4. Bölüm-

13 2 0
                                    

Sakin olduğumdan emin olarak çıkmıştım banyodan,gram  uykum kalmamıştı. Sessiz adımlarla salona çıktım kimse yoktu Açelya uyumuş olmalıydı. Yağız öylece gitmişti bu konuyu burada bırakacak değildik. Ona söyleyeceğim çok laf vardı, burda eve gelmesini bekleyecektim. Yavaş adımlar ile salonu turlarken, aklıma geldikçe de camdan bakıyordum. Gözlerim masanın üstünde duran telefona kaymıştı. Saate bakmak için Hızla telefonun ekran kilidini açtım,sanırım telefon Tolga'ya aitti. Saat 05:49 olmuştu, ama bekleyecektim , uyumayacaktım. Salonda dolanmaya devam ettim, diyeceklerimi kafamda toparlıyordum. Telefonu elime alıp ekran kilidini tekrar açtım 05:55 zaman hiç geçmiyordu sanki. Koltuğa oturdum ve gözlerini yere diktim.
Öylece yarım saatten fazla durduğumu düşünüyordum. Hava artık aydınlanmaya başlamıştı, gözlerim kapanmak üzereydi. Kafamı yavaşça koltuğun köşesine bıraktım. Uykuma engel olamıyordum , daha fazla dayanabileceğimi sanmıyordum. Yavaş yavaş doğan güneş odayı az da olsa aydınlatmaya başlamıştı. Gözlerim kapanıyordu engel olması mümkünsüz bir şeydi. Zor araladığını gözlerim artık kapanmıştı....

Yavaşça gözlerimi araladım, açık camdan yansıyan güneş suratımı buruşturmama sebep olmuştu. Gözlerimi tam olarak açarak etrafa bakarken üzerimde ince bir peluş olduğunu fark ettim. Hatta uzanmış yatıyordum en son oturduğumu düşünürken bir yandan da yavaşça doğurdum. Saçımı düzeltirken karşı koltukta boylu boyunca yatan Yağız ile karşı karşıya geldim. Uyuyordu ah Afra nasıl uyuya kalırsın sen aptal Afra. Diye kendimi azarlarken yavaşça ayağa kalktım. Dağ evi sabahları gerçekten serin oluyormuş. Yağız'ın üzerindeki peluş yere kaymıştı. Ama düzelmeyecektim ne hali varsa onu görecekti. Yavaş adımlarla salondan çıkacakken duraksadım. Kayan peluşa tekrar bakarak salondan çıktım. Merdivenleri çıkacakken tekrar duraksadım. Geri döndüm ve sessizce salona girdim. Yavaş adımlar ile Yağız'ın yanına gittim ve yerdeki peluşu kaldırıp üzerine yavaşça bıraktım. Uyanmasın diye hızlı ve yavaş adımlar ile salondan çıktım ve merdivenleri sessiz adımlar ile çıkarak kızların odasına girdim. Kapıyı sessizce örterek kızlara göz gezdirdim, hepsi mışıl mışıl uyuyordu.
Ben nasıl uyurum hâla aklım almıyordu,durmam gerekiyordu edecek laflarım için durmam gerekiyordu.. kendimi aşağılamaya devam ederken telefondan tekrar saate baktım saat bu sefer 08:05'i gösteriyordu. Artık herkes yavaş yavaş kalkardı. Onlar uyanana kadar telefonum ile ilgilenmek için yatağa oturdum ve şarjdaki telefonumu elime alarak fişinden çıkardım. Kafamın altına yastık alarak desteklendim, aniden gelen çığlık sesi ile korkudan yerimden sıçramıştım. Bihter Eylül ve kumsal aniden fırladı ve kapıyı açtı onlar ile beraber bende bir hışımla dışarı yönelirken merdivenlerin sonundaki Açelya ayağını tutmuş haykıra haykıra ağlıyordu. Şok olmuş vaziyette aşığı indik. Tolga ve arkadaşları odadan fırladıkları gibi aşağı inerken "ne oldu?" Sesleri yükseliyordu. Salondan çıkan Yağız Açelya'ya ve daha sonra Tolga'ya baktı. Yanına eğildi ve önüne gelen saçlarını geri itti. "Ağlama tamam!" Diyerek Hızla onu kucağına aldı. Tolga'ya döndü ve "kapıyı aç!" Dediği gibi Hızla kapıyı açan Tolganın endişeden eli ayağı karışmıştı ve Hızla oda dışarı çıkarak ona yardımcı oldu. Arklarından bakarken iç geçirdim ve önüme döndüm merdivenleri geri çıkacakken Bihter kolumu kavradı. "Nerde yattın sen akşam?" Dediğinde duraksadım,ne diyecektim şimdi ben salonda yattım desem neden dicek herşeyi en başından anlatmak zorunda kalacaktım. Bu yüzden "sizin yanınızdaydım Bihter beraber yattık ya!" Dediğimde "lavaboya kalktığını duydum bir daha geri gelmedin." Dedi Tolga'nın içeri girmesi ile sorduğu soruyu yarım bırakarak önüne dönen Bihter "ciddi bir şey yoktur umarım!" Dedi yapmacık bir tavır ile Tolga "ben uyurken ayakkabımın altına bir şey sürülmüş  ondan kayıp düştüm deyip duruyor." Dediği anda gözlerimi merdivenin önündeki ayakkabılara diktim. Tolga ayakkabıyı aldı ve altına baktı altı parlıyordu bir şey sürmüş olmalıydı. "Neyse yanlışlıkla bir şeye bastı herhalde." Diyerek ayakkabıları köşeye çekti. "Ben üstümü değiştirip geliyorum" dedi ve yukarı çıktı. Çıktığı gibi Bihter ve kızların gözleri beni buldu. Tolga'nın diğer arkadaşları şaşkınlık ile salonda konuşurken Bihter beni köşeye çekti. "Canım yanlış anlama ama baştan beri iyi anlaşamıyorsunuz bir şey yapmadın değil mi?" Dediğinde gözlerimi kızlara diktim. Haklıydı benden bilinecekti Bihter bile bunu düşündüyse diğerleri ne düşünmez. Boğazımı temizledim ve endişeli bir ses tonu ile "ben yapmadım,kendi yaptı suçu bana atsın diye yaptı." Dediğimde kumsal kafasını kaşıyarak "suçu sana kalsın diye neden kendini merdivenden atsın ki?" Dediğinde Eylül lafa daldı. "Bilmediğimiz bir şey mi var Afra?" Dedi meraklı gözler ile bana bakıyorlardı. Gözlerimi kaçırdım ve düşünmeye başladım. Ne diyecektim ben şimdi onlara yalan söylemek istemiyordum ne zaman yalan söylesem yakalanıyordum çünkü. Beni tehdit etti dersem Bihter bir daha buraya gelmez Tolga ile da arası açılırdı. Omzuma dokunan Eylül "Afra?" Diyerek hafif bir şekilde beni dürttü. Kendime gelerek "bir şey yok ne olduysa biliyorsunuz Zaten kız takmış bana aklınca beni burdan gönderme çabası işte, ben onun düştüğüne bile inanmıyorum düştü ama tıkırtı bile gelmedi, uyanıktım ben çığlıktan başka bir ses duymadım." Derken Tolga merdivenlerden indi ve gözlerini bize dikti. "Siz hâla kapıdamı duruyorsunuz geçseniz ya içeri." Dediğinde yavaşça içeri girdik. Tolga'nın arkadaşları büyük bir sessizlik içinde bize bakıyordu. Aralarından biri "arasana ne olmuş diye sor!" Deyince Tolga telefonunu eline aldı. "Biraz bekleyelim Efe daha yeni gitmişlerdir hastaneye." Dediğinde Efe denilen çocuk gözlerini bana dikti. Anlamsızca bakarak gözlerimi kaçırdım.
Bravo sana Açelya çok güzel yazdın, çok güzel oynuyorsun. Burda durmamam için elinden geleni ardına koymuyorsun ya helal olsun. Bu durumdan zararlı sen çıkacaksın bilmiyorsun.
Tolga içerde dolanırken koltuktaki ikinci peluşu fark etti peluşa bakarak "beyler burda siz mi yattınız. Yağız yatacağını söylemişti ama iki koltukta birden yatacağı yok." Dediğinde Bihter gözlerini bana çevirdi. Bakışları ile her şeyi anlatıyordu sanki. Ondan da gözlerimi kaçırdım ve Tolga'ya baktım Tolga gözlerini bizden çekerek beklemeye devam etti. Bihter yavaşça kulağıma eğildi "sen yattın değil mi ?" Dediğinde yutkundum ve gözlerimi ona çevirdim cevap verecekken "tamam anladım sus." Diyerek önüne döndü,herşey berbat bir şekilde ilerliyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 21, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HEVESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin