çekti. "Kendinize gelin lan çek sende elini sende uzaklaş bak işine!" Dediğinde tam bir şey söyleyecekken Bihter beni tuttuğu gibi masaya götürdü. "Kendine gel kızım ya sende!" Sesi sessiz bir tonla daha sonra etrafa baktı ve kolunu kaldırdı "şarkıyı açın devam ediyoruz arkadaşlar!" Dediği gibi herkes dansına döndü. Kumsal ve Eylül başağı getiriyorlardı. Yüksek ses ile "dikkat et sende başımı belaya mı vereceksin!" Dediğimde gözleri doldu "abla bilerek yaptı ben kolumu çektim o geldi üstüme!" Kokteyli kafama diktim ve bitirdim "tamam otur ağlama!" Dediğim gibi Bihter köşeye baktı "Tolga da sakinleştiriyor o tarafı." Dediği gibi o tarafa baktım o çocuk ile göz göze geldik. Kaşlarını hafiften çatmış şekilde bakarken gözlerini başka yöne çevirerek konuşanlara eşlik ederek gülmeye başladı. Önüme döndüm ve sakinleşmeyi bekledim .Hiç bir şey olmamış gibi gülümsedim "kızlar lavaboya geliyor musunuz?" Dediğimde Eylül çantasını aldı "ben geliyorum!" Derken Bihter "ben Tolga'nın yanına gidiyorum !kumsal gel sende!." Dediğinde başağın yalnız kalmaması için onun gelmesini söyledim ve lavaboya doğru girdik. Eylül makyajını ,tazelemeye başladı. Başak saçını düzeltirken ,bende öylece aynaya baktım ve lavaboda işimi halledip çıktık. Masamıza gittik ve o köşeye tekrar gözlerimi çevirdim hepsi gülüşüyordu ,hiç şaşırmadım yine göz göze gelmiştik gülümsesini somurttu ve önüne döndü döndüğü gibi bende o tarafa arkamı dönmüştüm
Şu hale bak Afra eylenmeye geldin. Kavga edipte döneceksin of Başak of ! Her gittiğin yerde sorun çıkarmasan herşey yolunda olacak. Ama o çakma sarışın ile daha işim bitmedi.
EGO'su tavan yapmış ,makyaj güzeli işte ne olcak.Yeni bölümler sık sık gelecek, okuduğunuz için teşekkürler:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEVES
ChickLitBu her zaman böyledir; Herşeyin olduğu gibi sevginin de bir bedeli vardı.