2-[cuma]

19 5 13
                                    

Hye-sun yatağının hemen baş ucundaki konser biletine bakınıyordu. Evet, bileti tam karşısındaydı ve sonunda 18 yıldır kurduğu hayallerini gerçekleştirebilecekti.  Sahi, arkadaşları onunla daima dalga geçerdi, değil mi? Fakat, birkaç aptal insanin dedikleri uğruna ona olan, büyük sevdasından vazgeçecek değildi.  Hiç kimse ona destek olmamıştı, ailesi bile onunla gurur duydukları söylenemezdi, dahası kendisine yakın hissedecek bir arkadaşa hiçbir zaman sahip olamamıştı bu zamana dek. Çocukluğunu zor günlerle geçirmişti Hye-su.

Bu, sonu gelmeyecek karamsar düşüncelerini ayrı bir kenara bırakarak hayaline geri döndü. Elindeki Baekhyun'a benzeyen peluş oyuncağı sımsıkı sardı ve kokusunu içine çekebildiği kadar cekti.

-Bekle beni, Byun Baekhyun...

Onu görmek,belki elini sıkıp birkaç cümle konusabilmek istiyordu genç kız.
Onunla ne zaman karşılaştığı hakkında hiç bir fikri yoktu, fakat ismini internette aratarak fotoğraflarına baktığını, hakkındaki bilgilerini okuduğunu az biraz hatırlıyordu. Ne kadar da sevimli bir insan demişti, genç kız.
Yakisikli sayılırdı ancak çevresinde ondan daha yakışıklı insanlar varken neden o idi? Neden onun bu, sonu olmayan çekimine bu denli kapılmıştı ki Hye-sun, şuan hiç bir seyi ayırt edemiyordu.

Tüm bunları kendi içinde tartışırken, Hye-sun yorgun düşüp uyumaya karar vermişti. Elindeki peluş oyuncağına dönüp koskocaman iyi geceler öpücüğü vermişti.

_5.30_

Güzel bir gün ışığıyla gözlerini açmıştı Hye-sun. Okul için hazırlanmalıydı. Yatağında birkaç esneme hareketleri yaparak güne hazırlandı.  Ayaklarını zeminele birlestirmiş ve  lavobaya doğru ilerlemişti, Hye-sun. Yüzünü ılık bir su ile yıkamıştı. Merdivenlerden inip mutfağa doğru ilerlemişti. Kahvaltıyı hazırlarken bir yandanda telefonuna gelen mesajlari kontrol etmekteydi.
Kahvaltısını yaptıktan sonra odaya renk katan, siyah dolabından birkaç elbise seçmiş vre hemen üzerine geçirerek okula doğru yola koyulmuştu genç kız.

...

"Yah, Hye-sun bugün neşen yerinde, bir şeyler mi oldu?"

Kafasını hayır mânasında sağa sola salladi birkaç kez, Hye-sun.

"Hye sun?"

"Efendim yoona?"

"Hoşlandığın biri var mı?"

"Evet, Byun Baekhyun."

"Ah, hadi dalga geçmeyi bırak. Gerçekten sevdiğin biri var mı diye sordum."

Gerçekten sevdiği biri mi? Neden insanlara onu sevdigini  söyleyince hep aynı tepkiyi veriyordı?  O gerçek biri değil miydi ki? Sadece bilgisayar, tv ve telefon ekranından gördüğü birini sevemez miydi?

"Peki ya senin var mı?

"Bilirsin işte, sevmek pek tarzım değildir.

Her zamanki gibi Hye-sun sıkıcı bir gün geçiriyordu okulunda. Fakat keyfi yerindeydi. İleride o gözleri görebilecek,sesini duyabilecekti. Karşısında onu, tüm gerçekliğiyle görebilecekti. Hye-sun, bu düşüncelere o kadar bağlanmıştı ki dış dünyayla bağlantısını kesmişti adeta.

Yoona'nın kendisini dürtmesiyle kendine gelebilmişti Hye-sun.

"Hey, otobüse binmeyecek misin?"

"Ovv, evet, pardon dalmışım.

Hye-sun, herzaman ki gibi kulağında kulakliklarıyla etrafa bakınıyordu.

Bir otelin karşısında maskeli bir adam dikkatini çekmişti, gözleri o kadar tanıdık gelmislerdi ki, inanamıyordu.
Yoksa o gözler, sevdiği çocuğun muydu? Cidden Byun Baekhyun'a mı aitti bu gözler?

Otobüsün ilerlemesiyle o gözler kaybolmuştu. Genç kız şuan iyi değildi. Sanki karnında kelebeklerin uçuşması gibi birşey yaşıyordu. Onu karşısında ilk kez gördüğünde elleri titremişti.

Yoona, Hye-sun'a bakarak onun iyi olmadığını anlamıştı.

"Hye-sun sen iyi misin?"

Hye-sun, iyi olmasada kafasını evet anlamında aşağı yukarı sallamıştı.

~🌼

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 07, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BEGİNNİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin