3. Bölüm-Tehdit

26 7 1
                                    

Tolga'yı dinleyen Bihter sessizliğini korurken,ağzımdaki loklamaları yavaş bir şekilde yuttum ve gözlerimi ona diktim. Bihter "Geliriz de ne gerek vardı ki?"
Cevabını verdiğinde kızlarla birbirimize bakıştıktan sonra, tekrar gözler Bihter'i buldu. Bihter telefonu görüşürüz demeden kapattı ve masaya koydu. Hızla elindeki çatalı salataya sapladı ve ağzına götürürken, hepimizin ona baktığını fark etti. "Neye bakıyorsunuz öyle?" Dediğinde sessizliği koruyarak , ona bakmaya devam ettik. "Tamam,tamam dün yaşanan gerginliğin telafisi gibi bir şey yapmaya karar vermişler." Eylül kahvesini yudumladı ve masaya koydu. "Nasıl bir telafi bu?" Dedi meraklı bir ses tonu ile Bihter ağzındakileri yuttu "dağ evi diyo kafa dağıtmak için çağırıyor." Dediğinde kumsal "gideriz." Deyince "nereye ya saçmalamayın." Dediğim anda üçü de bana baktı. "Neden çağırsınlar ki bizi akşam yemeği gibi bir şey mi bu?" Dediğimde Bihter bana doğru döndü. "Bir geceliğine." Cevabını verince suratımı asarak kaşlarımı çattım "ya başımıza tekrar öyle bir şey gelirse?" Diyen Eylül'e hak vererek "haklı durduk yere, ne dağ eviymiş bu." Dediğimde kumsal çatalını yerine koyarak. "Abartmayın kızlar; alt tarafı bir gece ne olabilir ki?" Deyince saçımı kulağımın  arkasına sıkıştırarak "dün olanlar da bir gecede yaşandı." Dediğinde Bihter lafa dahil oldu. "Ben gidiyorum siz de geliyorsunuz." Dediğini duyunca bağırmamak için kendimi zor tuttum. "Gitmiyorum ! ben hiç bir yere , onlarla bir kez daha muhattap olmak istemiyorum." Dediğim gibi "bu son bir daha olmayacak." Diyen Bihteri dinlemek istemezdim ama bu son dediğinde fikrim gitme taraftarı olmuştu. "Bir daha olmayacaksa gidelim." Dediğimde Bihter gülümsedi. "İyi o zaman eve geçelim ben sizi teker teker alırım gideriz." Dedi
Kahvaltımızı bitirdik ve herkes evlerine dağıldı. Eve gelmiştim,Taksiden inerek zile bastım. Hızla açılan kapı beni şaşırtmıştı. Kapıyı açan annemdi "nerdesin kızım sen?" Dediğinde duraksadım ve ayakkabıları çıkardım. İçeri girip anneme baktım "geldim işte annecim!" Dedim nazik bir ses tonu ile annem arkamdan kapıyı çarptı ve bana döndü. "Ben sana ne dedim?" Dedi ve benden cevap beklemeden "kardeşin her şeyi anlattı bu mu senin koruyuşun?" Şaşkınlık ile anneme gözlerimi belerttim "korudum anne herşeyden korumaya çalıştım. Dün olanlar da benim lafımı dinlemediği için oldu. Dur dedim beni beklemedi, hatta arkadaşlarıma sorabilirsin gözümü bile ayırmadım!"
"Ya bir şey olsaydı? Gözümü ayırmadım diyor bide utanmadan!" Dedi bağırarak yerimden sıçradım ve açıklamasına devam edecekken..
"O kızın kılına zarar gelseydi, sen görürdün!" Dedi bağırmaya devam ederek.
"Anne dinlemedi beni diyorum o durumda bile koşarak yanına gittim."
Sen orda keyif yaparken kız canını zor kurtarmış!"
Şok olmuş vaziyette cevap verdim.
"Anne ne keyifi ne can kurtarması olmadı öyle bir şey!" Dediğim anda elini kaldırdı ve yanağıma hızlı bir şekilde vurdu. Yanağımı tuttum , anneme baktım. "Daha kardeşini koruyamıyorsun, defol!" Dediğinde geri geri yürüdüm ve ona arkamı dönerek merdivenleri Hızla çıktım. Odama girip kapıyı kapattım göz yaşlarımı tutamıyordum iki yanağımdan süzülen göz yaşları elimle geri ittim. Hep aynısı oluyordu , her zaman beni suçlu buluyordu. Başak'ı  zor korudum biliyorum ama ona zarar gelmesin diye elimden geleni yapmıştım. Onu öyle bırakıp keyif yapmamıştım. Ağlayarak yaslandığım kapının dibine çöküverdim. Bıkmıştım artık böyle yapmasından. Sakince ayağa kalktım ve göz yaşlarımı tekrar silerek kapıyı açtım ve karşı odaya Başak'ın odasına doğru Hızla yürüyüp, kapıyı açtım. Başak ayna karşısında makyaj yaparken duraksadı ve bana döndü. Kapıyı sonuna kadar açıp Hızla ona yaklaştım. "Sen nasıl bir insansın ya insanın içinde hiç mi sevgi saygı olmaz!" Dediğimde saçlarını geri itti ve güldü "beni herkesin içinde rezil ederken , bir şey yoktu, al işte cezanı bul!" Dediğinde elindeki allık kutusunu alıp yere fırlattım. "Senin rezilliğini kapattım ben, o kavgada senin o gidelim diye diretmenden kaynaklandı!" Dediğim anda sesini yükseltti "ne yaptığını sanıyorsun yalan söylüyorsun!" Demişti ya artık ona olan sevgimi, bir anda düşürmüştü. Kaşlarımı çattım ve kuruyan boğazımı temizledim."yazık gerçekten yazık!" Diyerek arkamı döndüm. "Asıl sana yazık kendini de beni de rezil ettin ortama girmek için." Ona doğru tekrar döndüm "ortam mı? Ne ortamı aptal! Biz oraya Bihter'in Doğum gününe gittik neyin ortamından bahsediyorsun?"
"Haklısın seni ortam olsa bile almazlar ne yapsınlar seni!" Dedi gözlerimi yumarak sakinleşmeye çalıştım. Arkamı döndüm ve Hızla odama girdim. Bir kaç gün Bihter'de kalacaktım ben burda durursam , elimden kaza çıkacaktı. Hızla yanıma aldığım kıyafetleri çantama doldurarak, merdivenleri Hızla inerek kapıyı açtım,patlatarak dışarı çıktım. Göz yaşlarımı serbest bırakarak yolda Hızla yürümeye başladım. Etrafa bakmadan kafam öne eğik yürüyordum. Adımlarımı daha fazla hızlandırdım nefes nefese kalmıştım. Biraz yürüdükten sonra Sonunda Bihter'in kapısına gelmeyi başarmıştım. Zile bastığımda kapıyı açan Bihter şaşkınlıkla beni içeri soktu. "Ne oldu sana Afra biri bişey mi yaptı? sıkıştırdılar mı ne oldu ?" Derken "hayır bir şey sorma Bihter lütfen gideceksek gidelim , başka bir şey deme." Diyerek salona girdim. İçerde Eylül ve Kumsal vardı. Benden önce gelmişlerdi,beni görünce ikisi yanıma fırladı "ne oldu Canım neden ağladın sen?" Dediklerinde cevap vermeden oturdum.
Bir iki saat evde sakinleştim ve muhabbet ettik akşam üzeri hava karardığında Bihter artık gitmeliyiz deyince topladık ve yola çıktık.

HEVESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin